AVRUPA BASINI: ''TÜRKİYE'NİN AB UMUTLARINA DARBE''
LONDRA- Avrupa basınında, Kıbrıs'la ilgili pekçok yorum yer aldı. Avrupa basını, Kıbrıs görüşmelerinin başarısız olmasının ardından Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamasının bile zor olacağı yorumunu yaparken Financial Times'ta ise iyimser yorumda bulunuldu.
Almanya'da yayımlanan Süddeutsche gazetesi, ''Dikenli telin her iki yanındaki inatçı savaşçılar, yakında bir şeyi anlayacak: BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın sabrını alt edebilirler ama kendi halklarının barış özlemini yenemeyecekler. Halklar tepelerindeki yaşlı adamlara, artık kendilerini temsil etmediklerini dev barış mitingleriyle gösterdi'' dedi.
Süddeutsche, sonucun ''Türkiye için de bir acı uyanış olacağını ve Kıbrıs AB'ye katılır katılmaz, Türkiye'nin birlik topraklarında işgalci güç konumuna düşeceğini'' yazdı. Haberde, ''Avrupa Birliği topraklarını işgal eden ve birliğin bir üyesini, yani Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımayı reddeden bir ülke herhalde AB'ye katılmayı umamaz. Bu nedenle Kıbrıs felaketi, Türkiye'nin AB ile yakınlaşma politikası açısından da bir facia. Kıbrıslı Rumlarsa yeni cumhurbaşkanları Tasos Papadopulos'un sert tutumu yüzünden tarihi bir fırsatı kaçırdı'' denildi.
Eğer Kıbrıs'ta anlaşma olmazsa Türkiye'nin işgalci güç konumuna düşeceği görüşünü, Fransız gazetesi Le Monde da yineledi.
Berlin'de yayımlanan Tageszeitung ise, ''BM genel sekreterlerinin birkaç senede bir, Kıbrıs sorununu çözmek için yeni girişim başlatmaları artık neredeyse gelenek halini aldı. Bir kez daha barışçı çözüm umutları Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş yüzünden suya düştü. Oysa Denktaş halkının desteğini kaybetmiş durumda. Kıbrıslı Türklerin çoğu, 'insan yiyen Yunanlılar' masalına inanmıyor. Avrupa çatısı altında refah ve barış içinde yaşamak istiyorlar'' dedi.
İngiltere'de yayımlanan gazetelerden Times, ''Türkiye'nin AB umuduna Kıbrıs darbesi'' yorumunu yaparken, Independent ''Kıbrıs görüşmeleri çöktü, Türkiye'nin AB başvurusu sallantıda'' dedi. Sol eğilimli Guardian, ''AB, Türkiye'ye Kıbrıslı lideri hizaya getirmesini söyledi'' diye yazdı.
Muhafazakar Daily Telegraph da ''Kıbrıs görüşmeleri çökerken, Türkiye'nin AB umutları suya düştü'' yorumunu yaptı.
TÜRKİYE'NİN AB'YE KATILMA UMUDUNA DARBE
Daily Telegraph'a göre AB'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni bölünmüş de olsa birliğe almaktan vazgeçmeyeceğini açıklaması ardından, Türkiye'nin yakın vadede birliğe katılma umudu kalmadı. Ancak Brüksel'in, üyelik hakkını tüm adaya verdiği konusunda ısrar ettiğini de hatırlatan gazete, şöyle devam etti:
''Brüksel bu yüzden kendisini Lefkoşa'yı ortasından bölen ve bol silahlı Atilla hattının hemen gerisinde konuşlanmış Türk ordusuyla çatışma halinde bulabilir. AB, Türkiye'yi, geçen Aralık ayındaki fırtınalı Kopenhag doruğunda, insan hakları sicilini temizlemesi kaydıyla üyeliğe davet etmişti. Ancak dün bir Avrupa Komisyonu sözcüsü Kıbrıs sorunu çözülmeden üyelik görüşmelerinin başlamasının 'çok zor' olduğunu söyledi. Bu yetkili, 'Türkiye ile ilgili rapor vereceğimiz 2004 yılının sonunda Kıbrıs konusunda hala çözüm umudu yoksa, garip bir durumla karşı karşıya kalacağız: Kapımızı çalan bir üye adayı, üyelerimizden birini tanımıyor olacak' diyordu.''
