LONDRA- Avrupa basınında bugün, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in danışmanına yönelik suçlamalar, Doğu Almanya'daki grev ve Danimarka'daki göçmenlik tartışmasına ilişkin olarak Türkiye'yi de kapsayan yorumlara yer verildi.
Danimarka hükümetinin göçmenlik ve yabancıların toplumla bütünleşmesi politikalarını eleştiren Information, ülkedeki yasanın, Danimarka vatandaşı olup da kökenleri Türkiye, Pakistan, Somali gibi ülkelerden olan Müslümanların, bu ülkelerden eşleriyle biraraya gelmelerini önlemeye yönelik olduğunu ileri sürdü.
Danimarka gazetesi Information, hükümetin göçmenlik ve yabancıların toplumla bütünleşmesi politikalarını değerlendirdi. Danimarka'da yakın geçmişte kabul edilen yeni yasalar, Danimarkalıların Avrupa Birliği dışından yabancılarla yaptıkları evliliklere ilişkin katı sınırlamalar getirdi. Bu uygulama çerçevesinde birçok kişi karısını veya kocasını ülkeye sokamıyor. Information gazetesi de işte bu durumu değerlendirdi.
Gazete şu anki Liberal-Muhafazakar hükümetin göçmenlik ve bütünleşme politikasının ''üzüntü ve utanç verici'' olduğunu yazdı. Gazete, bu politikanın esin kaynağının aşırı sağ Danimarka Halk Partisi ve bu partinin ırkçı görüşleri olduğunu yazdı. Gazete yasanın, Danimarka vatandaşı olup da kökenleri Türkiye, Pakistan, Somali gibi ülkelerden olan Müslümanların, bu ülkelerden eşleriyle biraraya gelmelerini önlemeye yönelik olduğunu ileri sürdü.
İŞÇİ PARTİSİ'NE İLİŞKİN TARTIŞMALAR
İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarına eşcinsel piskopos tartışması ile İngiltere'de iktidarda bulunan İşçi Partisi'ne ilişkin iki tartışma yer aldı.
Guardian, yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Başbakan Tony Blair'in partiye oy kaybettirdiğini yazdı. Gazeteye göre Başbakan'a yönelik tepkiler, İşçi Partisi ile ana muhalefet Muhafazakar Parti arasındaki farkı dört puana indirdi. Gazete bu farkın, 2.5 yıl önceki ''benzin krizi''nden bu yana en düşük düzeyde olduğunu belirtti.
Independent ise Blair'in sağ kolu olarak bilinen, danışman Alastair Campbell'ın Irak savaşı öncesinde hükümetin izlediği çizgiye ilişkin parlamentoya hesap vermeyi kabul ettiğini bildirdi. ''Campbell ateş hattında'' manşetini atan gazete, hükümetin bu konuda sürpriz şekilde karar değiştirdiğini belirtti. Gazete, bu karar değişikliği ile başbakan danışmanının, hükümetin Irak'a saldırmak için Saddam Hüseyin'in silah kapasitesini abarttığı suçlamalarını yanıtlayacağını kaydetti.
EŞCİNSEL BAŞPİSKOPOS TARTIŞMASI
İşçi Partisi'ne yönelik eleştirilerin yanı sıra, İngiliz gazetelerinde eşcinsel piskopos tartışması yer aldı. Gazeteler, İngiltere Kilisesi'nin başı olan Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams'ın tartışmanın kiliseye zarar verdiğini söylediğini aktardı. Geçtiğimiz hafta, eşcinselliğini gizlemeyen bir papazın terfi ederek, piskopos olmasından bu yana, gerek kamuoyunda gerekse kilise bünyesinde yoğun tartışma var.
Daily Telegraph'a göre, İngiltere Kilisesi'nin başı, tartışmalarla arasına mesafe koymaya çalışıp tartışmanın kilisenin itibarını lekelediğini söyledi. Gazete, Başpiskopos Williams'ın atama kararından geri adım atılabileceğinin işaretini verdiğini de ileri sürdü. Times ise ''Başpiskopos seks saplantısına son verin, diyor'' başlığını attı.
Financial Times cinselliğe ilişkin farklı bir tartışmayı gündeme getirdi. Gazete, Avrupa Birliği'nin medya, reklam ve sigortacılık alanlarında cinsel ayrımcılığı gidermeye yönelik girişim hazırlığında olduğunu yazdı. Avrupa Komisyonu'nun bu konuda yaptığı hazırlıkların son aşamasında olduğunu yazan gazete, hazırlanan taslağın Avrupa Birliği bünyesinde sosyal hayata yönelik yasal düzenlemelerin en iddialılarından biri olduğu yorumunu yaptı.
Avusturya gazetesi Die Presse aşırı sağ Özgürlükçüler Partisi'nin eski lideri Jörg Haider ile yaptığı mülakatı yayınladı. Haider bu mülakatta gözünün hala yükseklerde olduğunu söyledi. Gazete Haider'in başbakan olmayı isteyip istemediği sorusunu, ''Tabii, niçin olmasın, eğer fırsat doğarsa tabii ki başbakan olmak isterim'' diye yanıtladığını aktardı.
Gazete aşırı sağcı liderin eskiden bu hedeften vazgeçmiş olduğunu söylediğini hatırlattı. Gazete, başbakanlığa ulaşmak için bir takvim belirlememiş olduğunu söyleyen Haider'in siyasi ittifaklar için şimdi daha çok seçenek olduğu yorumunu da aktardı.
Belçika gazeteleri ülkenin savaş suçlarını yargılamaya olanak veren yasayı sınırlama planlarını değerlendirdi. ''Amerika Birleşik Devletleri temkinli'' başlığını atan Le Soir, yasayı eleştiren Amerika'nın değişikliklere ilişkin görüşünü sunmadan önce bunları incelemek istediğini belirtti. La Libre Belgique ise Dışişleri Bakanı Louis Michel ile mülakat yaptı. Gazete, yasada yapılacak değişiklikleri savunan bakanın, değişikliklerle yasanın kötüye kullanılmasının önleneceğini söylediğini aktardı.
ALMANYA'NIN DOĞUSUNDAKİ GREVLER
Alman gazetelerinde öne çıkan bir konuyu, ülkenin doğu kesiminde mühendislik sektöründe yapılan grevler oluşturdu. Doğu Almanya'da binlerce işçinin çalışma saatlerinin haftada 35 saatle sınırlandırılması talebiyle işi durdurmasını değerlendiren, Sueddeutsche Zeitung, ''Sendika liderleri akıllarını kaçırmış herhalde'' dedi. Gazeteye göre Almanlar daha az değil daha çok çalışmalı. Gazete, 1980'li yıllarda başlayan daha düşük büyüme oranı, daha çok tatil zihniyetinin yanlış olduğunu ileri sürdü.
Diğer bir Alman gazetesi Die Welt, grevlerin derdinin 35 saatlik hafta değil, iktidar mücadelesi olduğu de ğerlendirmesini yaptı. Gazete Alman işverenlerin sendikalar karşısında ayak direyip, görüşme masasına dönmemeleri gerektiğini yazdı. 1980'li yıllarda İngiltere'de hükümetle sendika arasında sert sürtüşmelere neden olan madenciler grevini hatırlatan gazete, bu grevin başarısız olmasının İngiltere için bir dönüm noktası olduğunu, ''belki Almanya'nın da benzeri bir noktaya ulaştığını'' yazdı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:13