Ekonomi
  • 15.2.2005 18:17

BABACAN : "EKONOMİDE OLUMSUZ SÜRPRİZ YOK"

İHSAN ALTIKARDEŞ-SUAT ARVAS
BURSA  - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomide olumsuz sürpriz, kriz, enflasyon ve devalüasyon beklemenin doğru olmadığını belirterek, "90 kilometre hızla, emniyet kemeri bağlı, lastiklerinin havası iyi bir otomobili kullanırken, karşıdan birisinin şeride geçmesini beklemek, kaya düşeceğini düşünmek bana doğru gelmiyor. Böyle bir yolculukta tedirginlik ifade eden birisine dönüp, 'Biraz susta yolculuğun keyfini çıkaralım deriz" dedi.


Koç Grubu'nun Bursa'daki Tofaş Fabrikası'nda gerçekleşen 'Anadolu Buluşmaları' başlıklı toplantısına katılan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomide gerçek bahar havasının solunmaya başladığını söyledi. Babacan, 3 Kasım'ın ardından bütün kesimlerin hükümeti ürkeklik içinde takip ettiğini, hükümet dışı dinamiklerin olumlu gelişmeleri olumsuza dönüştürebileceği marjının beklendiğini öne sürerek, "Bugün tüm şüpheler tereddütler ortadan kalktı. Ulusal ve uluslararası platformlarda herkes samimiyetimizi görmüş ve akılcı politikaların farkına vardı. Türkiye artık kriz bunalım dönemlerini aşmış, yalancı baharlardan kurtulmuş, ekonomide gerçek bahar havasını solumaya başlamıştır. Hükümetimiz, ülkemizi istikrarsızlık ve güvensizlik girdabına sürükleyecek, her türlü girişimden büyük bir özenle uzak durmaktadır" diye konuştu.

"17 ARALIK'I DÜNYA TARİHİ YAZACAK"
Türkiye'nin 17 Aralık'ta önemli bir dönemeçten geçtiğini ifade eden Ali Babacan, bu tarihi 20-30 yıl sonra dünyadaki tarih kitaplarının yazacağını belirterek, "Çok önemli bir fırsat yakalamış durumdayız. Her ülke tarihinde 20-30 senede bir geçer geçmez. Bu fırsatı iyi kullanırsak olur. Bu fırsatı kaçırırsak onlarca yıl daha Türkiye farklı ortamlara sürüklenebilir. Fırsat diyorum çünkü önümüzde bir Avrupa Birliği süreci var. 17 Aralık çok önemli bir tarihtir. Bundan 20- 30 sene sonra tarih kitaplarında bir dönüm noktası olarak yer alacaktır. Sadece Türkiye değil, Avrupa tarihi değil dünya tarihinde bir dönüm noktası olarak anılacaktır. 11 Eylül'den sonra sorgulanmaya başlanan doğu-batı çatışması Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreciyle konuşulmaz hale geldi. Türkiye gibi nüfusu yüzde 98 Müslüman olan bir ülke Avrupa'nın evrensel siyasi değerlerini benimseyip sindiriyorsa, demokrasi insan hakları özgürlükler konusunda Avrupa Birliği standardına girebiliyorsa demek ki Avrupa medeniyetlerin buluştuğu barış içinde yaşadığı bir birlik global bir güç olacak" şeklinde konuştu.

"OLUMSUZ SÜRPRİZ YOK"
Babacan, hükümetin, sanayici, yatırımcı, esnaf ve memuru kısacası toplumu şaşkınlığa sevkedecek sürpriz yaşatacak hiç bir politika ve uygulamaya yer vermediğini hatırlatarak, "Sürprizler olursa hep olumlu sürpriz olacaktır. Kötü bir sürpriz kimse beklemesin. 3 Kasım'dan sonra yaptıklarımız, yapacaklarımızın açık senedidir. Türkiye, uluslararası pek çok gelişmeden etkilenmedi. Bunca olumsuzluğa rağmen 2003- 2004 iyi yıllardı. Reformlar belirginleşti. Uluslararası kuruluşlarla uyum ve koordinasyon içinde çalıştık, Türkiyenin çıkarları doğrultusunda çalıştık. İnanmadığımız bir şey yapmadık. doğru olduğunu bildiğimiz iyi politikalar için herşeyi yaptık" dedi.

BABACAN, EKONOMİYİ İYİ OTOMOBİL KULLANMAYA BENZETTİ
Bakan Babacan, Tofaş Fabrikası'ndaki konuşmasında, ekonomiyi otobandaki bir otomobile benzetti. Olumsuz sürpriz beklemenin, kriz ve devalüasyonu konuşmanın garip olduğunu kaydeden Babacan, "Ancak korku senaryolarıyla elimizi kolumuzu bağlamamaya da özen göstermemiz gerekiyor. Bu otomobili sürmeye benziyor. Yolculuğa çıkarken aracınızın bakımını yaptırırsınız, emniyet kemerini bağlar 90 kilometre hızı geçmez yolculuğa çıkarsınız, Bizim yaptığımız budur. Bu yolculukta her an karşıdan birisi şeride geçip öne çıkarsa, kaya düşerse, ya şu olursa diye sürekli tereddüt içerisinde olmak doğru gelmiyor bana. Böyle bir yolculukta tedirginlik ifade eden birisine herhalde dönüp 'Ya biraz sus da yolculuğun keyfini çıkaralım' dersiniz. Önemli olan tedbir, eğer biz tedbirimizi aldıysak hesap kitap biliyorsak, aldığımız fikirler doğrultusunda Türkiye için en iyisini yapmaya çalışıyorsak, ondan sonra risklerden devamlı bahsetmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.

