AYDIN DOĞAN CEM YILMAZ'IN İMAJINI MI BOZMAYA ÇALIŞIYOR?
Cem Yılmaz’lı fotoğraf... Ya da “petrol” savaşları! /HASAN KARAKAYA / VAKİTÖncelikle söyleyeyim; hiç kimseyi "aklamak" veya "kayırmak" gibi bir niyetim yok... Ayrıca, herhangi bir kişi veya kuruluşu "karalamak" gibi bir amacım da yok... Sadece ve sadece; "psikolojik savaş teknikleri" konusunda siz okurlarımı bilgilendirmek istiyorum, o kadar!..İstedim ki; "okudukları" haberlerin; her zaman "haber vermek" amaçlı olmadığını bilsinler!.. Evet bilsinler ki; bazı haberler, okurlara "haber" verirken, içinde de, "birilerine mesaj" verme veya "selâm çakma" amaçlı olabilir!..Tabiî, bu metod, bizim gibi; "bağımsız, bağlantısız ve güdümsüz gazeteler" için geçerli değildir!.. Çünkü bizler, "haber"lerimizi de, "mesaj"larımızı da "doğrudan" veririz... Yani; "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!" dolambacına ihtiyaç hissetmeyiz... Söyleyeceğimizi "dobra dobra" söyleriz!..Ancak; "bir yerlere mideden bağımlı" veya "ideolojik bağlantılı" gazetelerdir ki; "doğrudan söyleyemedikleri" konularda, "gizli mesaj" yoluna saparlar!..Böylece; hem "suç işlememiş" olurlar, hem de; "hedef" aldıkları kişi veya kuruluşa, "anlarsın ya!" mesajını iletmiş olurlar!.."Mesajı alan" kişi veya kurumun, eğer bir "açığı" veya "endişesi" yoksa, yoluna devam eder!.. Ama, gönderilen mesajla, "yumuşak karnına" darbe yemişse; ya susar, pısar, ya da hemen "karşı atağa" geçer!..Sizin anlayacağınız;Kamuoyu, "haber okuduğunu" zannederken; aslında "mesajlar savaşı"nın içinde bulur kendini!.. Ama, farkına varmaz!.. Varması da mümkün değildir, çünkü bilebilmesi için; "çıkar savaşının detayları"na vâkıf olması gerekir!.. Aksi halde, "kendisine sunulanla" yetinmeye ve "zokayı yutmaya" mahkûmdur!..FOTOĞRAF BAŞKA, SÜRÜCÜ BAŞKA!Bu "girizgâh"tan sonra, "somut bir örnek" verelim... Malûm, 16 Nisan günü Antalya'da bir "otodrag yarışması" yapıldı... Efendim, adına "otodrag" denilen bu yarışma, "hız ve zamana dayalı, kısa mesafeli atak yarışı" demek oluyormuş!.. Yarış, 400 metre uzunluğunda, 15.5 metre genişliğindeki "parkur"da yapılıyormuş!..İşte bu "Türkiye Otodrag Şampiyonası"nda; pistten çıkan bir otomobil, izleyicilerin arasına dalmış!.. Kazada 3 kişi ölmüş, 2 kişi de yaralanmış!..Bu olay, gazetelere, "Antalya'da facia!.. Öldüren yarış!" başlıklarıyla yansıdı...Buraya kadar her şey normal...Gerçekten bir facia... Hatta, "cinayetin sporcası" bile denilebilir!..Zaten problem, "haberin sunuluş biçimi"nde değil!.. Problem, "fotoğraf"larda!.. Daha doğrusu, "fotoğrafla verilen mesaj"da!..Daha da açalım:Kupürlerden de görebileceğiniz gibi; fotoğraflarda, "olay anı"nın ve "kazada ölenler"in fotoğrafları var!..Bir de, kazaya yol açan "pilot"lardan Levent Kesen'in fotoğrafı(!) var!.. Hem "tek" olarak, hem de "şovmen Cem Yılmaz"la birlikte!.. Resimaltı, aynen şöyle: "Levent Kesen, kazadan önce şovmen Cem Yılmaz'la böyle poz vermişti!"