Gündem
  • 3.10.2023 12:00

Bahçeli bu kez kürsüden Soylu uyarısı yaptı

Devlet Bahçeli'den kürsüde 'Süleyman Soylu' mesajı: Arsızlık ve ahlaksızlıktır

MHP lideri Devlet Bahçeli, "Tescilli FETÖ'cülerin Süleyman Soylu'ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı'nı kötülemeleri ortadadır" ifadelerini kullandı.

ANKARA'DAKİ SALDIRI GİRİŞİMİ: Terörün sonuç alması, Türkiye'ye geri adım attırması mümkün değildir. Bu insanlık defolarının inşallah kökü kurutulacak. Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle insanlık arasında ikinci bir seçenek yoktur. Bölücü terör örgütü karşısında şaibeli duruş sergileyen kim varsa, durumunu tekrar gözden geçirmeli, ihanetle çakışan yollarını derhal ayırmalıdır. 1 Ekim'deki terör saldırısının önü ve arkası süratle aydınlatılacak. 1 Ekim saldırısı Türkiye'ye karşı yapılmıştır. 

SOYLU MESAJI: Tescilli FETÖ'cülerin Süleyman Soylu'ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı'nı kötülemeleri ortadadır. Kamu görevlilerimizin onuruyla oynanması tehlikelidir. 

YENİ ANAYASA ÇAĞRISI: MHP, yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metni ile hazırdır. TBMM'de temsil edilen siyasi partiler, sorumluluktan kaçmak yerine, milletimizin taleplerine müzahir yapıcı tavır ve tutum içinde hareket etmelidir. Darbe anayasası Türkiye'ye layık değildir. Kılıçdaroğlu'nun "tek adamla anayasa olmaz" çıkışı aymazlıktır. 

'ALTIN PORTAKAL' MESAJI: Son olarak diyeceğim şudur: FETÖ’cüler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ümit bağlamasın, siyasi figüranlarına güvenmesin, film festivallerinde dönen dolaplara aldanmasın; biz 15 Temmuz’u unutmadık, 254 şehidimizi unutmadık, gazilerimizi unutmadık, tepemizden yağan bombaları unutmadık, üzerimize sürülen tankları unutmadık, herkes bilsin ki unutursak kanımız kurusun, unutursak gök girsin kızıl çıksın. 

 

BİZİM NİHAİ HEDEFİMİZ BELLİDİR, O DA İ’LA-Yİ KELİMETULLAH’TIR

And olsun yolumuzdan dönmeyeceğiz, ülkümüzden vazgeçmeyeceğiz, tarihi hedeflerimizden ayrılmayacağız, Kızılelma seferberliğinden ödün vermeyeceğiz. Korkaklar direndi diye, korkuluklar dikildi diye, karamsarlar dayattı diye hakkımızı yedirmeyeceğiz, halkımızı ezdirmeyeceğiz, hürriyetimizi ve hür ülkemizi hiçbir alçağa çiğnettirmeyeceğiz. Azim varsa yenilgi yoktur. Ahlak varsa yıkım olmayacaktır. Daima arayacağız, bir düşünürün dediği gibi, bugün bakır buluyorsak, yarın bakır ararken mutlaka altına ulaşır ve ulaşacağız.

Ne diyor Hz.Mevlana: “Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman bilmem ! Yeter ki o kapıda durmayı bil.”

Keskin bıçak olmak için çok çekiç darbesi yemek gerekiyorsa, feda olsun, değil çekiç balyoza bile razıyız. Yeni bir dünya kurulur veya kurulmaz, onu bilemem; ancak tarihiyle, kültürüyle, egemen devletiyle, hükümranlık haklarıyla, hukuk ve haysiyet ölçüleriyle artık sesini yükselten, sözünü dinleten, itirazını seslendiren, böyle gelse de, bu şekilde gitmez diyen güçlü bir Türkiye yerkürede kristalize olmuştur. Türkiye’mizin karşısına barikat dikmek, önüne hendek kazmak, ilerleyişini sekteye uğratmak için el birliği yapanlar, emel birlikteliği içinde olanlar balmumumdan kanat takıp güneşe doğru uçmaya kalkışan zeka özürlü muhterislerdir. Bu kifayetsiz güruh kaybetmeye hem müstahak hem de mahkûmdur. Bunlarla da kıyasıya mücadele bizim için adeta düğün bayramdır.

