LONDRA - Avrupa basınında bugün Irak krizi, bu ülkedeki silah denetimleri, BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle ilgili tartışmalar, öne çıkan haberler olarak yer aldı.
Fransa'da yayımlanan Liberation gazetesi bugün ''Chirac: Hayır'' manşetiyle çıktı. Bu sözler, kırmızı zemin üzerine beyaz harflerle yazıldı. Liberation gazetesindeki başmakalede, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Irak konusunda ABD'ye karşı çıkma kararı desteklendi. ABD'nin bu savaşı hegemonyasını yeniden kurmak için istediğini savunan gazete, ''11 Eylül'de büyük darbe alan caydırıcılık güçlerine tekrar kavuşmaları için sık sık savaş çıkarmaları gerekiyor'' diye yazdı.
Almanya'da yayımlanan Berliner gazetesi de Rusya'dan sonra ikinci bir daimi üyenin veto kararını açıklamasını memnuniyetle karşıldı. Gazete ''Eğer BM, Irak konusunda ABD'nin saçmasapan savaş planlarına boyun eğseydi, eğer Washington'un yetersiz savlarını körükörüne izleseydi, yalnızca zayıf değil, tamamen faydasız bir kuruluş durumuna düşerdi. Savaşı engelleyemese bile görevini yapması yeterli'' dedi.
Ancak yine Almanya'da yayımlanan Frankfurter Allgemeine bu görüşe katılmıyor. Gazete, Irak'la savaşa karşı çıkarak ABD'yi zayıf duruma düşüren ülkelerin uzun vadede BM'yi de zayıflattığını, çünkü BM'nin kararlarını ancak Amerikan askeri gücüne dayanarak uygulattığını savundu. Fransa'nın da savaşa uluslararası hukuku düşündüğü için karşı çıkmadığını belirten Frankfurter Allgemeine, ''Chirac'ın amacı, Irak krizinden faydalanarak Avrupa'nın lideri olmak ve Amerika'ya kafa tutmak'' dedi.
ANZAR'IN PLANLARI
İspanya'da yayımlanan El Mundo, Başbakan Jose Maria Aznar'ın BM kararı veto edilse bile Irak'a saldırıyı meşru saymayı düşündüğünü bildirdi. Gazetenin bu konuya ayrılan başmakalesinde, ''BM ile beraber bir hata, BM olmaksızın gaddarlık'' başlığı kullanıldı. El Mundo gazetesi, ''İspanya halkı Aznar'ın böylesi bir sonuca varmak için Bush'la uzun süre önce anlaştığını ve o tarihten beri de tartışmaların sadece durumu gizlemek için yapıldığını düşünüyor'' dedi.
Danimarka'da yayımlanan Information gazetesi Afganistan'da tutuklanarak Amerika'nın Küba'daki Guantanamo üssüne götürülen bir Danimarka vatandaşı hakkında hükümetin izlediği politikayı eleştirdi. Gazete bu kişinin serbest bırakılması için gösterilen çabalar hakkında kamuoyuna bugüne dek açıklama yapılmamasını ve ABD'nin hiçbir şekilde eleştirilmemesini doğru bulmadığını belirtti. Information, Küba'da halen tutuklu bulunan 650 kişi hakkında daki yazısında şöyle devam etti:
''Bu insanlar savaş suçlusuysa serbest bırakılmaları gerekir, çünkü Afganistan'da savaş biteli çok oldu. Yok eğer sıradan suçlularsa, ya mahkemeye çıkmaları ya da salıverilmeleri gerek. Ama bizim hükümetimiz, tutuklu Danimarkalının serbest bırakılmasını bir kere bile talep etmiş değil.''
İSYANCI BAKANIN AKIBETİ
İngiliz gazeteleri, önceki akşam Irak'a BM onayı olmaksızın savaş açılırsa istifa edeceğini söyleyen Uluslararası Kalkınma Bakanı Clare Short'u tartışmayı sürdürüyor. Independent, kabinenin ortak hareket etmesi ilkesini ihlal ettiği için Bayan Short'un görevden alınacağını ileri sürdü. Ancak diğer gazeteler Başbakan Blair'in buna cesaret edemediği görüşünü savundu.
