Medya
  • 9.8.2005 12:45

AVRUPA BASININDA BUGÜN...

LONDRA (İHA) - Günlerdir 7 Temmuz''da Londra''nın ulaşım ağını hedef alan saldırılar ve sonrasındaki tartışmalara odaklanan İngiltere gazetelerinde bugün uluslararası gündemin önemli maddelerine ilişkin manşetler dikkat çekiyor. ''''Petrol krizi'''' başlığını kullanan Independent, terör korkusunun petrol fiyatlarını son 22 yılın en yüksek seviyesine çıkardığını yazıyor. Gazete, bu gelişmenin küresel ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirtiyor. Financial Times gazetesinin manşetinde de petrol fiyatlarının varil başına 65 dolara yaklaştığı bilgisi aktarılıyor. Gazete, fiyatlardaki artışın Suudi Arabistan''da yeni saldırılar düzenleneceği uyarısı ve en fazla petrol üreten ikinci OPEC ülkesi olan İran''ın nükleer faaliyetlerine yeniden başlama kararından kaynaklandığını kaydediyor. Financial Times''a göre, petrol piyasaları, bu kararı nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi''nin İran''a yaptırım uygulamasından endişe ediyor. Daily Telegraph gazetesi, İran''ın Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa''ya meydan okuyarak gerginliği artırdığını öne sürerken, Guardian, Tahran''ın bu kararıyla Washington''un yeni bir gövde gösterisinde bulunması riskini artırdığına dikkat çekiyor. ''''İRAN''LA KRİZ AVRUPA''NIN BAŞARISIZLIĞI'''' Almanya''da yayımlanan Frankfurter Allgemeine, İran''ın kararının Avrupalılar için ağır bir darbe niteliği taşıdığını belirtiyor. Gazete şöyle devam ediyor: ''''İran, Güvenlik Konseyi''nin kendisine yaptırım uygulayacağına inanmıyor. Eğer böyle birşey söz konusu olursa İran, Irak ve Ortadoğu''yu karıştırma tehdidine bulunabilir. Ama bu gelişmenin Avrupalılar için başka bir anlamı var. Avrupalılar, dünyanın bu stratejik bölgesinde kriz yönetiminde başarılı olabileceklerini gösterme fırsatını kaçırdılar.'''' Frankfurter Allgemeine, İslami bir rejimin nükleer silaha sahip olmasıyla bölgesel silahlanma yarışının daha da kızışacağını öne sürerken, başka bir Almanya gazetesi Sueddeutsche Zeitung, korkuların abartılmaması gerektiği görüşünde. Gazete ''''İranlılar dün İsfahan''daki nükleer santralde faaliyetlerine yeniden başladılar diye 3. Dünya Savaşı çıkmaz'''' diyor. Sueddeutsche Zeitung, petrol boykotunu da içermesi halinde yaptırımların İran''ın canını yakabileceğini, ancak petrol arzının azaldığı ve fiyatların tırmandığı bir dönemde Batılı sanayileşmiş ülkelerin bu yola başvurmalarının olası olmadığını kaydediyor. Fransa''da yayımlanan Le Monde ise, İran''la yaşanan krizin Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceğini irdeliyor. Gazetenin yorumu şöyle: ''''Washington, Tahran''la krizde şimdi Avrupa''yı ve Irak''taki savaşı da dikkate alıyor. Amerikalılar açısından krizin en azından bir olumlu yanı var. Kriz Avrupa''yla Amerika''yı bir araya getirdi. Yeni cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra Tahran''ın radikalleşmesi, Atlas okyanusunun iki yakasındaki anlaşmazlıkları ikinci plana itti. Washington, şimdi sanki ikinci derecede önemli bir güçmüş gibi Avrupalıların arkasına sığınıyor.'''' BM''DE SKANDAL Independent gazetesi başyazısında ''''Bu skandal Birleşmiş Milletler''de reform ihtiyacını ortaya koyuyor'''' diyor. Başyazıda şöyle deniyor: ''''Gıda karşılığı petrol programı, Güvenlik Konseyi''nin yaptırımlar komitesi tarafından yürütülüyordu. Amerikalılar da bu komitenin üyesi. Üstelik Amerikan