BAYRAM KILINÇER
ANKARA - Ulaştırma Eski Bakanı Enis Öksüz, Aria ile Aycell'in birleşmesinde hükümetin, son derece hassas, ilmi, ciddi ve milli menfaatleri en iyi şekilde koruyacak hususlara dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Hükümete, meseleyi bütün detaylarıyla incelemeden, geleceği önceden net bir şekilde görmeden, ayak üstü ve sesli düşünmeden vazgeçmesi tavsiyesinde bulunan Öksüz, ''Bir şirketle birleşme var. Bu birleşmenin ölçüsü nedir. Adil mi?, değil mi?. Kamuoyunun bilgisi yok'' dedi. Türkiye'nin GSM haberleşmesine büyük katkılar sağlayan, Telsim, Türkcell, Aria ve Aycell'i haberleşme piyasasına kazandıran Ulaştırma Eski Bakanı ve BBP Genel Sekreteri Prof. Dr. Enis Öksüz, İtalya Başbakanı Berlusconi'nin Türkiye ziyareti esnasında ortaya çıkan Aycell'in Aria ile birleşmesiyle ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de 4 şirketin devreye girmesiyle birlikte rekabet ortamı sağlanması, döviz ve Hazine'ye para girişinin hedef alındığını ve pek çok sebeble çıkılan ihaleye sonrası rekor bir fiyatla KDV dahil olmak üzere 6 milyar doları Hazineye kazandırdıklarını belirten Öksüz, bu şirketlerin önünün açılarak rekabet ortamını sağlamak suretiyle devreye girmelerini ve haberleşme masraflarının rekabet dolayısıyla azaltılmasını beklediklerini ve bu konuda arzu edilen istikamette bir çalışma yapılmadığını ifade etti. Bazı konuların tahkime gitmesi sebebiyle örneklendirmeye girmek istemediğini kaydeden Öksüz, ''Aycell, yatırım yapılmamak, yeteri kadar yatırımın önü açılmamak suretiyle piyasaya girmek gibi bir tavır içerisinde götürüldü. Daha sonra Aycell'de sıkıntılı durumlar meydana geldi. Telekom'un bu işi çok rahat bir şekilde çözmesi mümkün olabilirdi. Bunlara siyasi otoriteler müdahale ettiği için gelişme trendi bakımından hedeflenenler zamanında yapılamaz noktaya geldi. Bu benim için çok üzücü bir durum. Hedefimizde, şiddetli bir rekabet ortamı içinde tüketici korunacaktı. Bu yeterince yapılmadı'' dedi.
Şu anda Aycell ile ilgili sorunların AK Parti'nin önünde biriktiğini ve bu konuda hükümetin doğru yaklaşımını beklediğini hatırlatan Öksüz, hükümetin bu konuda son derece hassas, ilmi, ciddi ve milli menfaatleri en iyi şekilde korunması gibi hususlarda dikkatli olmak zorunda olduğunu belritti. Buna yeterli dikkatin gösterilmediğinin anlaşılmadığının altını çizen Öksüz, ''Hükümetin bu konudaki açıklamaları hem çelişkili hemde daha sonra başlarına büyük problemler açaçağa benzemektedir. Onun için benim kendileri tavsiyem meseleyi bütün detaylarıyla incelemeden, geleceği önceden net bir şekilde görmeden, ayaküstü ve sesli düşüncelerden vazgeçmeleridir. Ulu orta konuşmak doğru değildir. Aycell'in bir şirketle birleşmesi gündemde. Ne yapılmışta bu şirketle birleşme noktasını ele alınmış. Bir başkaları da çıkar 'biz daha iyi imkanlarla birleşmek istiyoruz' derlerse, o zaman başlarına dert açılmaz mı? Bu şirket zor duruma düşmez mi? Bunları düşünmek lazım. Sözlerin arkasında durmak lazım. Hazırlık yapılarak çok iyi incelenmeli. Her sorunun cevabı bulunmadan uluorta konuşulmamalıdır. Bu zamana kadar yapılan açıklamaları fantazi olarak buluyorum. Mesela rekabet konusunda hiçbir bilgi yok. Söylenen sözün muhatabı belli değil. Bu sıkıntı olabilir. 1800 GSM'lerde meydana gelebilecek tekelleşme zamanla başlarına dert açabileceğini düşünmelidirler. Bu konuda da bir bilgi yok. Bir şirketle birleşme var. Bu birleşmenin ölçüsü nedir. Adil mi?, değil mi? Kamuoyunun bilgisi yok'' şeklinde konuştu.