Guardian'a göre Blair, isyancı bakanını görevden alarak onu siyasi şehitlik mertebesine yükseltmek istemiyor. Gazete savaşa karşı çıkan milletvekillerinin bu durumu ''Clare Short'un, İşçi Partisi meclis grubunun nerdeyse yarısının ve bu arada kamuoyunun da korkularına tercüman olduğu için azledilemediğinin kanıtı'' olarak değerlendireceğini yazdı. Hatta kimi milletvekillerinin, Irak politikası tartışmalarının Blair'in başbakanlığının sonu olacağına inandığını da kaydeden Guardian, ''Bu görüşü paylaşanlar hala azınlıkta'' dedi.
''FİLİSTİN BEKLEYEMEZ''
Financial Times gazetesi, Ortadoğu'dan, Irak krizinin gölgesinde kalan iki konu olan İsrail-Filistin sorunu ve İran'ın nükleer programıyla ilgili iddialara dikkat çekti. ''Ortadoğu'da barış bekleyemez'' başlığını taşıyan birinci makale, İsrail'in eski dışişleri bakanlarından Şlomo Ben-Ami'nin imzasıyla yayımlandı.
Ben-Ami, ''Başkan Bush'un bir yandan rejimi ne kadar kınanası olursa olsun bir Arap ülkesini işgal etmeye hazırlanırken, diğer yandan da Filistin trajedisine sırt çeviriyor görünmesi bölgede huzursuzluğa ortam sağlıyor'' dedi. Gazete, durum böyle devam ederse yakında Filistin'de barış masasına oturacak bir otoritenin kalmayacağını, Hamas'ın güçlenerek Arafat'ın yerini alacağını vurguladı.
Arafat'ın kendi örgütü El Fetih'te bile El Aksa Şehitleri ve Tanzim gibi başına buyruk, kendi savaşlarını sürdüren grupların türediğine dikkat çeken İsrailli siyasetçi, ''İsrail'le Hamas arasındaki kirli savaş, bu iki gücün de işine geliyor'' dedi.
İRAN'DA DENETİMLER BAŞLADI
Financial Times'ta yayımlanan başka bir haberde, ''BM denetçileri, İran'daki nükleer tesiste kapsamlı incelemeye başladı'' başlığı kullanıldı. Habere eşlik eden fotoğrafta Başkan Bush'un güvenlik danışmanı Condoleeza Rice görüldü. Bayan Rice, ''İranlıların bir sorun olduğunu ne zamandır söylüyoruz ama bugüne kadar yalnız kaldık'' dedi.
Amerikalı yetkililer hafta sonunda BM'yi, İran ve Kuzey Kore'nin yürüttüğünü söyledikleri nükleer silah programlarını yakından izlememekle suçlamıştı. Financial Times BM denetçilerinin İran'daki tartışmalı Natanz tesisinde ilk kapsamlı denetime başladığını duyurdu.
Gazete örgüte bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun Başkanı Muhammed Baradey'in Natanz'ı geçen ay ziyaret ettiğini ve burada sivil kullanım için üretilen ve başka işlemlerden geçtikten sonra silah yapımında da kullanılabilecek uranyumun miktarını görünce hayrete düştüğünü de hatırlattı. Tahran yönetimiyse ABD'yi eleştirerek, ortaya attıkları iddialarla, İran'ın BM'yle işbirliğini sabote ettiklerini söyledi.
''ŞAHİN NETANYAHU'NUN PASİFİST YEĞENİ''
Independent gazetenin iç sayfalarındaki haberde, İsrail'in Maliye Bakanı Benjamin Netanyahu'nun bugün hayli terleyeceği çünkü İsrail ordusunda görev almayı reddeden 20 yaşındaki yeğeni askeri mahkemede yargılandığı belirtildi. İtirazları yüzünden 214 gün hapiste yatan Jonathan Ben-Artzi, Uluslararası Af Örgütü'nce ''vicdani hükümlü'' ilan edilmişti.
Independent'a göre aynı durumdaki yüzlerce kişiden çoğunun aksine Ben-Artzi sadece işgal altındaki topraklarda görev almaya değil, pasifist olduğunu söyleyerek her türlü askeri göreve itiraz ediyor. Ama yine de pekçok İsrailli akli dengesinin yerinde olmadığını söyleyerek görevden kaçmaya çalışırken, görüşlerini açıkça dile getirdiği için, ülkede önemli bir simge haline geldi. Independent, Netanyahu'nun yeğenini ikna etmeye çalıştığını ancak başarılı olamadığını da ileri sürdü.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:32