AVRUPA'DA BASININ GÜNDEMİNDE, FRANSIZ SOSYALİSTLER'İN AVRUPA ANAYASASI'NA ''EVET'' DEMELERİ VE AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ YER ALIYOR
LONDRA - Alman Die Welt gazetesi, ''Chirac, Türkiye'nin kabulü fikrinden uzaklaşıyor'' başlığıyla verdiği haberinde, Fransa'nın, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin tavrında bir değişiklik olduğu yorumunu yapmış.
Die Welt, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ile Almanya Başbakanı Schröder'in Almanya'daki görüşmeleri öncesinde yaptıkları kahvaltının, iki lider arasındaki yakınlaşmayı gösterdiğini belirtiyor. Gazete, bu yakınlaşmaya ilişkin olarak, ''Bu yakınlaşmanın ardında, Berlin ile Paris'in, Türkiye'nin üyeliği gibi kilit önem taşıyan bir konuda, nasıl yavaş yavaş farklı görüşlere kaymakta oldukları gizli'' yorumunu kullanmış. Haber, ''Fransa'nın Brüksel'deki temsilcileri uzun dönemdir Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık statüsü verilmesi konusunun ihtimal dışı bırakılmaması gerektiğini söylüyorlardı. Bu fikre ise, daha önceden, sadece Avusturya Başbakanı Schussel destek vermişti'' şeklinde devam ediyor.
Avusturya'nın Der Standard gazetesi de bu yorumu paylaşarak, ''Fransa ve Avusturya, Brüksel'deki görüşmelerde, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine engeller çıkarma konusunda uzlaştılar'' ifadelerine yer veriyor.
Avusturya ve Fransa'nın bundan 5 yıl önce de, Türkiye'nin üyeliğine destek verme kararı alanlar arasında olduğunu anımsatan gazete, ''Şimdi ise işler değişti, Türkiye'nin kabulüne ilişkin müzakerelere az zaman kalmışken, bazı ülkeler gibi onlar da başlangıçtaki cesaretlerini kaybedip geri adım atmaya çalışıyorlar'' şeklinde devam ediyor.
Türkiye'nin adaylığını geri çekmesi için ikna edilmeye çalışıldığına inanan gazete, bu amaçla devamlı engeller çıkarıldığını savunuyor ve ''Bu kadar az zaman kalmışken, bu tavır hiç de dürüst değil'' yorumunu ekliyor.
Avrupa gazetelerinde pek çok başyazıda ise Fransız Sosyalistlerin yeni Avrupa Anayasası'na 'evet' demelerine ilişkin yorumlar var.
Fransız Le Monde gazetesi, ''Yüzde 80 katılımın olduğu, yüzde 58 'evet' oyunun çıktığı halk oylaması, Fransız Sosyalistlerin açık ve kesin zaferidir'' diye yazmış.
Le Monde, ''Bu sonuç, sadece Avrupa Anayasası'nın onayı değil'' yorumunu yapıyor ve ''Bu, son 20 yılda iktidara gelen sosyalist hükümetlerle değişen Avrupa'nın seçimidir'' diyor.
Paris'te yayınlanan Le Nouvel Observateur ise, bu sonucun Fransız Sosyalistler içindeki etkilerine değinmiş. Gazete, böylece parti lideri Francois Hollande'ın da cumhurbaşkanlığı hayali için cesaretlenebileceği yorumunu yapıyor ve ''Doğrudur, Sosyalistler, Avrupa Anayasası'na onay verdiler. Ancak aynı zamanda da parti içinde belli siyasi yaklaşımların da sona doğru yaklaştığını göstermiş oldular'' şeklinde ifadelere yer veriyor.
Komşu İspanya'da ise El Pais gazetesi, ''Sonuç, Avrupa Anayasası'nın, hem Fransa, hem de Avrupa'da onaylanması açısından can simidi oldu'' yorumunu yaparken, Fransız Sosyalistlerin demokrasi dersi verdiğini vurguluyor.
