AVRUPA BASINI: ''ABD, TÜRKİYE'YE YARDIM ÜLTİMATOMU VERDİ''
LONDRA - Avrupa gazetelerinde bugün yer alan haber ve yorumlarda, Irak'ın kitle imha silahlarını taşıdığı öne sürülen esrarengiz gemiler, İran destekli Şiilerin Kuzey Irak'taki hareketliliği, Anvers'teki mücevher soygunu konuları ele alındı. Avrupa basını ayrıca, Avrupa Birliği'nin hafta başında Irak hakkında düzenlediği zirvenin ardından görüş ayrılıklarının ne ölçüde giderilebildiğini tartışmaya devam etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Washington'a destek veren AB adaylarına sert çıkışına yer veren Times, ''Chirac adaylara yaramaz okul çocuklarıymış gibi muamele etti'' dedi. Financial Times bir Çek diplomatın Chirac'ın üslubunu Sovyetler'in dikta dönemiyle karşılaştırdığını aktarırken, AB Dış İlişkiler Sorumlusu Chris Patten'ın ''AB, Varşova Paktı değil, genişleme süreci Irak tartışmasına takılırsa çok yazık olur'' sözlerine yer verdi.
''YENİ AVRUPA'DAN CHIRAC'A KARŞI SALDIRI''
Independent, ''Yeni Avrupa'dan Chirac'a karşı saldırı'' dedi. Gazete, Chirac'ın iyi terbiye görmedikleri suçlamasına cevaben Macar Başbakanı'nın bu ifadelere karşılık veremeyecek kadar iyi terbiye gördüğünü söylediğini kaydetti, ''Buradaki gizli tehdit Fransa'nın katılım belgeleri üzerinde bir referandum çağrısı yapma ihtimali. Çünkü katılım anlaşmalarının adaylar 2004'te birliğe katılmadan, üyelerce onaylanması gerek. Oylamada muhtemelen üyeliğe karşı bir sonuç alınır ve bu da genişlemeyi bloke eder. Ancak bu da Fransa için AB ile ilişkilerinde kriz yaşanması demek'' diye yazdı.
Berliner Zeitung, zirveyi Chirac'ın zaferi olarak yorumladı. Gazete, Berlin ve Londra'nın tavizlerine rağmen Paris'in tavrında değişiklik olmadığını yazarak, ''Tüm Avrupalı liderlerin aksine Fransa Cumhurbaşkanı siyasi ve diplomatik açıdan neyin doğru ve uygulanabilir olduğunu baştan sezinledi. Chirac'ın son haftalardaki Irak siyaseti Fransız diplomasisinin şaheseri'' dedi.
İngiltere'de Daily Telegraph Chirac'ın kişiliği üzerine odaklanan bir habere çeyrek sayfa ayırdı. Haberde, ''Çok değil, kısa süre önce Cumhurbaşkanı Jacques Chirac en iyi günlerini geride bırakmış, yolsuzluk skandallarının sarstığı bir isimdi. Şimdi ise Fransa'nın yükselen değeri. Dün yayımlanan bir ankete göre Fransızların yüze 85'i Chirac'ın Amerika'ya direnmesini haklı ve cesurca buluyor. Blair'in düşüşteki popülaritesi düşünülünce bu, Mösyö Chirac için daha da hoş. Kendi desteği ise yüzde 60'larda; yani horozlanma geleneğine dönüş en azından içeride işe yarıyor'' denildi.
Avusturya'da Der Standard Chirac'ın açıklamalarını ''en azından üslubu açısından uygunsuz'' bulurken Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung, Chirac'ın eleştirilerinin çifte standart yaptığı kansında olduğunu yazdı. Gazete, ''Fransa ve Almanya da kendi aralarında anlaşmalara varıp diğer AB ülkerini bunun dışında bırakıyorlar. Bu da dayanışma ruhuna aykırı'' dedi. Gazete, ''Doğu Avrupa ülkeleri de Washington'a destek mektuplarına attıkları imzanın, yaşanan siyasi artçı şoklara deyip değmediğini düşünmeli'' yorumunu yaptı.
Romanya'da Adevarul, ''Chirac hoşlansın ya da hoşlanmmasın AB siyaseti şekilllenirken Avrupa'daki küçük uydu aday devletler de gözönünde bulundurulmalı'' yorumunu yaptı.