Guardian gazetesiyse Türkiye'nin Mayıs ayından itibaren AB'yi işgal eden bir güç durumuna düşeceği görüşünü ve Ankara'dan işbirliği istendiğini yineledikten sonra, ''Türkiye hükümeti çözüm için çalışmayı sürdürme sözü verdi. Ancak askeri çevrelerin buna onay verip vermeyeceği kuşkulu. Avrupalı diplomatlarsa Kıbrıs'taki çıkmazı bahane ederek, yaklaşık 70 milyon Müslüman nüfusa sahip bir ülkeyi geri çevirmekten mutluluk duyacak pekçok kişi olduğunu vurguluyor'' diye yazdı.
Guardian'ın konuya ilgili olarak görüşüne başvurduğu Cumhuriyetçi Türk Partisi liderlerinden Ferdi Sabit Soyer ise sonucu, ''Denktaş için ve Türkiye'de birliğe katılmak istemeyen güçler için geçici bir zafer'' diye niteledi ve muhalefetin meclis boykotunun süreceğini, ayrıca kendi referandumlarını düzenleyerek Kıbrıslı Rumlarla uyum içinde yaşamak istediklerini göstereceklerini söyledi.
PAPADOPULOS TERLEMEDİ
Independent gazetesiyse Kıbrıslı liderlerin performansları için, ''Tasos Papadopulos'un da BM planlarına itirazı vardı. Üstelik her ne olursa olsun kendilerinin AB'ye gireceğini bildiğinden, esnek olması için neden de yoktu. Ama Denktaş uzlaşmaz bir tutum sergileyince, Papadapulos'un terlemesine bile gerek kalmadı'' diye ifadede bulundu.
İş çevrelerinin gazetesi Financial Times, Avrupa Komisyonu sözcüsünün ''Türkiye'yle üyelik görüşmelerinin başlamasının çok zor göründüğünü'' söylediğini hatırlattıktan sonra şöyle devam etti:
''Komisyonun açıklaması, AB'nin üst düzey yetkililerinin bundan önceki tavırlarıyla çelişiyor. Bu yetkililer daha geçen Aralık ayındaki Kopenhag zirvesinde Türkiye'ye görüşme tarihi verilmesi için ısrar etmiş ve 29 senelik Kıbrıs çıkmazıyla bu konu arasında bağlantı kurulmayacağını söylemişti.''
Kıbrıs sorununu ''Irak krizinin ilk kurbanı'' diye niteleyen ve Türkiye hükümetinin Irak yüzünden bu konuya yeterince eğilemediğini belirten Financial Times, yorum sayfalarındaysa günün en iyimser yorumunu yaptı. Gazete, ''Henüz umutlar tükenmedi. Kıbrıs'ta çözüm girişimlerinin burada bitmesi gerekmiyor. Varılan sonuçta Denktaş'ın toprak ve göçmenler konularında kaya misali direnişinin rolü büyük. Kıbrıslı Rumlar ve yeni liderleri Papadopulos da suçsuz sayılmaz. Onlar da Türk azınlığa federal hükümette eşit iktidar şansı tanımadı. Ama Denktaş'ın inatçılığının gölgesinde kalan bu nokta, dışarıya fazla yansımadkı.
Yine de çözüm baskıları sürüyor. Kuzeydeki mitingler, Denktaş'ın birleşme konusunda bir azınlığın görüşünü temsil ettiğini ortaya koydu. Bu durum Aralık ayındaki genel seçimlerde Denktaş'ı destekleyen partilerin meclisteki çoğunluklarını kaybetmelerine ve görüşmecilik rolünü ondan devralacak bir hükümetin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Zaten o zamana kadar Türkiye'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da dikkatini Kıbrıs'a çevirecek duruma gelir. Gidişat, bir üyesini tanımadığı bir birliğe başvurmaya hazırlanan Türkiye'yi memnun ediyor olamaz. Aynı şekilde Kıbrıslı Rumlar da statükonun devamından yana olamaz; onlar da toprak ve göçmenlerin dönüşünü istiyor. Yani Annan'ın dünkü karamsar sözlerinin aksine, yeniden çözüm yoluna koyulmak herkesin çıkarına görünüyor'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:32