Gazete, ''Hayır kampanyası yapanlar kazansaydı, savundukları değerlerin ve Avrupalı kimliğinin bir bölümünü kaybederlerdi. Kendilerini bulacakları yer ise aşırı sağ ve aşırı sol bir ortam olurdu'' ifadelerine yer veriyor.
Barcelona'da yayınlanan El Periodico da, Fransız Sosyalistler'in AB'nin geri kalanındaki tartışmalar için de örnek teşkil ettiği yorumunu yapmış. Almanya'dan Der Tagesspiel ise sonucun Cumhurbaşkanı Chirac'ın 2007 seçimlerinde üçüncü bir dönem daha kalmasına neden olabileceğine dikkat çekiyor.
Der Tagesspiel, sosyalistlerin, cumhurbaşkanına karşı kullanabilecekleri bir kozu kaybettiklerini ifade ediyor ve ''Fransız Sosyalistler'in kararı, anayasa açısından olduğu kadar, Chirac için de faydalı oldu. Ama Sosyalistler'in pek de kıskanılacak bir durumları kalmadı'' yorumunu kullanıyor.
Financial Times gazetesi, Fransız Sosyalistler'in zaferinin, Türkiye'de de memnuniyetle karşılanacağı yorumunu yaparak, ''Türkiye, oylamadan Hayır yanıtı çıkmasının, Fransa'nın Avrupa Birliği'ne üyeliğine verdiği desteği hafifletmesinden endişe ediyordu, ancak korkulan olmadı ve sonuç, Türkiye'de de memnuniyetle karşılanacak'' diyor.
İngiltere basınında en çok öne çıkan konulardan biri, İngiltere Başbakanı Tony Blair'e karşı gelecek seçimlerde adaylığını koyacağına kesin gözüyle bakılan Maliye Bakanı Gordon Brown'ın dün bütçe hazırlıklarına ilişkin yaptığı açıklama.
''Gordon Brown'ın 2 milyar sterlinlik seçim öncesi açıklamaları'' diyen Independent, ''Bu sadece bir bütçe açıklaması değil. Seçim öncesi bir açıklama ve muhafazakarların saldırılarına karşı güven ve istikrar tazeleme amacını taşıyor. 'Önleyici savunma' diye bir şey varsa, Brown işte tam da bunu yapıyor'' şeklinde devam ediyor.
Irak'ta son dönemde yaşanan kaçırma olaylarına ilişkin bir haber de gündemin diğer bir parçası.
Times gazetesi, giderek artan şiddet olaylarının ardından, Irak'ta kalan son Batılılar'ın da yakınlarına birer veda mektubu hazırladıklarını aktarıyor
''Bu mektubu okuduğunuzda ölmüş olabilirim'' sözlerİ, Irak'ta çalışan bir yardım gönüllüsü Christian Peacemakers'a ait. 'Hıristiyan Barış Yanlıları' adlı örgütün dört çalışanı, Irak'ta kalan son yardım gönülleri arasında. Kaçırılmaktan korktuklarını itiraf ediyorlar, ancak yaşamlarını, yaptıkları işe feda edebileceklerini söylüyorlar. Bu yardım gönüllülerinden biri, 32 yaşındaki Sheila Provencher. Üstelik, koalisyon askerlerinin kendisini kurtarmaya gelmemesinde ısrar ediyor ve ''Aileme, kaçırılırsak fidye verilmesini ya da askeri müdahale yapılmasını istemediğimizi ilettim'' diyor.
Times gazetesi, bir bilim haberine de yer vererek, ''Mars'ta yaşamla gelen tehlike'' başlığını kullanmış.
Önde gelen bilim adamlarına göre dünyayı, Mars'ta var olduğu düşünülen yaşam formlarının yol açabileceği tehlikelerden korumak için önlem almak gerekiyor. Uyarının kaynağı ise Ocak ayında Mars'a inen Opportunity adlı uzay gemisinden gelen bilimsel veriler.
Haberde, ''Bilim adamları, Mars'tan örnekler toplanmadan ya da insanlı uçuşlar düzenlenmeden önce dünyanın nasıl korunması gerektiğinin konuşulması gerektiğini söylüyorlar'' deniyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:23