
Aziz Yıldırım Rıdvan Dilmen'i hedef aldı
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Rıdvan Dilmen'in bugün kaleme aldığı yazının 'anlamsız ve manipülatif' olduğunu belirtti.
İşte Fenerbahçe'nin resmi sitesinden yapılan açıklama;
21 Şubat 2011 günü Spor Toto Süper Lig’in 22. Haftasında oynanan Galatasaray –Trabzonspor karşılaşmasında, müsabaka hakeminin, kamuoyunun hemen hemen tüm paydaşlarının ekseriyeti tarafından üzerinde tartışma başlatılan hatalı kararlarının ardından, bugün tarihli Sabah Gazetesi’nde Rıdvan Dilmen tarafından kaleme alınan bazı anlamsız ve manipülatif yorumlar üzerine tarafıma cevap hakkı doğmuştur.
30 Eylül 2015 Çarşamba günü, Türk Futbolunda yaşanan ve aslında bugün hepimizin üzülerek şahit ve hemfikir olduğu, kötü hakem performanslarıyla ilgili düşüncelerimi bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştım. O gün yapmış olduğum konuşmada, dünkü maçın hakeminin ismini geçtiği cümlelerin tam deşifresi şu şekildedir:
DENİZ ÇOBAN ÖRNEĞİ
“Şimdi burada görev Futbol Federasyonu’nun. Futbol Federasyonu ne yapacak? İçerideki bu kulüplerle problemi olan hakemleri temizleyecekler. Başka hiçbir yolu yok. Ali Palabıyık, Mete Kalkavan gelsinler hata yapsınlar. Bakın Kasımpaşa maçına Deniz Ateş Bitnel’i verdiler. Ama içeriye bakıyorsunuz, içeride Fenerbahçe-Eskişehir Fırat Aydınus. Fenerbahçe-Antalyaspor Bülent Yıldırım. Fenerbahçe-Bursa Barış Şimşek. E niye genç hakem göndermiyorsun? Mademki Fenerbahçe maçına Kasımpaşa’da Deniz Bitnel gibi bir hakemi atayabiliyorsun, tayin edebiliyorsun, o zaman içerideki maçlara da bu genç hakemleri gönder. Hata yapsınlar, onlar da Deniz Çoban gibi çıksın desinler ki “ben bilmeden hata yaptım” bizler de bunları hoşgörü ile karşılayalım.”
'AĞZIMDAN ÇIKAN SÖZLER FARKLI YANSITILIYOR'
18. yılımı tamamladığım Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığım boyunca, her zaman her takımın eşit şartlarda mücadele etmesi gerektiğini, hak edenin kazanması için gerekli şartların oluşturulması noktasında herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini savundum. Bugün de bu düşüncemi muhafaza etmekteyim. Ancak açıkça görülüyor ki, kulübümüzle direkt ilgisi olmayan bir karşılaşmanın sonucunda bile tarafımıza sorumluluk yüklenmekte, ağzımdan çıkan sözler olduğundan farklı yansıtılmakta ve o günkü konuşmanın deşifresinden de açıkça anlaşıldığı gibi kamuoyu kandırılmaktadır.
'5 AY ÖNCE ÖRGÖRMÜŞTÜM'
Eğer ki o günkü konuşmama herhangi bir atıfta bulunmak isteniyorsa, benim 5 ay öncesinde ön gördüğüm ve fakat TFF’nin gerekli önlemleri almadığı için bu gün vahim bir boyutta ortaya çıkan ve herkesin kabul ettiği hatta etmek zorunda kaldığı durum olmalıdır. Zira şahsım ve Sayın Şekip Mosturoğlu; o gün, Türkiye’de hakemlik müessesesinde ciddi problemlerin yaşandığını, bir felsefe olarak gençleştirme operasyonuna gidilmesi gerektiği, köklü değişiklerin kaçınılmaz olduğu ve hakemlerin özetle bazı durumlardan “Manalandırma” suretiyle üzerlerine vazife çıkardıkları ve bunun sonucunda bazı maçları sağlıklı yönetmediklerini, bu durumun değişmemesi halinde ise Türk Futbolunda onarılamaz hasarların yaşanacağını anlattık. Gelinen nokta, ne yazık ki haklılığımızın en açık bir kanıtı niteliği taşımaktadır.
Kamuoyundan beklentim, o günkü açıklamalarımın bir kez daha doğru okunması, anlatmak istediklerimin iyi kavranması ve Türk Futbolunda yaşanan, hakem müessesine ilişkin ciddi problemleri yapay gerekçelerle, gerçekte olduğundan farklı bir noktada göstermeye çalışan spor yorumcularının anlamsız ve kamuoyu hafızasını yok sayan yorumlarına itibar etmemeleridir.
RIDVAN NE YAZMIŞTI?