"FOTOĞRAFIN TAMAMINA BAKIYORUZ"
Bakan Babacan, ekonomik kararlarda sadece resmi göstergelere bakmadıklarını kaydederek, "Türkiye için çok farklı bir dönem başlamıştır. 2005 çok daha iyi olacaktır. Sektör şikayetlerin farkındayız, yakından ilgileniyoruz. Resmi verilere bakmıyoruz. Kayıtdışı ekonomi büyük Türkiye'de. Resmi rakamlar herşeyi anlatmıyor. Eğer onlara bakıp kapalı odalarda karar versek başımıza bir şeyler gelir. Biz Türkiye'nin gerçeklerini büyük resmi görmeye çalışıyoruz. Ödemeler dengesi, cari açık diyoruz. Resmi olmayanlara da bakıp ilgileniyoruz. Türkiye'nin gayri safi milli hasılasında rakamlar gerçek değil. Kayıt dışını tartışıyoruz" dedi.

KOÇ'TAN UYARI
Toplantıda konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ise ülke ekonomisinin Cumhuriyet tarihinin en karanlık günlerinden bugünlere hükümetin kararlılığı ve toplumun tüm kurumlarının uzlaşmasıyla geldiğini söyledi. Mustafa Koç, bir kaç yıl önce toplumun küçük bir kesiminin inandığı pek çok reformun, yasa değişikliği ve dış politika değişiminin yapıldığını anlatarak, "Şimdi toplum olarak tüm artıları ve eksileriyle önümüzdeki seçenekleri tartma ve serinkanlı bir değerlendirme yapmamız gereken bir döneme girdik. BBC tarafından 23 bin kişi ile konuşularak yapılan bir araştırma, ekonomideki kırılganlığın sürdüğüne, Türkiye'nin ekonomik başarısına, istikrara ilişkin güven duygusunun tam olarak yerleşmediğine işaret ediyor. Bu kırılganlığın sonuçlarının neler olabileceğini biz vatandaşlar olarak gayet iyi biliyoruz" diye konuştu.

"AB İLE PÜRÜZLERİN GİDERİLDİĞİ GÜN ZİRVEYE GİDEN YOL AÇILIR"
Mustafa Koç, Türkiye'nin önümüzdeki aylarda serinkanlı bir değerlendirme ve akılcı çözümler üretmesi gereken 4 temel konusu olduğunu ifade ederek, "AB ile tam üyelik müzakereleri öncesinde Türkiye'nin atması gereken bazı önemli adımlar vardır, Kıbrıs gibi hassas değerlendirmeler gerektiren bazı konularda nasıl bir yol izleyeceğiz? IMF ile imzalanacak yeni stand-by konusunda bir gecikme yaşanmaması için verilmesi gereken kararlar neler olacaktır? Genel olarak ekonomi, kamu ekonomisi ve kamu yönetiminde planlanan reformların neresindeyiz? Nasıl bir öncelik içinde hareket edeceğiz. Türkiye'nin bir bölgesel güç olma, Ortadoğu'da da demokrasi, barış ve refahın öncüsü olabilmesi açısından Irak'ta izleyeceği politika nasıl şekillenecek?" dedi.


Koç, IMF ile stand-by anlaşmasının imzalandığı, AB ile müzakerelerin başlamasına ilişkin pürüzlerin giderildiği gün, zirveye giden yolun açılmış olacağını vurgulayarak, "AB ile üyelik görüşmelerinin Avrupa ile entegrasyonun bizi çok zorlayacağını şimdiden bilelim. Çünkü AB yasal uyum çalışmalarının ötesinde bir toplumsal bütünleşme projesidir. Bu doğrultuda önce, hızla ortak bir hukuk, çağdaş bir iş kültürü ileri sevyide insan haklarına duyarlı bir yönetim anlayışı yapmamız gerekiyor" diye konuştu.

TOFAŞ TOPLULUĞU 2004'TE YÜZDE 54 BÜYÜDÜ
Toplulukları hakkında bilgi veren Mustafa Koç, 2003 yılında dolar bazında yüzde 72, 2004 yılında da yüzde 54 büyüdüklerini hatırlatarak, "2004 yılı sonunda ulaştığımız yıllık kombine ciromuz 28,1 milyar dolardır, topluluğumuzun ihracatı Türkiye'nin rekorlar kıran toplam ihracatının yüzde 10'una ulaşmıştır. Toplam yurtdışı gelirlerimiz geçtiğimiz 2 yılda 3 milyar dolardan 7,5 milyar dolara çıkmıştır. Finans sektöründe bir anda pazar liderleri arasında yer almamıza imkan veren bir karar aldık. Koç topluluğu, ülkenin içinde bulunduğu olumlu şartların ve arkasındaki toplumsal desteğin hakkını verecektir" dedi.


Toplantının sonunda Mustafa Koç, Bakan Babacan'a Tofaş tesislerini gezdirip yeni teknolojiler hakkında bilgi verdi. Toplantıda Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı da bir sunum gerçekleştirdi.

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:06

İLGİLİ HABERLER