TBMM’nin yeni yasama yılının başlaması münasebetiyle bundan sonraki siyasi gündem ve etaplarla ilgili ana başlıklar halinde stratejik değerlendirmeler yapmak adımlarımızın daha sağlam atılmasına destek verecektir. Parti olarak belirlediğimiz yol haritasını milletimizle ve siyasi muhataplarımızla paylaşmayı, bu suretle önümüze projeksiyon tutmayı samimiyetle hedefliyoruz. Gerek iç siyasi gündemi, gerekse de dış gelişmeleri bir bütünlük içinde ele alıp görüş ve düşüncelerimizi tarihe not olarak düşmeyi istiyoruz.

SÖZ DE, KARAR DA TÜRK MİLLETİNİNDİR

Değerli Milletvekilleri, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimler kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi teşekkül etmiş, Cumhur İttifakı da çoğunluğu kazanmıştır. 28 Mayıs 2023 tarihinde tekrarlanan Cumhurbaşkanlığı seçiminde milletimiz sağlam iradeyi ve istikrarlı gelişmeyi desteklemiş, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini sahiplenerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden devletin başı olarak görevlendirmiştir. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci beş yıllık dönemine de kazasız belasız, üstelik hürmet duyulacak demokratik olgunlukla geçilmiştir.

Söz de, karar da Türk milletinindir. Bunalımdan bunalıma sürüklenen ve akıl tutulması yaşayan CHP Genel Başkanı’nın, “Bu iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur” açıklaması evvelemirde aziz milletimize hakaret ve husumet beyanıdır. Parti içi çalkantılardan dolayı şok geçiren Kılıçdaroğlu’nun milletimizin takdir ve seçimine tahammülsüzlük göstermesi faşist dürtülerin sonucudur.

CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I SEÇEN TÜRK MİLLETİDİR

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni kuran Türk milletidir. Güvenoyunu doğrudan ve aracısız kullanan Türk milletidir. Peki bunun neresinde ahlaki ve siyasi boşluk ya da meşruiyet sorunu vardır? Demokrasiyi demagojiye çeviren ve klasik despotların tavrı neyse aynısını sergileyen Kılıçdaroğlu için siyasi ve ahlaki meşruiyetin kaynağı nedir? ABD ve İngiltere’de FETÖ’cülerle masa kurup ittifak protokolü hazırlamak mı meşruiyettir? PKK’ya, HDP, yani Yeşil Sol Parti’ye melun sözler vermek suretiyle aynı hıyanet çatısı altında buluşmak mı meşruiyettir? Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’a özgürlük istemek mi meşruiyettir?  Kılıçdaroğlu anlatsın da dinleyelim, kafasının içindekilerini öğrenelim. Demokrasiyi sakatlayan, partisini küresel emperyalizme rehin bırakan Kılıçdaroğlu’nun neresi ve hangi siyasi eylemi meşrudur da bize meşruiyet ahkamı kesmektedir? Milli iradenin tayin ettiği iktidarın meşruiyetini tartışmaya açmak ancak ve ancak sokakların gürültüsünden, tank-palet seslerinden, statükocu çevrelerden, vesayetçi odaklardan medet uman bir demokrasi celladının hezeyanıdır.

