Yaşam
  • 28.9.2008 05:55

'BABAM KIZDIĞINDA BENİ KEMERLE DÖVERDİ!..'

Aile baskısıyla büyüdüğünü ve babasından sık sık kemerle dayak yediğini söyleyen ünlü sanatçı Nurdan Torun, “Bu yüzden 14 yaşında sevdiğim adamla evlendim. Başka çarem yoktu. Pişman olmadım” dedi...
Nasıl bir aileye sahiptiniz?
Babam oldukça baskıcıydı. Her şeye karışırdı. Biz üç kızdık. Bir de ağabeyim var. Ben ortancayım. Aile baskısından kaçmak için çok erken evlendim. 14 yaşındaydım daha, ortaokula gidiyordum. Apar topar evlendim. Okulu sonradan dışarıdan bitirdim. Sigaraya da o yıllarda başladım. Evlenmekten başka çarem yoktu. Sinemaya gitmem yasaktı. Arkadaşlarımla dışarı çıkamazdım. Çok güzel bir kızdım. Peşimde çok erkek vardı. Babam da sanırım, “Başım belaya girmeden kızı vereyim, gitsin” diye düşündü.
!!!
Çocukluk aşkımdı rahmetli kocam. Birbirimize ilk görüşte aşık olmuştuk. Okul çıkışında gördüm Salih’i. Ankaralı kendisi, Kütahya’ya bir iş için gelmiş. Sonra o Ankara’ya gitti. Bu sefer mektuplaşmaya başladık. Arkadaşlığımız ilerleyince ona evimin telefonunu verdim. Bir süre ailemi onun bir kız arkadaşım olduğuna inandırdım. Sonra patlak verdi.
Yakalandınız mı?
Biz biraz ileriye gittik. Flört ederken ileriye gittik yani. Kütahya çok küçük bir şehir. Hakkımızda dedikodular başladı. Babam, “Evlenmeden bir daha görüşemezsiniz” dedi. “Nikah kıyın, düğünü sonra yaparsınız.” dedi, okulu bitirmemi istiyordu. Nikah kıydık, Salih Ankara’ya gitti, ben Kütahya’da kaldım.
Babanız sizi döver miydi?
Osmanlı tokatı yiyerek büyüdüm. Babamdan çok dayak yedim. Ailem çok mutaasıptı. Bir gün eve geç geldim. Babam beni dövdü. Hatta pantolonunun belindeki kemeri çıkartıp öyle dövdü. Kemeriyle hem vuruyor hem de, “Bir daha yaparsan ayaklarını kırarım” diyordu. Beni teyzem kurtardı. Annem, babamın gölgesinde yaşayan bir kadındı. Zaten benim yumuşak tarafım anneme, sinirli yanımsa babama çekmiş.
KAVAK YELLERİ ESİYORDU
14 yaşında yapılan bir evlilik çok zor olmuştur!
Evet. Okulum devam ediyordu. Babam okulu bitirmem konusunda kararlıydı. Sonra ben Cenk’e hamile kalınca okuldan ayrılmak durumunda kaldım. Bilinçsiz bir anne oldum. Anneannenin elinde büyüdü Cenk. Kafamda kavak yelleri esiyordu. Anaç bir tarafım vardı ama eşimle gezmeyi, tozmayı, eğlenmeyi çok seviyordum. Salih hayat doluydu. Onun ölümünden sonra kimselerle birlikte olamayışımın sebebi de budur.
Küçük oğlunuz Tolga ne zaman dünyaya geldi?
Cenk’ten 4 sene sonra. Tolga’ya hamile olduğumda eşim, “Müzik dünyasının içindesin. Bu çocuğa nasıl bakacaksın? Aldıralım mı?” dedi. Kabul etmedim. Doğumdan sonra Ankara’da sesimin güzel olduğu duyulmuştu. Radyoya gönderildim. Şöhret basamaklarına birer ikişer tırmandım.
DUALARLA AYAKTA KALDIM
Bu işi yaparken evliydiniz, çocuklarınız vardı. Ama bütün bunlar, bu camianın içinde size karşı kötü niyet besleyecek erkeklerin olmayacağını göstermez değil mi?
