
AVRUPA BASININDA BUGÜN...
LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün, İngiliz şirketi Vodafone'un Telsim'i satın alması, Brüksel'de yarın başlayacak olan AB zirvesi, Hong Kong'da dün başlayan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) zirvesi öne çıkıyor.
BBC'nin Türkçe internet sitesi "www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre, İngiltere basını ağırlıklı olarak, dünyanın en büyük cep telefonu şirketi Vodafone'un Telsim'i satın almak için ödeyeceği 4 milyar 550 milyon doları fazla buldu.
Şirketin risk aldığını düşünen Independent'ın değerlendirmesi, "Vodafone'un, petrol zengini rakiplerini geride bırakarak elde ettiği sürpriz zafer, şirketin pahalı bir alışveriş yaptığı kaygılarını körükledi. Telsim'e yapacağı yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım nedeniyle, Vodafone'un kısa vadede gelir kaybına uğrayacağı haberleri de buna eklenince, yatırımcılar huzursuz oldu.
Financial Times 100 endeksinde dün en ciddi düşüş Vodafone hisselerinde görüldü" şeklinde.
Yatırımcıya, sahip oldukları Vodafone hisselerini elden çıkarmalarını öneren bir telekomünikasyon uzmanının görüşlerine de yer veren Independent, İngiliz telekomünikasyon devinin savunmasını ise, "Şirket yönetimi, kısa vadeli hisse hareketlerini önemsemiyor ve Türkiye'nin Avrupa pazarında büyüme potansiyeline sahip sayılı ülkelerden biri olduğunu vurguluyor. Bu hedefe varmak için ise, Türkiye cep telefonu pazarının 27 milyon kullanıcı ile lideri olan Turkcell ile rekabet etmek zorunda.
Vodafone bu noktada, İspanya ve Macaristan'daki yatırımlarını örnek veriyor ve şirketin rakiplerinden müşteri çekme kabiliyetine dikkat çekiyor" satırlarıyla aktardı.
Independent, Vodafone'un cep telefonu pazarının yavaş büyüdüğü Batı Avrupa dışına yönelmeye başladığını da hatırlattı ve Türkiye'nin, şirketin dördüncü büyük pazarı olacağını belirtti.
Daily Telegraph ise Vodafone'un Telsim'i satın almakla doğru bir adım attığını savundu.
"VODAFONE'UN TÜRKİYE'DEKİ BÜYÜME POTANSİYELİ AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR"
Japonya'daki satışlarının gerilemesi ile, bir ay önce şirket hisselerinde yüzde 11'lik bir gerileme olduğunu, bunun da haklı olarak yatırımcıyı tedirgin ettiğini hatırlatan gazete, Vodafone'un risk aldığını kabul ediyor, ancak Türkiye pazarına girmesini de destekleyerek, "Vodafone, yeni pazarlara açılmayı bırakıp, gelirini hissedarlarına dağıtması gerektiği görüşünü açıkça reddetti. Şirketin mantığında bir hata yok.
Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 72 milyonluk nüfusuyla Türkiye, on yıl içinde Avrupa'nın en kalabalık ülkesi olacak. Bu nüfusun sadece yarısının cep telefonuna sahip olduğu düşünüldüğünde, büyüme potansiyeli açıkça görülüyor" ifadelerine yer verdi.
Avrupa basınında Brüksel'de yarın başlayacak olan AB zirvesi de geniş biçimde ele alındı.
Birliğin, 2007-2013 bütçesine ilişkin krizi aşıp aşamayacağı sorusuna Avusturya'dan Der Standard iyimser yaklaşarak, "Dönem başkanı Londra'nın ilk planı tüm üye ülkeler ve Avrupa Komisyonu tarafından reddedildi. Şimdi İngiltere'nin getireceği yeni öneri, ilerleme umudunu artıracaktır.
Zira üye ülkeler, İngiltere'nin geri adımını, kamuoylarına kendi başarıları olarak sunabilecekler. Ancak bütçe sorunu bu zirvede çözülse de birlik şimdiden yeni bir krizle karşı karşıya; genişlemenin geleceği. Bu sorunun çözümü de, yeni dönem başkanı Avusturya'nın omuzlarında olacak" ifadelerini kullandı.
Birliğe 2007'de üye olacak olan Romanya'da ise basın kötümser yorumlarda bulundu.
Romania Libera gazetesi, çözüme çok az şans tanıyarak, bu durumdan Fransa ve İngiltere'yi sorumlu tuttu. Romania Libera, "Gerçek şu ki, Avrupa pastası giderek küçülüyor, ancak giderek daha fazla üye arasında bölüşülmek zorunda.
Her müzakerenin birinci kuralı şudur, en çok koyan en çok alır. Avrupa Birliği bütçesi meselesinde de, çok açık ki, en büyük kayba uğrayacak olan Doğu Avrupa ülkeleri. Ancak bu acı reçeteye rağmen, Doğu Avrupa ülkeleri İngiltere'nin önerilerini kabul etmeli" yorumunu getirdi.
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ ZİRVESİ
Avrupa basınında yer bulan bir başka konu da Hong Kong'da dün başlayan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) zirvesi.
Serbest ticaretin geliştirilmesini sağlayacak kararlar almayı hedefleyen zirveyi başyazısında ele alan Independent gelişmiş ülkeleri suçlayarak, "Dünyanın en zengin ülkelerinin liderleri serbest ticaretten yana. Ancak sadece kendi çıkarlarına uygun olduğunda.
İmalat ve hizmet sektörleri söz konusu olduğunda, Amerika, Avrupa ve Asya'nın ticaret devleri, mallara ve işgücüne sınırlarını açmakta sakınca görmüyor. Ancak tarım, utanç verici bir şekilde bunun dışında tutuluyor. Siyasi ve kültürel nedenlerle, Amerika, Avrupa Birliği ve Japonya, çiftçilerini büyük oranda destekliyor ve gelişmekte olan ülkelerin tarım ürünlerini pazarlarına sokmuyor Dünyanın birçok bölgesindeki yoksulluğun en büyük sebebi işte bu korumacılık" ifadelerini kullandı.
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in, görevi Angela Merkel'a devreder devretmez, Kremlin denetimindeki Rus doğalgaz devi Gazprom'da üst düzey bir görevi kabul etmesi, bugün de Alman basınında geniş yer buldu.
Schröder'in, inşaatına geçen hafta başlanan ve Rus doğalgazını Baltık Denizi altından Almanya'ya taşıyacak olan boru hattı anlaşmasını, görevi bırakmadan sadece iki hafta önce imzaladığını hatırlatan gazeteler, hattı, eski Başbakan'ın görev alacağı Gazprom'un inşa edeceğinin de altını çizdi.
Slovakya'dan Pravda, Schröder'i, "Schröder, siyasi içgüdüsü olan biri olarak tanınırdı, şimdi ise bundan yoksun davrandığı ortaya çıkıyor. Ancak herkes o kadar iyimser değil. Schröder'i kayırmacılık, yolsuzluk ile suçlayan, aldığı siyasi kararlardan kişisel çıkar elde etmeye çalışan biri olarak görenlerin sayısı hiç de az değil" satırlarıyla eleştirdi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:27