RIDVAN DİLMEN
Pereira meseleyi kişiselleştirdi
Dün bir haber vardı, Pereira arabalı vapurda, Eskihisar-Topçular arasında giderken 35 dakikalık sürede analiz yapıyormuş. Gazeteler de tebrik ediyor. Çarşamba gazetelerinde "Ezer Geçerus", "Ufaladık" başlıkları vardı. Ne oldu da bunlar değişti, esas bunu sormak lazım. Salı akşamı biz Fenerbahçe'nin olağanüstü bir oyununu anlattık. Ozan'ın çok iyi top oynadığını, Van Persie'nin iyi olduğunu söyledik. Ne oldu da bu oyuncular oynamadı?"Şimdi formayı aldım" diyen Van Persie bu maçta kenardan gelirken ne olur? Çaylak bir oyuncu değil. Hadi Lokomotiv maçında kenara aldın, bari bu maçta başlat. Hazır yakalamışsın. Oyun için yazmıyorum, Fenerbahçe'nin tecrübesinde bir oyuncu ilk devredeki yoğun pozisyonlu oyunda bir tane atabilirdi, attırabilirdi. Ozan gibi genç olsa üzülür eder ama geçer dersin. Şahsi kaprisler, şahsi problemler yoksa, Samandıra'da olağanüstü bir şey olmadıysa Van Persie oynamalıydı. Böyle olunca cezayı ona değil, kulübeye kesti. Artık meseleyi kişiselleştirdiğini görüyorum. Şu formuyla uçuyor demiyorum ona da ama bu takımda oynar. Pereira'nın yerine kendimi koyuyorum, anlamaya çalışıyorum ama teknik açıdan da Van Persie oynar.
Lokomotiv Moskova'nın gardı düştüğü bölümde Van Persie kenardayken "Ah" diyordur, "Tam benlik maç oldu." Öğleden sonra 11'ler belli olmuştur. Van Persie de hanımını, belki de menajerini aramıştır, "Artık burama geldi. Mutsuzum" diyordur.
Antrenörlük saygınlığına çok önem veririm, ben de yaptım. Fernandao da bu baskıyı hak etmiyor, taraftarın tepkisi onu da zor durumda bırakıyor. Yalnız hissediyordur. Onu da kaybediyorsunuz bu sefer birini kazanacağım derken. Cenk kenardan geliyor, katkısını veriyor. Mario Gomez'in yerine oyuna Cenk'i aldı Şenol hoca Mersin İdmanyurdu maçında.0-0'ken bunu yapmak Cenk'e de saygısını gösteriyor hoca ama diyor ki "Benim birinci santrforum Gomez." Fenerbahçe takımının birinci santrforu belli değil.
Dün oynanan Barcelona'nın Las Palmas maçını da izledim... İleriye üçlüye bak- tım, değişiklik yok, Neymar, Messi, Suarez oynuyor. Haftaya kim oynayacak? Yine bu üçlü oynayacak. Gol atsalar da oynayacak, atmasalar da... Robin van Persie de böyle olmalı. Adam gol atıyor, ona rağmen formayı alamıyor. Bu tercihinin mantığını açıklaması lazım hocanın...
Bursalılar mutsuzdur
Açıkçası Bursaspor taraftarı mutsuzdur. Şampiyonluk görmüş bir kulüp. 18 kişilik kadronun 12-13'ü geçen sene Bursa'da oynamayan oyuncular. Yeni kadrolarda kısa sürede bir iskelet oluşturmanız lazım. Oyunun tamamına yakınında mahkum oynadılar. Hamza hocanın takımının ideal bir kadro bulması lazım, tam oturması gerekiyor.Harun'un da dikkatli oyunu, konsantrasyonunu diri tutması önemliydi. Mert Günok'tan formayı aldı diyemem, belki Mert verdi ama Harun fırsatını değerlendirdi. Dünkü maçta belki bir de Sivok'la birlikte iyi oynayan ender Bursasporlulardandı.
Ozan iyiyse Ozan oynar
Antrenörün hayal ettiği üçlüyü Lokomotiv Moskova maçında Josef-Topal-Ozan oynamıştı.Diego varken ise bu olmadı, karışıklık meydana geldi. Daha sonra Ozan'ı sokup toparlamaya çalıştı. Avrupa maçında bastırmışsın, oynamışsın, kalecin belki duş bile almamış. Biz antrenörlerin bazen böyle kişiselleştirdiği durumlar oluyor. Fenerbahçe bir sürü deplasmanda kötü oynarken kazandı. En iyi oynadığı üç deplasmanı sıralarsam Bursa, Beşiktaş ve Gaziantep derim. Hiçbirinde kazanamadı. Bursa deplasmanında seyircisiz bile olsa bu kadar iyi başlayacağını düşünmüyordum. Kazandığı çok maçtan sonra "Çekirge misali" dedik. Maçın tamamında Fenerbahçe tek kale oynadı, ilk yarıda 4 pozisyon buldu. İkinci yarıda ise taktiksel ve oyuncu değişiklikleri Fenerbahçe aleyhine gelişti. Diego o maçta cezalıydı diye bu maçta oynayacak diye bir şey var mı? Takım iyi oynamış, Ozan iyiyse o oynar.