Medya
  • 2.5.2006 11:34

AVRUPA BASININDA BUGÜN

LONDRA - Avrupa basınında bugün, Başbakan Tony Blair liderliğindeki hükümetin önde gelen 3 üyesinin odağında yer aldığı skandalların İşçi Partisi'ne çıkaracağı maliyet, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Washington ziyareti ve 1 Mayıs kutlamaları başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/" sitesinde yer alan basın özetlerine göre, Independent gazetesi, son skandalın kahramanları, "3 bakandan hangisinin partiye seçimlerdeki maliyeti daha ağır olacak" sorusuna yanıt ararken bir sıralama yaptı.
"Sağlık Bakanı Patricia Hewitt'in yerel seçimlere 1 hafta kala, sağlık alanında yapılacak düzenlemeleri anlatırken, hemşirelerin protestosuna hedef olması İşçi Partisi için bir felaket olarak yorumlanabilirdi. Ancak bu olayın ardından İçişleri Bakanı Charles Clarke ve Başbakan Yardımcısı John Prescott hakkındaki suçlamaların kamuoyunda yarattığı etki, Hewitt olayının izlerini sildi. İşçi Partililere göre, evli olan Başbakan Yardımcısı John Prescott'un sekreteriyle bir süre öncesine kadar bir ilişki içinde olduğunun ortaya çıkmasına seçmenlerin verdikleri tepkiler karışık. Bazı seçmenler öfkeli, bazıları ise dalga geçiyor. Hatta kimi İşçi Partililer, aşk skandalına ilişkin haberlerin basında İçişleri Bakanı Charles Clarke'ın odağında olduğu yabancı mahkumlar skandalını gölgelemesini bile umuyor. İşledikleri çeşitli suçlar nedeniyle cezalarını çektikten sonra sınır dışı edilmeleri gereken mahkumların bazılarının İngiltere'de serbestçe dolaştıklarının ortaya çıkmasının yarattığı skandal, kimi İşçi Partililere göre, kamu düzenini sağlamak konusunda güçlü bir görüntü veren parti için tam bir kabus anlamına geliyor."
Daily Telegraph ise, birinci sayfasından duyurduğu haberinde, Perşembe günü yapılacak yerel seçimleri anımsatarak, "Skandallar Blair'i seçmenlerin insafına bıraktı" başlığıyla verdiği haberinde, "Başbakanlığındaki üçüncü döneminin ilk yerel seçim sınavında Blair'in başbakanlıkta 1 yıldan daha uzun kalabilme gücü, partili milletvekillerinin Perşembe günü yapılacak seçimlerin İşçi Partisi için felaketle sonuçlanacağı endişeleriyle gölgelendi. Korkulanlardan biri de, partinin üçüncü sıraya düşmesi" ifadelerine yer verdi.
Times gazetesi ise, muhtemel felaket konusunda, 40 yıl öncesiyle karşılaştırma yaparak, "İşçi Partisi 2 hafta önce, seçimlerden zayıf bir sonuçla ayrılacağından endişe duyuyordu. Ancak son günlerde açıklanan ayrıntıların ardından uzmanlar, 1968 yılından bu yana partinin yaşadığı en büyük felaketle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekiyor. Dönemin başbakanı Harold Wilson liderliğindeki İşçi Partisi hükümetinin, İngiliz Sterlini'ni devalüe etmesinden bir kaç ay sonra yapılan seçimlerde, parti yüzde 28, muhafazakarlar ise yüzde 60 oranında oy almıştı" yazdı.