İngiliz Independent ise başyazısında ''Avrupa'nın üzerinde uzlaşabileceği savunma politikası ve dış politika aranıyor'' başlığını kullanarak, ''AB'nin Brüksel'de en azından bir uzlaşma sağlaması büyük başarı. Üstelik Tony Blair bile uzlaşılan bu çizgide konuşmayı başardı. Ancak yine de AB ortak bir dış politika ve savunma politikası şekillendirmekten hiç olmadığı kadar uzak'' dedi.
''MİLYONLARCA GÜVERCİN ASLINDA ŞAHİN''
İngiltere'de dün Guardian düzenlediği kamuoyu yoklamasına göre Başbakan Tony Blair'e desteğin azaldığını duyuruyordu. Daily Telegraph'ın bugünkü anketi ise aksi yönde yorumlanıyor. Gazete, ''Halkın çoğunluğunun temelde askeri harekata karşı olmadığını'' savunuyor.
Gazete, haberi ''Milyonlarca güvercin, aslında sabırlı şahin'' manşetiyle verdi. Gazete Blair'in Irak konusunda samimi olduğuna inananların oranının yüzde 56 olduğuna dikkat çekti. ''Blair'e Irak konusunda ne kadar güveniyorsunuz?'' sorusuna, ''Çok'' ya da ''Biraz'' yanıtı verenlerin toplam oranının ise yüzde 44 olduğu ifade edildi.
Daily Telegraph dış haberler sayfasında ise, ''ABD, Türkiye'ye yardım ültimatomu verdi'' başlığını kullandı. Gazetede şöyle denildi:
''Beyaz Saray, Türkiye'ye üslerini Amerika'ya açması ya da cömert bir yardım paketini kaybetmeyi göze alması yolunda ültimatom verdi. Beyaz Saray, Türkiye'yi üs olarak kullanmaksızın Irak'ı işgal planlarını tamamlaması için Pentagon'a talimat verildiğini de kasten basına sızdırdı. Amerika, Türkiye'ye 6 milyar dolar hibe 20 milyar dolar kredi yardımı önermişti. Ancak Ankara'nın talebi bunun 2 katı. Amerikalı yetkililer Türkiye karşısında git gide büyüyen bir hayal kırıklığı duyduklarını gizlemiyor. Hatta sadece Türkiye'yi askeri planlama dışında bırakma tehidiyle kalmayıp Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'ndan kredi taleplerine desteklerini çekme uyarısında da bulunuyor. Beyaz Saray yetkilileri Türkiye'nin kendilerini zora koşma oyunu oynadığını, ancak sonunda Amerikan paketini kabul edeceğine inandıklarını söylüyorlar.''
''IRAK'IN 3 ESRARENGİZ GEMİSİ İZLENİYOR''
Independent, ''Irak'ın 3 esrarengiz gemisi izleniyor'' başlıklı haberi manşete çekti. Sözü edilen gemilerin Irak'ın denetimlerden kaçırdığı kitle imha silahlarını taşıdığı şüphesiyle, Amerikan ve İngiliz istihbaratınca izlendiği kaydedildi. Gazete şöyle devam etti:
''Gemicilik sanayinden kaynaklara göre boş ağırlığı 35 - 40 bin ton olan bu dev yük gemileri, 3 aydır dünya denizlerinde seyrediyor ve uluslararası denizcilik yasalarına aykırı biçimde telsizlerini susturmuş durumdalar. Kasım'da limandan ayrıldıklarından bu yana hiçbiri yükü ya da varış yeri konusunda bilgi vermedi. Amerikan ve İngiliz yetkililer gemileri durdurup aramak konusunda isteksiz, çünkü bu durumda gemilerin batırılmasından korkuyorlar. Eğer sanıldığı gibi gemilerin yükü kimyasal ve biyolojik silahlarsa bunun yaratacağı sonuçlar çevre açısından bir felaket olur.''
Times, alaycı bir üslupla, ilk sayfasında Irak savaşı hazırlıklarının farklı bir boyutunu öne çıkardı. ''İngiliz deniz komandolarının tuvalet kağıdı sıkıntısı'' başlığını kullanan gazete, Gazete, Kuveyt'teki İngiliz askerlerinin Amerika ile ortaklıklarının sadece çarpışmayla sınırlı olmadığını; Amerikalı askerlerin tuvalet kağıtlarına hatta gıda tayınlarına da ortak olduklarını kaydetti ve İngiltere'nin lojisitik sıkıntılarına dikkat çekti.
