Ekonomi
  • 7.8.2004 13:30

AYGÜN: IMF İLE DEVAM ETMEK TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK HASARINI ARTIRIYOR

Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, IMF ile geçen son 5 yılın ''Türkiye'nin ekonomik terör yılları, hasar yılları olarak'' değerlendirdiklerini belirtirken, hükümetin IMF ile üç yıl daha devam etme kararını ''zoraki nikah''a benzetti. Enflasyon dışında bütün göstergelerde hassasiyetin devam ettiğine işaret eden Aygün, IMF politikaları nedeniyle Türkiye'nin son 5 yılda 20 milyar doları aşan cari açık verdiğini, 2004 yılının ilk beş ayında da cari açığın 8.8 milyar doları bulduğunu kaydetti. Aygün, programa başlandığından beri, cari açıktan kaynaklanan 30 milyar dolarlık bir kaynağın yurtdışına transfer edildiğini ifade etti. BORÇLANMADA TARİHİ REKOR Uygulanan IMF politikaları sonucu borçlanmada ''tarihi rekor'' kırıldığını iddia eden Aygün, 1999 yılında 145.3 milyar dolar olan iç ve dış borcun, her yıl yaklaşık yüzde 14, toplamda yüzde 108 oranında artış göstererek, 2004 yılı itibariye 300 milyar dolar sınırına dayandığını kaydetti. Aynı dönem içerisinde 2 bin 201 dolar kişi başına borcun 2004 yılında 4 bin 113 dolara çıkmasına karşın, 1999 yılında 2 bin 879 dolar olan kişi başı gelirin 2004 yılında 3 bin 383 dolarda kaldığını belirten Aygün, bunun sonucu olarak kişi başına borcun 5 yılda bin 912 dolar arttığına ve kişi başına gelir artışının 504 dolarda kaldığına dikkati çekti. IMF programına rağmen, 2004 yılında faizlerdeki düşüşe karşın, reel faizlerin çok yüksek devam ettiğine işaret eden Aygün, dış borçlarda faiz maliyetinin arttığını, acil destek kredilerinde yüzde 8'lere varan faiz uygulandığını, iç borçlanmada da yüzde 18 düzeyinde reel faiz ortalaması gerçekleştiğini kaydetti. ''TÜRKİYE'NİN KAYIP YILLARI'' Diğer taraftan 1999 yılında yüzde 7.7 olan işsizlik oranının bugün yüzde 12'ler seviyesine yükseldiğini ifade eden Aygün, şöyle devam etti: ''Nüfusun yüzde 40'ını barındıran tarım sektörünün ayaklarının altından bütün verimli toprakları çekildi. Çiftçilerimizin arazilerine girildi, suları kesildi, tohumları kurutuldu. Ticaretin, sanayiinin tüm yaşam damarları kesildi. 1999 yılında 1 milyon 988 bin gelir vergisi mükellefi, aradan geçen 5 sene içerisinde 2 milyon sınırına ancak yaklaştı. Reel ücretler geriledi, işsizlik arttı. Enflasyon dışında hiç bir sosyal ve ekonomik gösterge IMF'yi doğrulamıyor, haklı kılmıyor. Madem borcumuz artacaktı, dış açık artarak devam edecekti de, o halde niye IMF'yi çağırdık? Krizse krizi IMF yüzünden yaşadık. IMF ile geçirdiğimiz son 5 yıl Türkiye'nin kayıp yıllarıdır. IMF ile 3 yıl daha devam etmek Türkiye'nin gelecek yıllarını zayi ilan demektir.'' DIŞ TİCARET VE BANKACILIK SEKTÖRÜ Türkiye'nin 1999 yılından bu yana toplam 256.6 milyar dolarlık ithalat, 140.2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğine dikkat çeken Aygün, ''Türkiye son 5 yılda toplam 116.4 milyar dolar dış ticaret açığı veriyorsa, dış ticaretin rengi gridir, IMF grisidir'' dedi. Bankacılık sektörünü düzene sokmak ve sektördeki ''kara delikleri'' kapatmak iddiasıyla IMF ile program yürütüldüğünü hatırlatan Aygün, ancak geçen süre içerisinde sadece bankacılık sektöründe 50 milyar doların yitirildiğini belirtti. IMF politikalarının bir sonucu olarak akaryakıt, doğalgaz, su, elektrik gibi bütün girdi maliyetlerinin pahalandığını, buna paralel olarak vergi ve SSK, Bağ-Kur primlerinde rekor kırıldığını ifade eden Aygün, ''Özgürlük ve bağımsızlık, Türkiye ekonomisinin bir karakteriyken, ne yazık ki IMF ekonomisi, Türkiye ekonomisinin bir karakteri haline gelmiştir. Bu çok acıdır'' değerlendirmesinde bulundu. ''EKONOMİ YÖNETİMİ KENDİNE GÜVENMELİ'' Ekonomik tahribatın yanında, IMF'nin açtığı sosyal tahribatın da önemli boyutlarda olduğunu savunan Aygün, IMF nedeniyle Türkiye'nin ''psikolojik yardıma muhtaç bir ülke'' haline geldiğini iddia etti. ''Türkiye bir an önce IMF kompleksini üzerinden atmalıdır'' diyen ATO Başkanı, ekonomi yönetiminin kendine güvenmesi ve vatandaşına da aynı güveni aşılaması gerektiğini kaydetti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:42

İLGİLİ HABERLER