"MERKEL'İN WASHİNGTON ZİYARETİ"
Almanya'da yayımlanan Der Tagesspiegel, Merkel'in ziyaretinin, İran kriziyle gölgeleneceğine dikkat çekerek, Almanya'nın bu krizdeki rolünün önemine işaret etti. Gazete konuyla ilgili haberinde, "Bir savaş olup olmayacağı büyük oranda Angela Merkel'e bağlı. Fransa'nın işi başından aşkın. İngiltere bu konuda taraf. Diğer Avrupa ülkelerinin de adı geçmiyor. Şu anda yapılması gereken Rusya'ya bir mesaj iletmek. Mesajda, 'İran konusunda bizimle işbirliği yapmazsan, biz de konuyu St. Petersburg'da yapılacak G-8 zirvesine taşırız' demek. Irak savaşında olduğunun tersine, şimdi Almanya, Amerikan yönetimi tarafında olduğu için de, bu strateji başarılı olabilir. İran krizinin yarattığı güvenlik riskinin boyutları, Bush ve Merkel'i, dünyanın kalan kısmı beğense de beğenmese de, Atlas Okyanusu'nun iki yakasında yeni bir işbirliğine zorluyor" ifadelerine yer verdi.
1 Mayıs İşçi Bayramı dün çok sayıda ülkede çeşitli etkinliklerle kutlandı. Macaristan'dan Nepszabadsag gazetesi kutlamaları, 'sendikaların bugünlerdeki tek başarı öyküsü' olarak nitelediği haberinde, "Çünkü artık sendikalar büyük kalabalıkları sokaklara ancak 1 Mayıs'ta dökebiliyor. Aksi takdirde, Avrupa sessiz. Avrupa kıtasının büyük işçi eylemlerine sahne olduğu dönem geçti. Kimileri bu durumu, sermayenin zaferi olarak görüyor, bazıları ise, Avrupa'nın küreselleşme karşısında yönünü kaybettiği görüşünde. Bu anlaşılabilir, çünkü Batı Avrupa'nın sosyal demokrasi modelinde çok az işçi, çıkarlarının korunmasına gerek duyulduğuna samimiyetle inanıyor. Ama bu, bırakın üye olmayan doğu Avrupa ülkelerini, Avrupa Birliği'nin yeni üyeleri için bile geçerli değil. Burada, sermaye herhangi bir sorunla karşılaşmadan, birkaç yüz kilometre batıda aklına bile getiremeyeceği şeyleri yapıyor. Bu nedenle, işçilere verdikleri oylar için teşekkür eden sosyalist liderler, bu tür mitinglerin yiyecek ve içeceklerini sübvanse etmek yerine, işçilerden daha fazla fedakarlık isteyen ilk kişiler olmamak için çaba harcamalı" yazdı.
Independent gazetesinin manşetinden duyurduğu habere göre, ülkenin güney batısında, yaklaşık 500 kilometrekarelik bir alanda yaklaşık 20 bin ev inşa etme planları donduruldu. Gerekçe ise, bu alanın ender bulunan üç kuş türünün yaşadığı bölge olması.
"Seyrek bulunan bu kuş türleri, ağaç tarla kuşu, çobanaldatan ve çalıbülbülü. Evlerin inşa edilmesi planlanan bölge, İngiltere'nin güneybatısında, Londra'nın batısından Reading kentine kadar uzanıyor. Hükümetin vahşi yaşamı koruma çalışmalarıyla ilgilenen kurumunun tavsiyesi üzerine, bu bölgedeki 11 yerel yönetim, geçen Ekim ayından bu yana, geniş bir kordonda bütün yeni inşaat başvurularını dondurdu. Sorunu çözmek için, yerel yönetimler kamuya açık yeni bir alan bulmak amacıyla bölgede incelemeler yapıyor."
Guardian ise manşetinden duyurduğu bir haberde, okurlarlde açıklanan ayrıntıların ardından uzmanlar, 1968 yılına bir araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu yoklamasının ayrıntılarını aktardı. Ankette, insanların iş hayatıyla aile kurma arzuları arasında yapmak zorunda kaldığı tercihler irdeleniyor. Bin 6 yetişkinle telefonla görüşerek gerçekleştirilen anketin ortaya koyduğu sonuçlar şu şekilde:
"Araştırma, İngiltere'de doğum oranlarında yaşanan düşüşün ardında yatan toplumsal davranışlardaki değişime işaret ediyor. Araştırmaya göre, keyifli bir yaşam sürmenin çocuk sahibi olmaktan daha önemli olduğuna inanan kadınların oranı yüzde 51, erkeklerin oranı ise yüzde 64. Rahat bir yaşam sürmek için yeterli para kazanmak mı yoksa çocuk sahibi olmak mı daha önemli sorusuna yanıt veren deneklerden, yeterli para daha önemli diyenlerin oranı yüzde 61 olurken, çocuk sahibi olmak diyenlerin oranı yüzde 32'de kaldı. Araştırma, deneklerin kendilerine uygun olduğunu düşündükleri eşi bulma konusunda da karamsar olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 53'ü, erkeklerin ise yüzde 46'sı, kendilerine uygun eşi bulmanın geçmiştekinden daha zor olduğuna inandıklarını söylüyor."
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 06:17

İLGİLİ HABERLER