Yönetimi, Saddam Hüseyin''in yasa dışı petrol satışına göz yumdu. Bu yasadışı ticarette Amerikan şirketleri de yer aldı. Bush buna rağmen, Irak''ın işgaline destek vermeyen Birleşmiş Milletler''i cezalandırmak için örgütü karalama kampanyasına girişti. Bush, ''Birleşmiş Milletler ancak Amerikan çıkarlarına hizmet ederse değerli olur'' diyen John Bolton''u örgütteki temsilcisi olarak atadı. Başlı başına bu atama bile Bush''un örgüte karşı husumetini yansıtıyor.'''' Independent, başyazısında bu skandaldan bazı dersler alınması gerektiğini vurguluyor: ''''Skandal, Birleşmiş Milletler''in artık kendine çeki düzen vermesi gerektiğini ortaya koyuyor. Örgütün artık çok taraflı diplomaside daha etkin bir platforma dönüştürülmesi gerekiyor. 2. Dünya Savaşı''ndan sonraki güç dengelerine göre yapılanan Güvenlik Konseyi, bundan böyle yeni küresel güç merkezlerinin de ağırlığını yansıtmalı. Ancak bu yeniden yapılanma sürecini Beyaz Saray''ın örgütü cezalandırma arzusu değil, ortak çıkarlar ve kolektif güvenlik ilkesi şekillendirmeli.'''' ''''TERÖR DAVALARI İÇİN GİZLİ MAHKEMELER KURULACAK'''' Guardian gazetesi, manşetinde, terör davaları için, gizli mahkemeler kurulmasının gündeme geldiğini yazıyor. Gazeteye göre, özel güvenlik soruşturmasından geçirilecek yargıçların görev yapacağı bu mahkemelerde, zanlıların haklarında dava açılmadan ne kadar gözaltında tutulacağına karar verilecek. Bu mahkemelerde, yargıçlara gizli servislerin topladığı istihbarat da delil olarak sunulacak. Daily Telegraph, Tony Blair''in gizli mahkemeler konusunda Fransa''yı örnek aldığını belirtiyor. Gazete, terörle mücadele konusunda hergün yeni öneriler gündeme getiren, 60 yıldır başvurulmayan vatana ihanet suçlamasını tartışmaya açan hükümetin, insan hakları ve muhalefetten gelen tepkiler üzerine kimi zaman geri adım attığını, kafası karışık ve paniğe kapılmış bir görüntü sergilediğini öne sürüyor. Independent, teröre göz yumma, terörü övme gibi yeni suç tanımları oluşturmaya çalışan hükümetin vatana ihanet yasasfu da içermesi halinde yaptırını canlandırmak yerine ifade özgürlüğüne zarar vermeden, suçluları mevcut yasalarla cezalandırması gerektiği görüşünü savunuyor. Daily Telegraph, Londra saldırılarını gerçekleştiren 4 intihar eylemcisi için ''''Fantastik Dörtlü'''' dediği öne sürülen ve vatana ihanet suçundan yargılanması tartışılan din adamı Ömer Bekri Muhammed''in, Lübnan''a kaçtığını yazıyor. Hükümetin tartışmaya neden olan önerilerinden biri de ülkedeki göçmenlerin, Amerika''daki gibi kökenlerine göre tanımlanmasıydı. İçişleri Bakan Yardımcısı Hazel Blears, Londra saldırılarından sonra ülkede birliğin sağlanması ve İngiliz vatandaşlığı bilincinin güçlendirilmesi için bu öneriyi tartışmaya açmış, örneğin Pakistanlı yerine Pakistanlı İngiliz tanımının kullanılmasını teklif etmişti. Independent , ülkedeki Müslüman ve diğer toplulukların bu öneriyi tepkiyle karşıladığını yazıyor. Emel adlı İslami derginin editörü Sarah Josef, ''''Kendimizi nasıl tanımlayacağımıza biz karar vermeliyiz. Biz margarin değiliz ki markamızı değiştirelim'''' diyor. Müslüman Forumu adlı derneğin başkanı Manzur Moğal da bu önerinin toplumu böleceğini ve ikinci sınıf İngiliz vatandaşlığı oluşturacağını söylerken, başka bir Müslüman temsilci ise hükümetin bu tür önerilerle ortaya çıkmak yerine aidiyet duygusunu güçlendirecek adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:45

İLGİLİ HABERLER