'DAHA DİKKATLİ DAVRANILMASI GEREKİYOR'
Aycell ve Aria'yı iletişim piyasasına kazandıran bakan olarak çok sorulara muhatap olduğunu hatırlatan ve birçok kişinin kendisini arıyıp şaşkınlığını ifade ettiklerini söyleyen Öksüz, bugüne kadar bu konuda hükümet çevreleri tarafından kendisine bir defa bile olsa hiçbir bilgi verilmediğini ve bu konuyla ilgili bilginin de alınmadığına dikkat çekti. Gelinen noktada, iki ayrı yapı ve statünün bulunduğunu kaydeden Öksüz, ''Bunların ne şekilde hukuki açıdan bir araya geleceği belli değil. İşin ruhu, en önemli, en ciddi ve üzerinde durulması gereken konunun ele alınması halinde bana göre çok tartışma getirecek. Birleşme hangi şartlarda olacak detaylar belli değil. Hassas konuda hükümet çevreleri öncelikle doğrudan sorumlu olanlardır. 40 defa inceleyip 41 defa düşünüp ondan sonra bir şey söylemeleri gerekir. Konunun hassasiyetinin kavranmadığı ve kendi başlarına iş açacakları gibi bir düşünce insanın aklına geliyor. Türkiye'nin menfaatlerini korumak, doğru bir iş yapmak ve haklı olanın yanında yeralmak düşüncesi bakımında sonucu belli olmayan cevapları belli olmayan açıklamalar sonrasında hükümet büyük yara alabilir. Bu konuda daha dikkatli ve doğru politikalar takip edilmelerini tavsiye etmek benim de hakkımdır. Bize düşen bir görev varsa benim birikimimden yeteri kadar faydalanabilirler'' dedi. İtalya Başbakanı'nın tavrı ve konuyu ele alış tarzının yardırganabileceğini, ama o doğru olanı yaptığını, ülkesindeki şirketlerinin menfaatlerini koruyup, kolladığını, bu yaklaşımın doğru bir hareket olduğunu ve bizimde öyle olmamız gerektiğini kaydeden Öksüz, hükümetin bu konuda başını ağrıtmaması için yapılması gerekenleri ise şöyle ifade etti: '' Hukuk hatası ve devletin zarara uğramasına sebeb olabilecek gibi unsurların detayları ele alındıktan, ölçüp biçtikten sonra gereken açıklamalar yapmak gerekir. Bunun dışındaki yollar sıkıntı oluşturur. Buna dikkat etmek gerekir. Ama dikkatli olunmadığı görülmektedir. Bundan sonra daha dikkatli davranılması gerekiyor. Birleşlme her zaman olabilir. Bütün mesele bu birleşmenin ülke yararına, rekabet ortamını kirletmeyecek, kirli rekabete sürüklemeyecek, tüketiciyi sıkıntıya sokmayacak, devleti mahkemeli veya bir taraf haline getirmeyecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Onun için çok ciddi bir konudur. Konuyla ilgili ayaküstü konuşmalarla hükümetin başına dert açacak gibi görünüyor. Bu açıklamalar kötüye kullanılabilir. Burada teknik bir hata yapılmıştır. Hükümet bu hatayı telafi etmek üzere çözüm arama konusunda gayretlerine devam etmelidir''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:59