
'BABAMI DEVLET ÖLDÜRMEK İSTEDİ!..'
1992'de katledilen yazar Musa Anter'in oğlu Dicle Anter: AİHM babamın korunmadığına hükmederek Türkiye'yi suçlu buldu. Öldürmek isteyen devlet neden korusun ki
Diyarbakır'da 1992'de sokak ortasında Orhan Miroğlu ile pusuya düşürüldü Kürt aydını, yazar ve şair Musa Anter... Anter'in en küçük oğlu olan 60 yaşındaki Dicle Anter SABAH'a o günleri anlattı. Batman'da bulunan "Yılmaz Güney Sineması'nda müdür olarak çalışan Dicle Anter, babasının tehdit aldığı 1990'ların ilk yıllarını ve babasının öldürülüşünü şöyle özetliyor: "Babamın durumu yüzünden annem ve kardeşlerimle birlikte İsveç'e göçmüştük. Babama pasaport vermiyorlardı. Türkiye'de son kez görüştüğümüzde tehdit aldığını söyledi. 'Biz de kalalım' dedik, istemedi. Ölüm haberini 20 Eylül 1992'de İsveç'te aldık. Akşam vakti telefon gelmiş. Ben işteydim. Eve geldiğimde, evdeki havadan babamın öldürüldüğünü anladım. İstanbul'a geldik. Televizyondan babamızın cenazesinin gömüldüğünü öğrendik. Ablamla babam arasında çok derin bir bağ vardı. Ben ablama söz vermiştim 'Babamı sana son bir kez göstereceğim' diye. Sözümü tutamadım. Diyarbakır Devlet Hastanesi'ne gidip babamın eşyalarını istedik. Babamın hiçbir yerde kaydı yoktu, üzerindeki kıyafetleri kayıptı. Sadece kanlı bir çorabını verdiler. Hâlâ saklıyoruz."
CİNAYETİN FAİLİ BELLİ
Dicle Anter, TBMM Susurluk Kazasını Araştırma Komisyonu tarafından Kutlu Savaş'a hazırlattırılan rapora dikkat çekerek şunları söylüyor: "Failleri belli bir cinayet bu. Babamın öldürülmesi Kutlu Savaş'ın raporunda açıkça belirtiliyor zaten. Deniyor ki 'Musa Anter'in öldürülmesi bir hataydı.' O zaman Başbakan, İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ve OHAL Valisi... Bunların olduğu bir yerde bir sürü faili meçhul cinayet işlendi. Bu devlet görevlileri derlerse ki 'Biz bilmiyorduk', bu büyük bir göreve karşı ihanettir. Biliyorlarsa da suç işlemişlerdir." Hukuki olarak sonuç alamayınca AİHM'ye başvurduklarını belirten Anter, "Geçen sene sonuçlandı dava. AİHM, Türkiye'nin Musa Anter'i yeterince koruyamadığına karar verdi. Komik bir gerekçe bu. Öldürmek isteyen devlet neden korusun ki? Tetikçi de önemli değil bizim için. Tetikçiler de zavallı bir yerde. Azmettiriciye ulaşmak gerekir. Babamın katillerinin bulunmasını istiyoruz" diye konuşuyor.
TÜRKİYE HESAPLAŞMALI
Dicle Anter, faili meçhullerin 12 Eylül dönemine kadar uzandığını savunduktan sonra, sözü o yıllardaki operasyonlara getiriyor: "Mehmet Ağar, 'Biz bin tane operasyon yaptık, bunlar devlet sırrıdır. Bir taş çekersek duvar yıkılır' dedi. Bir taşla bütün duvar yıkılıyorsa, Türkiye böyle bir duvara kalmışsa eğer, bu onların kendi bileceği iş. Bu kadar çürük duvar yapılmaz yani. Kenan Evren kalkıp diyor ki 'Ben mahkemeye çıkmam, intihar ederim.' Valla etsin. Bir sürü insanın kanına girmişsin. Sen küçük yaştaki çocuğun yaşını büyüterek imza atmışsın, idam ettirmişsin. Türkiye çok farklı bir yere gelmek istiyorsa kendi iç hesaplaşmasını yapması gerekiyor."
ATATÜRK AFFETMİŞTİ
Musa Anter, Mardin Nusaybin'de 1920'de doğdu. İlk gözaltına alınışı öğrencilik yıllarında Dersim isyanına kadar uzanıyor. Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'a sövdüğü için 45 gün gözaltında kaldı. Anter, Ağa'nın oğlu olduğu için Mustafa Kemal tarafından affedildi. 1959'da "49"lar ve "Devrimci Doğu Kültür Ocakları" davalarında yargılandı. 1959'da ve 1970'lerde Devrimci Doğu Kültür Ocakları'na katılımı nedeniyle 12 Eylül'de de "Kürtçülük propagandası" yapmaktan tutuklandı. 20 Eylül 1992'de kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce öldürüldü.
(sabah)
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 10:17