TÜRKİYE’NİN, GÖZÜ BAŞKA KAŞI BAŞKA OYNAYAN, KALBİ BAŞKA DİLİ BAŞKA SÖYLEYEN YALANCI KÖKSÜZLERİN HEZEYAN, HEZİMET, HÜSRAN VAATLERİNE DEĞİL, HADİM BİR YÜREKLE CANINI DİŞİNE TAKIP GECE GÜNDÜZ ÇALIŞAN YÜREKLİ DEVLET VE SİYASET İNSANLARINA İHTİYACI VARDIR

İşte bu özelliklere haiz Cumhur İttifakı da dimdik ayaktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesi görevinin başındadır. Kılıçdaroğlu kendine baksın, işine baksın, her rüzgara yelken açmaya devam edip kaybettiği siyasi meşruiyet ve itibarını tekrar nasıl kazanacağını hesap etsin. CHP yoldan çıkmış, yozlaşmanın uçurum dibine çakılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, kuru sıkı atan siyasi kadavralarla polemik yarışına girip de zaman kaybedecek kadar şaşkın ve şuursuz değildir. Biz milletimizin gerçek gündemiyle, ülkemizin hedefleriyle, bölgesel ve küresel gelişmelerle meşgul oluyoruz, zillet ittifakında buluşan partileri de Türk milletine havale ediyoruz.

MİLLETİMİZ BU SİYASİ KÖTÜRÜMLERE 14 MAYIS VE 28 MAYIS 2023 TARİHLERİNDE HAK ETTİKLERİ DERSİ VERMİŞ

Milletimiz bu siyasi kötürümlere 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde hak ettikleri dersi vermişti, anlaşılan hala kafaları almamış, hala bana mısın demiyorlar. İnanıyorum ki, turpun büyüğü heybeden 31 Mart 2024 tarihinde çıkacak, zilletin de, rezaletin de, hıyanetin de defteri dürülecektir. Az evvel ifade ettiğim üzere, önümüzdeki siyasi gündem ve etaplarla ilgili ana başlıklar halinde stratejik değerlendirmelerimizi yaparak yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz.

DEPREMDEN ETKİLENEN ŞEHİRLERİMİZİN TEKRAR İNŞA VE İHYASI MAKSADIYLA BÜTÜN İMKANLAR DEVREDEDİR

Birinci gündem konumuz; depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu inşa ederek depremzedelere teslim etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 1 Ekim 2023 tarihinde, TBMM’nin açılışı münasebetiyle yaptığı konuşmadan da anlaşılacağı gibi, deprem bölgesinde kurulan 186 bin konteynerde 600 bine yakın vatandaşımız barınmaktadır. 1,3 milyon vatandaşımıza kira yardımı verilmektedir. Depremden etkilenen şehirlerimizin tekrar inşa ve ihyası maksadıyla bütün imkanlar devrededir. 200 bin konutun yapımına başlanmıştır. Depremzede vatandaşlarımız yalnız ve çaresiz değildir, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı hep yanlarındadır. Diyoruz ki, yaralar özenle sarılacak, güvenli bir gelecek kurulacaktır. Beklentisiz destekle kesintisiz hizmet sürecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, felakete uğrayan kardeşlerimizin dar zamanında tüm gücüyle yanlarındadır.

ENFLASYONLA MÜCADELEDE BAŞARILI SONUÇLAR ALINMAKTADIR

İkinci gündem konumuz; sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı daha da güçlendirmek, daha da genişletmek ve nihayet her kesime yaymaktır. Enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınmaktadır. Herkesin ortak şikayeti olan hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecektir. Sayıları 16 milyonu bulan emeklilerimizin insanca ve huzur içinde yaşayacakları bir ücret düzeyine kavuşmalarından başka seçenek ise kalmamıştır. Emekli maaşlarındaki muhtemel iyileştirmeler, enflasyon üzerinde zam verilmesi, hatta zammın kök ücrete yansıtılması samimi dileğimiz ve beklentimizdir. Ayrıca küçük ölçekli iş yapan esnaflarımızla çiftçilerimizin prim yükünün hafifletilmesi, ev hanımlarına sigorta desteği sağlanması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Bu çerçevede küçük esnafın emeklilik gün sayısı aşağıya çekilmeli ve 7200’e indirilmelidir. Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümü şerefine memurlarımızdan işçilerimize, emeklilerimizden esnaflarımıza, çiftçilerimizden dar ve orta gelirli insanlarımıza varıncaya kadar sosyal ve ekonomik yönden hepsinin yüzünü güldürmek boynumuzun borcudur.

