AVRUPA BASININDA BUGÜN...
- AVRUPA BASINI, BAŞBAKAN TONY BLAIR VE KONUĞU IRAK BAŞBAKANI İYAD ALLAVİ'NİN AÇIKLAMALARINA YER VERDİ
- BAZI İNGİLİZ GAZETELERİ, AVRUPA BİRLİĞİ İLE TÜRKİYE ARASINDA YAŞANAN TÜRK CEZA KANUNU YASA TASARISI SIKINTISINI ELE ALDI
LONDRA - Daily Telegraph, ''Ya terör kazanacak ya da biz ve Irak halkı kazanıp küresel teröre önemli bir darbe indireceğiz'' başlıklı haberinde, Blair'in ülkedeki direnişçi gruplara gönderme yaparak ''İkinci Irak savaşının başladığı'' yolundaki açıklamasını öne çıkardı.
Gazeteye göre, Başbakan, bu savaşın sonucunun teröre karşı küresel savaşın da kaderini belirleyeceğini ifade etti.
Independent gazetesi, iki Başbakan'ın Londra'daki iyimser açıklamalarına rağmen Irak'ta büyük bir kaosun hüküm sürdüğüne dikkat çekerken, Amerikalıların özellikle de Felluce'de büyük bir operasyona hazırlandıklarını duyurdu.
Independent'a göre, Amerikalı askeri yetkililer, önce ''kanser'' olarak niteledikleri Felluce'de denetimi sağlamayı ve aralık ayına kadar da tüm ülkede direnişi sona erdirmeyi amaçlıyor.
Allavi ise, Independent'ta yayımlanan yazısında, Irak'ta hem ekonomik istikrarın sağlanması hem de güvenlik sorunlarının aşılmasının sadece Iraklılar için değil tüm dünya için yaşamsal önem taşıdığını açıkladı.
Times, ''Saddam'ın mahkeme ve infaz zamanı yakın'' başlıklı haberinde, Allavi'nin Amerikan ABC Televizyonu'na verdiği demece dayanarak, Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in ekim ya da kasımda mahkemeye çıkarılacağını ve duruşmasının beklenenden kısa süreceğini belirtti.
Allavi, Irak'ta idam cezasının yeniden yürürlüğe konduğunu anımsatarak, suçlu bulunması halinde Saddam Hüseyin'İn idam edilebileceği mesajını verdi.
Daily Telegraph ise, Saddam Hüseyin'in hücredeki hayatını anlatıyor. Gazeteye göre, Saddam Hüseyin, Amerikan askerleri tarafından çok sıkı şekilde korunan saraylarından birinin bodrum katında 12 metrekarelik bir odada tutuluyor.
Haberde, hazır yiyecek tüketen Saddam'ın, en çok kek, bisküvi ve puro istediğine ve günde 3 saat bahçeye çıktığına dikkat çekildi.
Times, ''Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki gerginlik'' başlıklı haberinde, Türk Ceza Kanunu tasarısının son anda komisyona geri çekilmesiyle başlayan kriz nedeniyle Ankara'nın 40 yıllık üyelik kampanyasının çöküşün eşiğine geldiği yorumunu yaptı.
Haberde, ''Avrupa Birliği'nin son 5 yılda alacağı en önemli karar öncesinde, hükümetin reform yasalarını askıya alması ciddi bir krize neden oldu'' ifadelerine yer verildi.
Almanya'da Brandenburg ve Saksonya yapılan seçimlerde aşırı sağcı partilerin oylarını artırarak iki eyalet parlamentosunda da temsil hakkı kazanması Alman gazetelerinde önemli yer tuttu.
Almanya'da yayımlanan Sueddeutsche Zeitung, ''Birçok kişi aşırı sağa, daha çok sayıda kişi ise komünistlere oy verdi. Ancak bu seçmenlerden daha da fazla sayıda Alman hiçbir yere oy vermedi. Bu, yeni eyaletlerde demokrasinin ağlanacak halde olduğunu gösteriyor'' başlıklı haberinde, bu sonuçta, düşük katılımın önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Aynı gazete, Doğu Almanya'daki seçmenlerin devletin rolü konusunda boş hayallere kapıldığını ve halkın ekonomik gerçekliğin izin veremeyeceği beklentiler içine girdiğini yazdı.
Die Welt, ''Yine de bu sonuçlar ciddiye alınmalı. Doğu'daki şikayetler temelde Batı'dakinden farklı değil'' başlıklı haberinde, aşırı sağın yükselişinin kaygı verici olmasına rağmen, bunun Alman Cumhuriyeti'ni ve birliği tehdit edecek boyutlara ulaşmadığı yorumunu yaptı.
Berliner Zeitung ise, sonuçları iktidar partisi için ''Tam bir felaket'' diye yorumladı.
Financial Times, ''Doğu Alman seçmenlerden büyük partilere uyarı'' başlıklı haberinde, iktidardaki Sosyal Demokratlar'ın Saksonya eyaletinde, 140 yıllık tarihinin en kötü sonucunu aldığına dikkat çekiyor.
Rus gazetelerinde ise, Putin'in terörle mücadele için yetkileri artırma girişimine eleştiriler sürdü.
Novaya Gazeta, valilerin bundan böyle seçimle değil, atamayla işbaşına geleceğini anımsatarak, ''Gücünü halktan almayan bir hükümetimiz vardı. Şimdi, gücünü vatandaşlarından almayan valilerimiz olacak'' diyor.
Haberde, ''Anayasaya hemen 'Ülkede iktidarın tek kaynağı halk değil, cumhurbaşkanıdır' yazılmalı. Terörle mücadelenin yöntemi bu olamaz. Terörün nedenleri ortadan kaldırılmalı. Çeçenistan'daki şiddet de terörün en önemli kaynağıdır'' ifadelerine yer verildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:57