İyi ama, "Cem Yılmaz'la birlikte poz veren" adam, "kazaya yol açan Levent Kesen" değil ki!.. O fotoğraf, "Konyalı modifiye ustası Fatih Sevilmiş"e ait!..Evet, "Cem Yılmaz'la birlikte" görünen kişi Levent Kesen değil, Fatih Sevilmiş!..Zaten, kendisi de; günlerdir bunu anlatmaya ve "o kazayı yapan kişinin kendisi olmadığını" ispat etmeye çalışıyor. Diyor ki:"Ben Konya eski motor sanayisinde mütevazı tamir atölyemde, araçlara modifiye yapmaya çalışan ustayım. Kazadan bir gün sonra, geçen yıl kendi böbreklerimden birini verdiğim ve halen Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gören annemi ziyaret için gittim. Ancak, gazetelerde yayınlanan fotoğraflarımı görüp beni, kazayı yapan pilot sanan pek çok kişinin olumsuz tepkisiyle karşılaştım. Annem halen Antalya'da hastanede yatıyor. Herkes bana kazayı yapan kişi olarak baktığı için Antalya'ya gidemiyorum. Kazayı yapan pilot arkadaşım için de çok üzgünüm, ancak herkes bilsin ki, kazayı yapan ben değilim.!.. Cem Yılmaz ile fotoğraf çektirmem bana pahalıya mal oldu. Bilerek ya da bilmeyerek fotoğrafımı yayınlayıp, beni adam öldüren kişi ilan eden basın yayın kuruluşlarını dâvâ etmeyi düşünüyorum.""YANLIŞLIKLA" MI, "BİLEREK" Mİ?Biliyorum, diyeceksiniz ki;"Olabilir!.. Teknik bir hatadır... Zaman zaman böyle fotoğraf yanlışlıkları olmuyor mu?.. Bu da onlardan biridir!"Haklısınız... Zaman zaman böyle "karışıklıklar" olabilir!.. Ama, bu olayda durum biraz farklı...Çünkü efendim;Levent Kesen denilen bu vatandaşın "ilk vukuatı" değilmiş bu olay!.. "2 yıl önce" de Ankara'daki yarışlarda, yine izleyicilerin arasına dalmış!..Yani?..Yani efendim, hem "kaza anı"nın, hem de "kazayı yapan sürücü"nün; yani Levent Kesen'in fotoğrafının arşivlerinde olması lâzım...O halde; niye "gerçek Levent Kesen'in fotoğrafı"nı değil de, Fatih Sevilmiş'in fotoğrafını yayınladılar!?!Bunda, "teknik bir hata" mı var, yoksa "bilinçli bir tercih" mi?.. Evet, niye; Levent Kesen diyerek, Fatih Sevilmiş'in fotoğrafını kullandılar?..Öyle sanıyorum ki;Bu yanlışlığı (!) "bile bile" yaptılar!.. Çünkü onlar için; kazayı yapan kişinin Levent Kesen veya Fatih Sevilmiş olmasının hiç önemi yok!.. Onların aradığı, "Cem Yılmaz'ın da içinde bulunduğu" bir fotoğraftı!.. Öyle ya; Levent Kesen'in "Cem Yılmaz'la çekilmiş" bir fotoğrafı yok!.. Olsa, onu yayınlarlardı!..Uzun lâfın kısası;Asıl hedef, Levent Kesen veya Fatih Seçilmiş değil!.. Onlar, "Cem Yılmaz'lı fotoğraf"ı yayınlamakla, Cem Yılmaz'a "mesaj" gönderiyorlar!.."ASFALT AĞLADI" DERSİN HAA!Niye?.. Ne mesajı bu?..Malûm, Cem Yılmaz, bir süredir "Opet reklâmları"nda oynuyor!.. Tasvip etsek de, etmesek de; "gençleri gaza getiren" bir reklâm!..Hele de sözleri;"Asfalt ağladı beee!""Alırım anahtarını!""Hakkını ver, hakkını!"Bu reklâmı seyreden bir "delikanlı"nın çılgınlık yapıp "hız"a yönelmemesi mümkün değil!.. Ama şu da var: Sırf "Cem Yılmaz'a duydukları sempati" veya "reklâmın etkileyiciliği" dolayısıyla, aynı "delikanlı"ların, "Opet'e yöneleceği" de bir gerçek!..Eee, ne olacak o zaman?.."Opet'in benzin satışları" artacak, buna karşılık, meselâ "POAŞ'ın satışları" düşecek!.. Ve tabiî, diğerlerinin de!..Bu durumda, yine meselâ POAŞ'ın sahibi Aydın Doğan Bey ne yapar?.. Elbette "rakibinin açığını" kollar ve onun üzerindeki "olumlu imaj"ın, tersine çevrilmesini sağlamaya çalışır!..Tabiî, "gazeteleri" vasıtasıyla!..Meselâ, ben dikkat ediyorum;"Cem Yılmaz'lı Opet reklâmları" başladığından bu yana; "hız"dan kaynaklanan bütün "ölümlü kaza"lar, Aydın Bey'in gazetelerinde, "Asfalt ağladı" başlıklarıyla veriliyor!..Aslında "analar, babalar, çocuklar" ağlıyor!.. Ama onlar, "Cem Yılmaz'lı reklâm üzerinden" Opet'e "gönderme" yapıyor!.. "Asfaltı değil, anaları ağlatıyorsunuz!"Daha da açıkçası, "Cem Yılmaz'ın imajını yıpratıyorlar" ki; Opet'e olan "ilgi ve sempati" azalsın!.. Ki, böylece "POAŞ'ın müşterileri" artsın!..KAZAYI YAPAN CEM YILMAZ DEĞİL Kİ!