Medya
  • 12.10.2005 11:42

AVRUPA BASININDA BUGÜN...

LONDRA (İHA) - Pakistan''da depremden kurtulanlar şimdi de soğuk ve açlık tehdidiyle karşı karşıyayken, Asya''da depremzedelerin yardım çağrıları bugün de Avrupa''da gazetelerde yer bulan başlıca konu oldu. İngiliz Independent gazetesi, manşetinde ''''Neden şimdi merhamet bitkinliği zamanı değil?'''' diye soruyor ve Pakistan''daki depremzedelere el uzatılması için başlattığı yardım kampanyasını duyuruyor. İngilizlerin dünyanın başka noktalarındaki felaketzedelere gösterdiği ilginin geçmiş yıllara göre azaldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını umduğunu yazan gazete, Pakistan''daki depremzedelere neden merhamet edilmesi ve yardım gönderilmesi gerektiğini de şu satırlarla açıklıyor: ''''Ölü sayısının 40 binlere çıkacağı tahmin ediliyor. Ölenlerin neredeyse yarısı çocuk. Yaklaşık 4 milyon kişi evsiz. Ayrıca şunu da fark etmeliyiz: Afetler, daha yoksul ülkeleri vurduğunda, hükümetlerin elinde buna karşı etkili şekilde kullanacakları kaynakları bulunmuyor. Dünya, 272 milyon dolar yardım çağrısında bulunan BM''nin sesine kulak vermelidir. Ve bizim, Batı dünyasının refah içindeki vatandaşlarının da bağış yapma sorumluluğu bulunuyor. Ve Independent işte bu nedenle depremzedeler için yardım kampanyası başlatıyor.'''' Guardian gazetesinde yayımlanan Tarık Ali imzalı yazıda, sadece Balakot kasabasında ölenlerin sayısının 100 bini bulacağının tahmin edildiği belirtiliyor. Tüm bir genç kuşağın depremle birlikte yok olduğunun belirtildiği yazıda, yardım çabalarının ise yetersiz kaldığı savunuluyor: ''''Hükümet elinden gelenin en iyisini yapıyor, ancak bu yeterli değil. Doğru dürüst bir altyapının olmaması, beklenmedik felaketlerde kullanılmak üzere ayrılan bir rezerv fonunun eksikliği ve her yıl yaşanan daha küçük çaplı afetlere rağmen olası bir felakete karşı tamamen hazırlıksız olunması sayısız hayata mal oldu.'''' AFGANİSTAN''DAKİ ASKERİ GÜCE ELEŞTİRİ Tarık Ali, yazısında Pakistan Devlet Başkanı General Pervez Müşerref''in televizyonlarda helikopter çağrısı yaptığına da değinerek şu soruları sordu: ''''Felaket bölgesinin birkaç kilometre kuzeyinde, Afganistan''ın bazı bölümlerini işgal eden batılı orduların çok sayıda helikopteri bulunuyor. Amerikan, Alman ya da İngiliz komutanlar neden bunların hayat kurtarmak için kullanılmasını sağlamadı? Buradaki savaş, bu helikopterlerin her gün kullanılmalarını gerektirecek kadar şiddetli mi? Depremden 3 gün sonra Amerika 8 helikopterini, ücra köylere gıda ve su taşınmasına yardım etmeleri için verdi. Ancak bu hem çok geçti, hem de çok yetersiz.'''' Daily Telegraph gazetesine yazan Ahmed Raşid de, General Müşerref''in deprem ardından kaldığı zor duruma işaret ediyor: ''''Pakistan ordusu son olarak 1970 yılında, bir büyük felaket sonrası halkın yardımına koşmuş, sonuç iç savaş ve ülkenin yarısının kaybı olmuştu. Dönemin Doğu Pakistan''ında tayfunlar ve seller sonucu yarım milyon kişinin boğularak ölmesi ve ordunun yardım çalışmalarını başlatmakta gecikmesi halk nezdinde büyük öfkeye yol açmış ve sonuçta bugünkü Bangladeş kurulmuştu. Birkaç hafta sonra Müşerref 2007 yılında hem ordunun başında kalarak hem de yeniden devlet başkanı seçilmenin yollarını aramak üzere tekrar siyaset işlerine dönecek. Ancak o da, Amerika Başkanı George W.Bush gibi, felaketlerin insanları statükoyu kabullenmekte çok daha