TERÖRÜ BÜTÜN İNANCIMLA LANETLİYORUM

Üçüncü gündem konumuz, terörle mücadeleyi mutlak bir başarıyla sonuçlandırıp bu kanlı döngüyü milletimizin ve ülkemizin gündeminden tamamıyla çıkarmaktır. Bildiğiniz gibi, 1 Ekim 2023 tarihinde, yani Meclis’in açıldığı gün, Kızılay’da bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı binalarının önüne kadar gelen teröristler bombalı saldırı girişiminde bulunmuşlardır. Bu hain saldırıda iki polisimiz yaralanmış, iki terörist imha olmuştur. Kahraman polislerimize, mesai arkadaşlarına ve aziz milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi bildiriyorum.  Bölücü teröristlerin Kayseri’de şehit edip otomobilini gasp ettikleri Veteriner Teknikeri Mikail Bozlağan kardeşimize de Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine başsağlığı diliyorum.   Terörü bütün inancımla lanetliyorum. Bu kanlı eylemi, “PKK’nın Ölümsüzler Taburu” isimli şerefsiz bir aparatının gerçekleştirdiği belli olmuştur.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİN TÜRKİYE’YE GERİ ADIM ATTIRMASI, HAKLI MÜCADELEYİ SEKTEYE UĞRATMASI ASLA, KATA MÜMKÜN DEĞİLDİR

Terörün sonuç alması, Türkiye’ye geri adım attırması, haklı mücadeleyi sekteye uğratması asla, kata mümkün değildir. Bu haşaratların, bu insanlık defolarının, bu soysuzların inşallah kökü kurutulacaktır. Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle insanlık arasında ikinci bir seçenek yoktur. Bölücü terör örgütü karşısında şaibeli ve şüpheli duruş sergileyen, canilere sahip çıkan veya onlardan medet uman kim varsa, durumunu tekrar gözden geçirmeli, hıyanetle çakışan yollarını derhal ve önşartsız ayırmalıdır. Elbette 1 Ekim tarihli terör saldırısının önü ve arkası süratle aydınlatılacak, teröristlerin Kayseri’den Ankara’ya nasıl geldikleri, yardım ve yataklığın kimler tarafından yapıldığı açıklığa kavuşacaktır.

1 EKİM SALDIRISI TÜRKİYE’YE KARŞI YAPILMIŞTIR

Esasen 1 Ekim saldırısı Türkiye’ye karşı yapılmıştır. Bu saldırıdan hemen sonra sosyal medyadan İçişleri Bakanlığı ekseninde maksatlı tartışmaların körüklenmesi, eski ve yeni bakanlar arasında fitne ve fesat üretiminin tahrik edilmesi Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyan arsızlık ve ahlaksızlıktır. Tescilli FETÖ’cülerin özellikle Sayın Süleyman Soylu’ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı’nı kötülemeleri ülkemize kurulan zaman ayarlı bir tuzaktır. Üstelik emniyet teşkilatında tecrübeyle ve kahramanca görev yapan, fakat bir sebepten dolayı görevden alınan bazı isimler etrafında dedikodu kampanyasına tevessül edilmesi asla doğru ve hakkaniyetli bir uygulama da değildir. Terörle mücadeleyi cesaretle ve inanmışlıkla icra eden kamu görevlilerimizin itibarlarıyla ve mesleki onurlarıyla oynanması çok tehlikeli sonuçlara sebebiyet verecektir. Bu vatan için kim canını ortaya koyar diye sorulduğunda; sağına, soluna bakmadan, arkasını önünü kollamadan ben varım diyen vatan evlatlarına sahip çıkmak, üstlendikleri makam ve görevlerinde sabit tutmak milli güvenliğimizin kaçınılmaz bir gereğidir. Nefisleri ve ertelenmiş hesapları çatıştırarak devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek çok zordur.

