Gündem
  • 17.3.2004 14:03

AVRUPA PARLAMENTOSU'NDA 'TÜRKİYE RAPORU' ONAYLANDI

AFET üyelerinin, 200 kadar değişiklik önergesini inceledikten ve oyladıktan sonra, 7 ret ve 2 çekimsere karşı 39 kabul oyuyla onayladıkları karar tasarısı, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda görüşüldükten ve yeni değişiklik önergelerine konu olduktan sonra son şeklini alacak, ancak yaptırım gücü bulunmayacak. Tasarıda, Türkiye'de, ''güçlü bir muhalefete rağmen'', AB'ye uyum reformları konusunda cesur adımlar atıldığı, ancak birçok alanda yeni reformlar ve bunların gerçek anlamda uygulaması gerektiğinin görüldüğü anlatılıyor. ''Türk hükümetinin kararlılığına rağmen Türkiye henüz Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmiyor. Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hakları garanti altına alacak net çerçeve oluşturulamadı'' denilen tasarıda, ''1982 döneminin otoriter rejiminin mühürünü taşıyan bir anayasanın korunması'' eleştiriliyor ve yeni bir anayasa gereğinden söz ediliyor. AK Parti hükümetinin, Irak savaşı ve terörizm tehdidi gibi unsurlara rağmen reform adımlarını hızlandırdığının belirtildiği, Türk parlamentosunun reformlara ilişkin iradesinin kutlandığı karar tasarısında, Türkiye'nin AB'ye olası katılımı konusunda son görüşün AB vatandaşlarından geleceği, onların ikna edilmesi gerektiği anlatılıyor. Tasarıda, Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye-AB ilişkileri açısından öneminin altı çiziliyor. Türkiye'de reform sürecinin uzun vadeli çabalar gerektireceği anlatılan tasarıda, ''AB'nin siyasi değerlerini benimsemek isteyip istemediği, bunu yapıp yapamayacağı konusunda kararı Türkiye verecek'' denilirken, ''daha atılacak adımlar olduğu'' üzerinde duruluyor. SİYASİ KRİTERLER Karar tasarısının, ''devlet organizasyonu'' ara başlıklı bölümünde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasi ve sosyal gücünün kısıtlanmasının zor ancak kaçınılmaz bir süreç olduğu savunularak, ''Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrının da ordunun siyasi gücünü yansıttığı'', ''Avrupa Parlamentosu'nun, AK Parti hükümetine güvendiği, bu hükümetin demokratik değerleri garanti altına alacağına inandığı'' anlatılıyor. Bu paragrafta, ''Avrupa Parlamentosu, AK Parti hükümetini, Türkiye'deki karşıt güçlere, yerel ve ulusal bürokrasiye, adli güce ve orduya karşı direnmesi için cesaretlendiriyor'' ifadeleri değiştirildi, ''orduya karşı'' ifadesi kaldırıldı ve ordu içindeki muhaliflerden söz edildi. Ankara hükümetinin, savunma harcamalarını parlamenter kontrol altına taşımasından duyulan memnuniyetin ifade edildiği tasarıda, ''Bununla birlikte, Avrupa Parlamentosu, ordunun resmi veya gayri resmi etkin şebekesinden (ağlarından) endişe duyuyor'' denilerek, bunlara örnek olarak, ''düşünce grupları, OYAK gibi kurumlar ve fonlar'' gösteriliyor ve bu durumun, demokrasi, hukuk devleti, pazar organizasyonu gibi AB değerlerine tezat oluşturduğu anlatılıyor. YÖK ve RTÜK gibi kurumların demokratikleştirilmesi, bunlara askerlerin katılımına son verilmesi istenilen tasarıda, bürokrasideki zihniyetin değiştirilmesi öneriliyor. Tasarıda sivil toplum örgütlerine ve sendikalara daha geniş hareket alanı verilmesinin, kısıtlamaların kaldırılmasının önemi üzerinde de duruluyor. DGM'lerin kaldırılması, yolsuzluklarla mücadeleye daha fazla ağırlık verilmesi, daha yetenekli ve özgür bir Yargı Gücü oluşturulması, devam eden işkence olaylarına son verilmesi gibi taleplerin de yer bulduğu tasarıda, Leyla Zana ve arkadaşlarının konu olduğu adli süreç eleştiriliyor ve bu kişilerin affedilmesi önerisi gündeme getiriliyor. Avrupa Parlamentosu'nun, Türkçe dışında yayınlar konusunda gelişmeleri ''dikkatle izlediği'' anlatılan tasarıda, azınlık haklarındaki sorunlara da değinildikten sonra, ''Türkiye'nin laik devlet anlayışının AB'ninki ile uyuşmadığı'' üzerinde durularak, dini azınlıklara yapılan tüm ayırımcılığa ve çıkarılan zorluklara derhal son verilmesi çağrısı tekrarlanıyor. Tasarıda, AB'nin Türkiye'ye terörizmle mücadele konusunda yeterli destek vermediği ifade ediliyor ve terör örgütü İBDA-C'nin AB teröristler listesine alınmaması kınanıyor. Oysa söz konusu terör örgütünün, geçen aralık ayında AB listesine alındığı biliniyor. Terör örgütü İBDA-C'nin ismi, son olarak 24 Aralık 2003 tarihinde AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanan listede yer buluyor. Tasarıya bir değişiklik önergesiyle eklenen bir maddede, NATO üyesi Türkiye'nin Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya kavşağında bulunduğu, bölgede AB politikasına etki ve güç kazandıracağı, AB savunmasını önemli ölçüde güçlendireceği ifade ediliyor. Tasarının son bölümünde, Türkiye'nin bölgesinde yapıcı rol oynamayı sürdürmesi, Ermenistan ile sınırları açması ve tarihi uzlaşmayı engellemememesi çağrısı, Türk-Yunan ilişkilerindeki olumlu gelişmelerden duyulan memnuniyet belirtiliyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:50

İLGİLİ HABERLER