Ahlaksız teklifler aldım tabii. Benim eşim neden işimi yapmama karşıydı, bu yüzden. Hele bir de güzelsen, iş kötüleşir. Eşimin maneviyatından çok besleniyordum. Beni yönlendirmezdi ama çok kamçılardı.
“Sen çok iyi bir sessin, çok başarılısın. Ödün vermeden de başarılı olabilirsin. Albüm yapmadan da dinleyicilerine ulaşabilirsin” derdi. 30 yıllık bir sevdaydı bizimki. Bir ara ayrıldık, Maksim’e çıkma kararı aldığım zaman. Biraz kıskançlık oldu. Vefat ettiğinde birlikteydik ama bazı gazeteler ayrı olduğumuzu yazmıştı, yanlış. nEşiniz intihar ederek hayatına son verdi. Kendinizi nasıl toparladınız? Hayatımda yaşadığım her türlü güçlüğe karşı dualarla ayakta kaldım. Eşimin vefatından sonra dualar bana yardımcı oldu.
AİLESİYLE YAŞIYORUM
Başınıza gelen bunca şeyden sonra sizi şarkı söylemeye teşvik eden şey nedir?
Eşimden sonra sahneye çıkıp acımı hafifletmek istedim. Ben alnımı secdeye koyar öyle dua ederim. Transa geçiyorum resmen. Şarkı söyleyerek de transa geçiyorum. Allah’ı hissetmek benim için çok zor değil. En azından beni Allah’a yakınlaştıracak birkaç şarkım var. “Çıkar Yücelerden Haber Sorarım”; Saadettin Kaynak’ın eseridir. O şarkıyı söylerken etrafa bakarım ama görmem. Bambaşka bir dünyanın içinde bulurum kendimi. Hatta başka bir boyuta geçerim. Orada tamamen Allah’la bütünleşme anı yaşarım. E, bu ibadet değildir de nedir?
Eşinizin ailesiyle hâlâ görüşüyor musunuz?
Eşimin ailesiyle hâlâ ilişkim çok sıcak. Hatta onlarla birlikte yaşıyorum. Kayınvalidemi Salih vefat ettikten sonra kaybettik. Dayanamadı oğlunun acısına. Aile böyle durumlarda kenetlenmeli. Biz en kötü günümüzde bir çatı altında toplandık. Çocuklarımı da böyle yetiştirdim. Kayınpederim sağ, çok şükür. Birlikte yaşıyoruz hâlâ.
ONSUZ OLAMAYACAĞIM BiR EŞ ARIYORUM
Evlilik teklifleri alıyor musunuz? Çok alıyorum. Daha yeni bir Amerikalı işadamı evlenme teklifinde bulundu. Bir arkadaşın yemeğinde karşılaştık, görür görmez aşık olmuş. Kabul etmedim. Amerika’ya gitti, hâlâ ısrar ediyor. Ben, birlikte olacağım bir erkek değil, onsuz yaşayamayacağım birini istiyorum.
iKi OĞLUMU DA iYi YETiŞTiRDiM
Yeni bir projeniz var mı?
Oğlum Cenk’le ikimize gelen bir program teklifi var. Müzik programı olacak. Cenk, programa pop müziği söyleyen arkadaşlarını çağıracak, bense Türk müziğindeki sanatçıları konuk edeceğim. Cenk askerden geldi biliyorsun, şimdi organizasyon işi yapıyor. İşi güzel ama oyunculuğu seviyor. Cenk ve Tolga’yı o kadar düzgün ve güzel yetiştirmişim ki, ben bazen onlara “Şöyle de yapıverin, olur” deyince, onlar yine dümdüz yoldan gitmeyi tercih ediyorlar. Öyle alışmışlar, ne kadar dürüst her ikisi de. Acaba bu kadar dürüst yetiştirmem doğru muydu diye kendi kendime soruyorum bazen. Çünkü, annemin de beni bu kadar dürüst yetiştirmiş olmasını zaman zaman sorguluyorum. (bugün)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:53

İLGİLİ HABERLER