DEVLET YÖNETİMİNDE DUYGUSALLIK OLMAZ

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünden sonra vatana ve millete fedakarlıkla hizmet eden evlatlarımızı darıltırsak, incitirsek, kırıp küstürürsek, Allah muhafaza, günü geldiğinde, ihtiyaç hasıl olduğunda sonu şehadet veya gazilik olan şanlı bir mücadele esnasında arasak bile hiç kimseyi bulamayız. Devlet yönetiminde duygusallık olmaz. Devlet yönetiminde ihmal olmaz. Devlet yönetiminde kahramana mükafat, haine cezadan başka bir şey olamaz. Terörle mücadelede deneyim kazanmış, ahlaken ve vicdanen milletine kendisini vakfetmiş kim varsa başımızın tacıdır, onların üzülmesi ve dışlanması çok sakıncalıdır.

DARBE ANAYASASI TÜRKİYE’YE LAYIK DEĞİLDİR

Dördüncü gündem konumuz; yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasıyla uyumlu, yeniçağı kavrayan, Türk ve Türkiye Yüzyılının hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle hazırdır. Toplumun her kesimi bu sürecin içinde olmalıdır. TBMM’nde temsil edilen siyasi partiler sorumluluktan kaçmak yerine, milletimizin taleplerine müzahir, yapıcı ve destekleyici tavır ve tutum içinde hareket etmelidir. Darbe anayasası Türkiye’ye layık değildir. Artık vakit gelmiştir. Kılıçdaroğlu’nun tek adamla anayasa olmaz çıkışı aymazlıktır, akılsızlıktır, ayıptır. Kaldı ki Türkiye’de tek adam sistemi falan diye bir şey yoktur. Bu uydurmanın anayasa hazırlığını istismar etmek ve minder dışına çıkmak için kullanıldığı açıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir.

MİSAFİR ETTİĞİMİZ KOMŞU ÜLKE İNSANLARINA CEPHE ALMAK VATANSEVERLİK DEĞİL, PROVOKATÖRLÜKTÜR

Beşinci gündem konumuz; adaletten sanata, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, diplomasiden turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe kuşatan bir milli stratejiyi el birliğiyle oluşturup olgunlaştırmaktır.

ARTIK KIBRIS DEVLETİ ADENMELİ

Altıncı gündem konumuz; çevremizi samimi diyalog ve sağlam diplomasi imkanlarıyla barış kuşağı haline dönüştürmek, komşularımızla iyi ve dostane ilişkiler geliştirmek, Türk ve İslam dünyasıyla sıkı diyaloglar kurmaktır. Suriye ve Mısır ile temaslar memnuniyet vericidir. Sığınmacıların ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu dönüşleri için bütün tedbirler eşzamanlı olarak alınmalıdır. Ülkemizde misafir ettiğimiz komşu ülke insanlarına cephe almak vatanseverlik değil, provokatörlüktür. Basra Körfezi ülkeleriyle, Irak ve Türkiye’nin ortaklaşa hayata geçireceği Kalkınma Yolu Projesi’nin Kasım 2023’te mutabakat metniyle tescil edilecek olması bir başka sevindirici gelişmedir. Bu sayede Güney Kafkasya’nın Basra Körfezi’ne, Basra Körfezi’nin de Türkiye ve Güney Kafkasya üzerinden Hazar Denizi’ne bağlanması muazzam bir sıçramaya yol açacaktır. Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika arasında ekonomi-ticaret-enerji koridorlarından birisi olan Orta Koridorun bağlantı noktası özelliğiyle de manevra alanını ve etkinlik sahasını takviye edecektir. 3 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan’da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısı’nda KKTC’nin gözlemci ülke olarak yerini alması, Kıbrıs Türklüğünün tanınmasında önemli bir eşik olacaktır. Tarihi ve kültürel birlikteliğin çatı kuruluşu olan Türk Devletleri Teşkilatı, Budapeşte’den Hazar’ın doğusuna uzanan köklü işbirliği ve kardeşlik hissiyatını pekiştirecektir.