İşin doğrusu, "Antalya'daki kaza" da, iyi bir fırsat oldu "Opet'in rakipleri" için!.. Aydın Bey'in gazetelerinin; olayı, "haber içine gizlenmiş mesaj"la sunmaları da, hayli ilginç geldi bana!..Buyrun, birlikte okuyalım:"Cem Yılmaz'ın katılımıyla Antalya'da yapılan Opet Otodrag Şampiyonası'nda facia yaşandı. Yarış otomobili seyircilerin arasına daldı. Dehşet verici kazada 3 kişi hayatını kaybetti, şoförle birlikte bir kişi de yaralandı."Lütfen dikkat!.. Cem Yılmaz'ın, "kazada hiçbir dahli" yok!.. Yani, haberdeki "5 N-1 K" kuralında aranan unsurlardan biri değil!.. "Otomobili kullanan" da değil, "kazayı yapan" da!.. O halde, Cem Yılmaz'ın adını "habere yedirmenin" ve fotoğrafını kullanmanın ne mânâsı var?..Eee; amaç "bağcıyı dövmek", yani "Cem Yılmaz'ın olumlu imajı"nı örselemek olunca, yapılır böyle oyunlar!..Levent Kesen diye, "yanlışlıkla"(!) Konyalı Fatih Sevilmiş'in fotoğrafı da konulur, "alkollü" sürücünün yaptığı kazaya "Asfalt ağladı be!" başlığı da!..Maksat, "imaj savaşı"nı kazanmak!.. "Cem Yılmaz'ın imajı" yıpransın ki; müşteriler, Opet'e değil de, "patronun benzin istasyonları"na yönelsin!..Sözün özü;Amaç, "haber vermek" değil!.. Amaç, "habere yedirilmiş mesaj"la, rakiplerin "imajı"nı bozmak!..Yani, "tamamen duygusal"(!) bir olay!..BAYKAL'IN "ACİZLİK" İTİRAFI MI?Görüyorsunuz ya, bir "kaza" haberinden yola çıkarak, nerelere geldik?..Diyeceksiniz ki; bir "kaza" haberini uzun uzun anlatmanın ne âlemi var?..Özellikle anlattım ki; haberleri okurken, "kaza" deyip, geçmeyin!..Asla, "gösterilen"le yetinmeyin!.. "Gizlenen"i görmeye çalışın!.. Aksi halde; siz "cambazın numaraları"yla meşgulken, birileri "cebinizdeki paraları" boşaltıverir!..Meselâ, ben;Hürriyet'in 17 Nisan günü sürmanşetten verdiği, "Üniversitede 31 Mart vakası" başlıklı haberini, üzerinde düşünülmeye değer buluyorum!.. Öyle ya; "31 Mart tarihi"nde cereyan etmiş bir olay, niye "16 gün sonra" gündeme geliyor?.. Hem de, "tarihî gerçeklerin içine edile edile!"İşin içinde bir "bit yeniği" var ama, ne?..Bu haberden yola çıkarak, Deniz Baykal'ın; "Kızınızın başının zorla kapatılmasını ister misiniz?.. Bu gidişle, kimse başı açık gezemez!.. 20 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz?" demesi de çok garip geldi bana!..Bir "muhalefet lideri", nasıl böyle bir "acizlik itirafı"nda bulunabilir?.. "20 yıl sonra", ne demek?.. Sen "iktidara talip" değil misin?..Eğer talipsen, niye "umutsuz" konuşuyorsun?.. Ne demektir bu sözün anlamı?.. Demektir ki; "Ben, 20 yıl daha iktidara gelemem!"Gerçi, "yüzde 15'lere" inmiş oy oranıyla "iktidara gelmesi" bir hâyâl ama, yine de böyle "acziyet itirafı"nda bulunulmaz!..Bana öyle geliyor ki, "o sözün altında; bir yerlere gönderilen başka bir mesaj" var!..Galiba, "Murat Yetkin vasıtasıyla" bir yerlere çağrıda bulunuyor!.. Doğrusu, Murat Yetkin adlı gazeteci(!) de, "ulaklık" konusunda hayli "yetkin" bir isim!.. Baksanıza; "general"lerin, "Ecevit gitsin, Hüsamettin Özkan gelsin" mesajını hem Özkan'a, hem Ecevit'e "ulaştıran" oymuş!.. Demek ki, Baykal da; Yetkin'in, bu "yetkinliğinden" yararlanmayı düşündü!..Her neyse... Daha fazla uzatmayalım... "İçi mesaj dolu" daha nice haberler var ki "kartel"de; yazsan, "tefrika" olur!..Siz, siz olun; her habere "kaza" deyip geçmeyin!.. Çünkü bu ülke, "kaza" süsü verilmiş nice "yol kazaları"na şahit oldu!..Bilmem, anlatabildim mi?..
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:21