''İRAN DESTEKLİ ASİLER KUZEY IRAK'TA''
Financial Times ise Kuzey Irak'taki gelişmeleri ilk sayfasına taşıdı ve ''İran destekli asiler Kuzey Irak'ta'' dedi. Gazete, amacın sınırı güvence altına almak olduğunu yazarak, ''Ağır teçhizatlı 5 bin asker, Irak İslam Devrimi Yüksek Şurası adlı bir Şii grubun lideri olan ve Tahran'da yaşayan Ayetullah Muhammed Bekir el Hakim'in komutasında. Bush yönetimine yakın isimler Amerika'nın; bu yeni unsurun Kuzey Irak'ta zaten karmaşık olan mozaiğe etkisi konusunda kaygılı olduğunu söylüyor. Badr tugayı İran'ın Devrim Muhafızlarınca eğitilmiş ve donatılmış bir grup. İran hükümetinin dolaylı ordusu olarak görülebilir. İranlı yetkililer Kuzey Irak'ın yaklaşık 25 kilometre içinde mevzilenen gücün sadece savunmaya yönelik olduğunda ısrarlı. Ancak Irak'ta rejim değişirse burası İran için askeri ve siyasi anlamda bir dayanak noktası olarak görülebilir'' diye yazdı.
Güney Kore'de dün yaşanan metro yangının haber ve fotoğrafları tüm gazetelerde geniş yer buldu. Times'taki bir yorumda tek başlarına hareket eden çılgınların El Kaide'den daha büyük tehdit oluşturtuğu ifade edildi. Yorumda, ''Bir manyağın rastgele bir hareketi Güney Kore'de metro yolcularını kül ediyor. Chicago'da biber gazı kokusu, gece kulübündeki halk arasında izdiham yaşanmasına yol açıyor. En güçlü, en gözardı edilen düşmanlarımız terörist öcüler değil. İngiltere ve Amerika'da yanlış hedeflere kilitleniyoruz. Var olmayan tehditler yanlış alarmlarla hükümetlerimiz asıl tehlike karşısında kendilerini aciz bırakıyor'' denildi.
Guardian, Belçika'da dünyanın elmas başkenti Anvers'te bir çetenin, olağanüstü önlemlerle korunan bir binadaki 160 kasadan 123'ünü soyduğunu ve tarihin belki de en büyük soygununun ancak ertesi gün fark edildiğini belirterek, ''Soyguncuların kameraları, alarmları, 20 santimetre kalınlığındaki kasa kapısını nasıl aştığı ise tam bir muamma. Kaybın miktarı resmen açıklanmıyor ama gazetenin tahmini 75 milyon sterlin (Yaklaşık 200 trilyon lira) dolayında'' dedi.
İngiliz gazetelerinde tartışılan bir diğer konuyu da Gurka olarak adlandırılan Nepalli askerlerin İngiliz hükümetinden tazminat talebi oluşturdu. Ayrımcılık suçlamasıyla açılan davada 7 emekli askeri Başbakan Blair'in eşi Cherie Blair ya da baroda kayıtlı ad ıyla Cherie Booth savunarak ''Cherie Booth dün kocasının hükümetini Gurka askerlerine daha az ücret ve olumsuz koşullar sunarak; kurumsallaşmış ayrımcılık uygulamakla suçladı. Eğer tazminat talebi haklı bulunursa hükümet Gurkalara aynı hizmet koşullarını, ücreti ve emekilik haklarını sunmak durumunda kalacak; bunun bedeli de yaklaşık 2 milyon sterlin. Davacılar umutlu zira daha önce görülen bir davada yargıç, Gurkaların emeklilik gelirlerinden mahrum bırakmasının mantıksız ve ırkçı bir uygulama olduğuna hükmetmişti'' dedi.
Times, Kuzey Kore'nin Kore Savaşı'nı sona erdiren ateşkesten çekilme tehdidini yorumlarken, benzer tehditlerin daha önce de gündeme geldiğini hatırlattı. ''Zaten bu anlaşmanın pek çok hükmüne yıllardır uyulmuyor'' diyen gazete, buna örnek olarak ateşkesi denetleyen Çek ve Polonyalı gözlemcilerin ülkelerindeki rejim değişiklikleri ardından sınırdışı edildiğini hatırlattı. Gazete bu nedenle son tehdidi de ABD ve Güney Kore'nin bölgedeki askeri tatbikatına tepki olarak değerlendirdi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:22