Bunun yanında, Zengezur ve Laçin Koridorlarının açılıp Türk dünyasının kucaklaşmasıyla bölgemize barış, istikrar ve huzur hakim olacak, tarih yeni baştan coğrafyayla kenetlenecektir. Iğdır ile Nahçıvan arasındaki Doğal Gaz Boru Hattı da ekonomik, ticari ve stratejik ilişkileri ortak tarih ve tek millet potasında daha da güçlendirecektir. Bu arada 19 Eylül 2023 tarihinde, Azerbaycan’ın Karabağ’da düzenlemiş olduğu antiterör operasyonunda şehit olan 192 kahraman neferimize Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı neferlerimize şifalar temennisiyle diyorum ki, Karabağ Türk’tür, Türk milletinindir, Azerbaycan’ın egemenlik alanı ve sonuna kadar da toprağıdır. Azerbaycan’ın siyasi ve toprak bütünlüğüne tartışmasız, hilafsız, önşartsız saygı duyulmalı, Karabağ üzerinde hiçbir muhasım güç hesap hatası yapmamalıdır. Sayın Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan arasında 5 Ekim 2023 tarihinde İspanya’da yapılacak görüşmenin hayırlara vesile olması içten beklentimizdir.

AYIRMADAN, AYRIŞTIRMADAN DİYAR DİYAR ANADOLU DİYORUZ

Yedinci gündem konumuz da, 17 Mart 2024 tarihinde yapmayı planladığımız 14’üncü Olağan Büyük Kurultayımızla, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Mahalli İdareler Genel Seçimidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak il ve ilçe kongrelerimizi büyük oranda tamamlayarak 14’üncü Büyük Kurultayımıza hazır hale geldik. Kongrelerimiz gayet huzurlu, sağduyulu, disiplinli, dengeli, katılım düzeyi yüksek, kardeşlik ve dava arkadaşlığı hukukuyla yapılmıştır. Bu vesileyle başta Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız olmak üzere, demokratik süreç içinde emeği geçen her arkadaşıma teşekkür ediyor, seçilen il ve ilçe başkanlarımızla yönetim kurullarını kutluyorum. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart 2024 seçimlerine heyecan ve inanmışlıkla hazırlanmaktadır. Yerelde iktidar, ülkede istikrar için diyar diyar Anadolu diyoruz. Ayırmadan, ayrıştırmadan diyar diyar Anadolu diyoruz. Aklın yolu bir, genelden yerele birlik, ülkede yönetimde dirlik için Cumhur İttifakı’yla yürüyoruz. Merkezden yerele istikrarı bozmadan, umuda doğru yürümek için milletimizle gönül birliği yapıyoruz. İstikrar ve hizmet için, uyumlu yönetimle umutlu geleceğe ulaşmak için 31 Mart 2024’te zilletin kalan izlerini de silmek için serdengeçti bir yürekle çalışmanın azmindeyiz. Yönetimde istikrar, daha güçlü istikbal için çare Cumhur İttifakı’dır. Türkiye’nin yürütme ile yasama yapısı arasında tam bir dengenin tesisiyle birlikte,  Cumhuriyet’in 110’uncu yıldönümü olan 2033’te temel meselelerini çözmüş,  İstanbul’un fethinin de 600’üncü yıldönümü olan 2053’de Süper Güç seviyesine tırmanmış bir Türkiye hedefimizdir.

YAPARSA CUMHUR İTTİFAKI YAPACAKTIR

 Hep Birlikte Türkiye” inancıyla başaracak olan Cumhur İttifakı’dır. Son olarak diyeceğim şudur: FETÖ’cüler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ümit bağlamasın, siyasi figüranlarına güvenmesin, film festivallerinde dönen dolaplara aldanmasın; biz 15 Temmuz’u unutmadık, 254 şehidimizi unutmadık, gazilerimizi unutmadık, tepemizden yağan bombaları unutmadık, üzerimize sürülen tankları unutmadık, herkes bilsin ki unutursak kanımız kurusun, unutursak gök girsin kızıl çıksın. Bu düşüncelerle yeni yasama yılımızı bir kez daha tebrik ediyor, hepinize üstün başarılar diliyor, sizleri saygılarımla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.

Güncellenme Tarihi : 4.10.2023 12:06

İLGİLİ HABERLER