çekimserliğe ittiğini görebilir.'''' ''TÜRKİYE''YLE BİRLİK BİR ÖDÜL'''' Financial Times''ta yer alan Martin Wolf imzalı yazıda ''''Türkiye''yle birlik, bölünmüş bir dünya için ödül olacaktır'''' görüşü savunuldu. Her şey yolunda gittiği takdirde, AB''nin zengin, demokrat, kalabalık ve Müslüman bir Türkiye''yi içine alacağını belirten Martin Wolf, bunun vereceği mesajın paha biçilmez olacağını ifade ediyor. Ancak Wolf''a göre, Türkiye''nin bu yolda atması gereken çok adım var: ''''Türkiye, özellikle bürokrasi, vergi ve hukuk sistemleri, eğitim ile emek piyasalarındaki reformları kararlılıkla uygulamalıdır. Bu değişimler, Türkiye''nin AB''ye girebilmesi ve ülkenin kendi ekonomik ilerleyişi için gereklidir. Birlik, Avrupa''yı kültürel olarak dışa kapalı bir bütün olarak değil, bir değerler topluluğu olarak inşa etmeye karar verdi. Avrupalılar şimdi bu cesur karardan geri dönmemelidir. Türkiye''nin üyeliği AB''nin değişen gücünün bir kanıtı olacaktır. Türkler yapması gerekeni yaparsa, Avrupa da sözünü tutmalıdır.'''' Independent gazetesinde yayımlanan Irak''la ilgili Fahri Şahab''ın kaleme aldığı yazıda ise şu görüşler dile getiriliyor: ''''Irak''ın toprak bütünlüğü birçok ülke için tabu olarak addedilen bir konu. Ancak önlenemez bir iç savaşın patlamasına engel olmak için çok geç kalmadan önce, bu tabunun ortadan kaldırılması gerek. En düşünülemeyeni; 80 yıl önce aceleyle çizilen sınırların değiştirilmesini düşünmenin zamanı şimdi... Bugünkü Irak bir anakronizm, bir tarihsel hata... Siyasi bir varlık olarak tarihi meşruiyetten, gerçeklikten ve mantıktan uzak. Tartışılması gereken şey, Kürtler ile Şiilerin üzerinde anlaşma sağladığı ve Sünnilere de dahil olmasının ya da bunun yerine Irak''ın komşularından biriyle bir ortaklığa girmesinin teklif edileceği gevşek bir federal çatı kurulması olmalı.'''' KUŞ GRİBİNE KARŞI EŞGÜDÜMLÜ HAREKET Almanya''da yayımlanan Der Tagesspiegel, kuş gribinin önüne geçilebilmesi için Türkiye''den canlı kümes hayvanı ithalatının durdurulmasının yeterli olmadığı görüşünü savundu. Virüsün yayılmasını engellemek için eşgüdümlü çalışmanın önemine değinen gazete, ''''AB yasadışı ithalatı önlemeli, kontrolleri sıkılaştırmalı, AB içerisinde seyahat edenleri uyarmalıdır. Virüsün yayılmasını sadece eşgüdümlü harekete geçilmesi engelleyebilir. Ve her şeyden önce, Avrupa''da insanları etkileyen tipteki virüse rastlanıp rastlanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Önce teşhis yapılmalı, tedaviye sonra geçilmelidir'''' ifadelerine yer verdi. Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre, İngiltere''de hükümetin ırkçı ve dinci nefreti önleme yasa tasarısına karşı çıkan bir Hıristiyan baskı grubu, bu yasayı kullanarak Kuran''ın satışına karşı harekete geçecekleri uyarısında bulundu. Grubun Kuran''a yönelik iddialarına yer veren Guardian, ''''Protestan evanjelik bir baskı grubu, dinci nefrete yol açtığı gerekçesiyle İslamiyet''in kutsal kitabı Kuran''ı satan kitapçıları dava edecekleri yönünde hükümeti uyardı. Hıristiyanların Sesi adlı grubun başkanı Stephen Green, Guardian''a yaptığı açıklamada, ''Kuran eğer bir nefret söylemi değilse, nedir bilmiyorum. Kuran satan kitapçıları ihbar edeceğiz. İncil''in hiçbir yerinde inanmayanların öldürülmesi gerektiği söylenmez'' şeklinde konuştu'''' diye yazdı. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:55

İLGİLİ HABERLER