Medya
  • 21.4.2006 10:58

AVRUPA BASININDA BUGÜN...

LONDRA (İHA) - BBC'nin Türkçe internet sitesi "www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre, gazetelerde öne çıkan konulardan biri, Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao'nun Washington'a yaptığı gezi. Independent gazetesi, ziyarette özellikle ticaret ve İran konularında ilerleme kaydedilemediği fikrini öne sürdü. Gazete bu konuda şu yorumlara yer verdi:
"Çin'in kur politikası, ticaret fazlası ve İran ile Kuzey Kore'nin nükleer programları gibi konularda, iki ülkenin yaklaşımları birbirinden hayli farklı kaldı. Cumhurbaşkanı Hu, Çin'in kur rejimini geliştireceğini söyledi ve Bush'a Pekin'in ticaret fazlası peşinde olmadığı güvencesini verdi. Ama bunun Beyaz Saray'ı tatmin etmesi beklenmiyor. Ayrıca Çin, İran konusunda da ambargo uygulanmasına destek vermeyeceğini söylerken, Bush da sadece Tahran'ın nükleer silahlara sahip olmasını her iki ülkenin de istemeğini söylemekle yetindi."
Irak Başbakanı İbrahim Caferi'nin koltuğundan ayrılabileceği yönündeki sözleri de bugün Avrupa basının ilgi gösterdiği başlıklar arasında.
Financial Times gazetesi, haberi okuyucularına şöyle duyuruyor:
"İbrahim Caferi, başbakanlığının devamına Şii müttefiklerinin karar vermesine razı olarak, ülkede yeni hükümetin kurulmasının önünü açtı. Caferi, çarşamba gününe kadar başbakanlık görevinden ayrılmayacağını söylüyordu. Caferi'nin bu adımının ardından, Birleşik Irak İttifakı'nın başbakanlık için yeni bir aday üzerinde uzlaşmalarına müsaade etmek için parlamentonun oturumu yarına ertelendi. Bağdat'taki siyasetçiler, Dava Partisi'nin içinden, diğer partiler tarafından daha çok kabul görecek bir ismin seçilmesini beklediklerini söylüyor. Muhtemel adaylar arasında hukukçu Ali Edip gösteriliyor."

BERLUSCONİ'NİN ÇIKARLARI
İtalya'da seçimlerin ardından yenilgiyi bir türlü kabullenemeyen Başbakan Silvio Berlusconi'ye yönelik eleştiriler, bugün Avrupa basınında geniş yer buluyor. Financial Times gazetesi başyazısında, "Berlusconi, İtalya'nın iyiliği için yenildiğini kabul etmeli" diyor. Gazete:
"Berlusconi, sonuçlar üzerinde şüphe uyandırarak, Prodi'nin koalisyonunun istikrarını daha yolun başında bozacağını ve böylece Prodi hükümetinin ömrünü kısaltacağını düşünüyor gibi görünüyor. Eğer durum gerçekten böyle ise, sandıktan çıkan sonuçları küstahça görmezden geliyor demektir. Ayrıca İtalya'nın siyasi istikrarı hakkında zaten varolan uluslararası kaygıları da arttırıyor. Aslında geçmişte de defalarca yaptığı gibi, Silvio Berlusconi'nin çıkarlarını ülkenin çıkarlarının önüne koyuyor gibi görünüyor" yorumunu yaptı.
Fransız Le Monde gazetesi, Berlusconi'nin hala yenilgiyi kabullenmemesinin şok edici olduğunu yazıyor ve "Bir kez olsun hukuka itaat etsin" yorumunda bulunuyor.
Avusturya'da yayımlanan Der Standard ise, İtalya'da demokratik standartların korunması için Avrupa Birliği'nin (AB) devreye girmesi gerektiği görüşünde. Gazete bugünkü sayfalarında şu ifadelere yer verdi:
"AB o kadar bütünleşmiş durumda ki, İtalya'daki çıkmaz, AB için de ciddi bir sorun. Eğer ülkedeki istikrarsızlık sürerse, AB, Nice Anlaşması'nın 'ciddi ve devam eden temel haklar ihlallerinin görüldüğü bir üye ülkeye müdahale edilebileceği'ni öngören maddesine başvurabilir. AB şimdi harekete geçmelidir. Tek pazar ya da endüstriyel standartlarla ilgili her şeyi düzenleyen Brüksel, İtalya'da demokratik standartların tehdit altında olmasını daha fazla görmezden gelmemelidir."
Avrupa'ya ulaşan doğalgazın büyük bir bölümünü sağlayan Rus Gazprom şirketi dün, bölgede genişleme planlarının engellenmesinin 'iyi sonuçlar doğurmayacağı' uyarısında bulunmuştu. Independent gazetesi haberi, "Rus doğalgaz devi, Avrupa'yı karanlıkta bırakabilir" başlığıyla duyururken, Almanya'da yayımlanan Der Tagesspiegel sayfalarında şu yoruma yer verdi:
"Gazprom'ın AB'ye bölgedeki enerji pazarında faaliyetlerini sınırlandırmaması yönündeki uyarısı zarar verici sonuçlar doğurabilir. Gazprom'a daha fazla pazara giriş hakkı tanınmaması için hiçbir neden yok. Rus enerji sektöründe geniş faaliyet gösteren Alman firmaları da var. Almanya'da enerji arzı, Gazprom'un ülkedeki tesisleri üzerinde payı olması halinde daha bile güvenli hale gelebilir. Ama bu şans, Rusların izledikleri yol nedeniyle yok oluyor. Tehditler savurmak işbirliğine imkn tanımaz."

SHAKESPEARE KİMİN OĞLU?
Independent gazetesinde yer alan bir haberde, gerçek kimliği hakkında türlü spekülasyonlar yürütülen William Shakespeare'in kökenleri hakkında yeni bir iddia daha ortaya atıldı. Şimdi, Shakepeare'in Kraliçe Elizabeth'in gayr-ı meşru oğlu olup olmadığı tartışılıyor.
"Amerikalı yazar Paul Streitz'in kaleme aldığı kitapta, Kraliçe Birinci Elizabeth'in, 'Bakire Kraliçe' unvanına ters düşecek şekilde birkaç çocuk doğurduğu, 1548 yılında gizlice dünyaya getirdiği çocuğunun da 17. Oxford Kontu Edward de Vere ismiyle büyütüldüğü öne sürülüyor. Edward de Vere, Shakespeare'in asıl kimliği olduğu söylenen isimlerden biri. Paul Streitz'e göre, Edward de Vere kökenlerinden haberdardı ve bunu Hamlet oyununda ve sonelerinde açıkça yansıttı."
İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'in 80. doğum günü sebebiyle, Guardian gazetesi bugün başyazısını monarşinin geleceğine ayırıyor:
"Elizabeth stili gösterişsiz monarşi ne kadar uzun sürerse, ondan sonra tahta geçecek olan kişilerin altında monarşiye ömür boyu kontrat tanınıp tanınmayacağı sorusu o kadar keskinleşecek. Şu an halkla uyum içinde devam eden ilişkinin, bir başka kral ya da kraliçe altında sağlanabileceğinin bir garantisi yok, özellikle de tahta geçecek kişi tartışmalı ya da hor görülen bir isim olursa. Bu, zamanı gelinceye kadar ortaya atılmaması gereken bir tartışma. Ancak bugün de bir tartışma günü değil. Bugün kurumsal bir hürmet değil, insani bir saygının günü."
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:21

İLGİLİ HABERLER