Gündem
  • 12.5.2019 00:02

Bahçeli: İstanbul şaibesiz, şüphesiz iradeyle yükselmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul, tertemiz vicdanlara emanet edilmelidir. İstanbul, şaibesiz, şüphesiz, lekesiz, iradeyle yükselebilecektir. Erdemden uzaklaşmış, utanma duygusundan mahrum kalmış, doğruluğu kaybolmuş, siyasi ihtiras sahiplerinin, Balasagunlu Yusuf'un hikmet  dolu duyuş ve seslenişinden ders alması beyhude bir avunmadır." dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin İstanbul İl Başkanlığınca WOW Airport Hotel  düzenlenen "Beka için milli karar, cumhur için istikrar" temalı iftar programında  yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ve İstanbul'un istikbalini güvenceye almak  mecburiyetinde, birliğe, dirliğe, kardeşliğe ve bekaya sahip çıkmak mesuliyetinde  olduklarını vurguladı.

Bunu yaparken ahlaki ilkelerine, yüksek ülkülerine sağlam şekilde  tutunmak ve sadık kalmak zorunda olduklarını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam  etti:

"Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacip, insan için faydalı 3 şeyden  bahsetmiştir. Bunlardan birincisi, erdem, ikincisi, utanma, üçüncüsü ise  doğruluktur. Yine büyük düşünürümüz, asırlar öncesinde yöneticilerin akıllı,  bilgili, adil, soylu, haya sahibi, yumuşak huylu, merhametli, gözü tok, sabırlı,  alçak gönüllü ve sakin tabiatlı olmalarını tavsiye etmiştir. Tam da bugüne uyacak  şu derin ikaz ve tespiti yaşadığı dönemde dile getirmiştir. 'Doğru yap, doğru  söyle, doğruyu gizleme ancak gammaz olma, dedikodu yapma'. Temiz olan kendini  temiz tutar. Temiz olanlar temizleri tutar. İstanbul, tertemiz vicdanlara emanet  edilmelidir. İstanbul, şaibesiz, şüphesiz, lekesiz, iradeyle yükselebilecektir.  Erdemden uzaklaşmış, utanma duygusundan mahrum kalmış, doğruluğu kaybolmuş,  siyasi ihtiras sahiplerinin, Balasagunlu Yusuf'un hikmet dolu duyuş ve  seslenişinden ders alması beyhude bir avunmadır."

"Sukut kadar kimsesiz çığlık kadar hür olduk"

Milliyetçi Hareket Partisi, bedeli ne olursa olsun doğru bir siyaset  takip ettiğini aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bir yanda erdemli olduk, diğer yanda engelleri aştık. Bir yanda sukut  kadar kimsesiz diğer yanda çığlık kadar hür olduk. Bir yanda mazlumların umudu  diğer yanda zalimlerin korkulu rüyası haline geldik. İnançlarımızdan taviz  vermeden, iddialarımızın sancağından tuttuk. Şükürler olsun ki her rüzgara yelken  açacak kadar tarihsel yörüngemizden kopmadık. Her gürültüyü pabuç bırakacak kadar  özümüze yabancı düşmedik. Cumhurla cumhuriyeti kaynaştıran, hak ile haklıyı  buluşturan, milletle milliyetçiliği kucaklaştıran, tarihsel ve yüksek bir şuurun  bugünkü temsilcileriyiz ve de yolumuza Cumhur İttifakı olarak devam ediyoruz. Ne  mutlu bizlere ki gönülleri birleşenler 'Cumhur İttifakı' diyor. Haktan,  hakikatten, halktan yana olanlar Cumhur İttifakı ile doğruluyor. Vatan, bayrak,  millet sevgisinde eriyenler Cumhur İttifakı ile geleceği kavrıyor. Allah aşkıyla  yanan yürekler Cumhur İttifakı ile umutlanıp, ufuk ötesine bakıyor. Özellikle ve  önemle ifade etmek isterim ki bu iftar sofrasında özlemlerimizi paylaşıyoruz. Bu  iftar sofrasında dua ve dileklerimizi seslendiriyoruz. Bu iftar sofrasında  hayrın, hasenatın, hasbiliğin, haysiyetin, millete hadim olmanın dilini  konuşuyoruz. Bu iftar sofrasında kalp gözüyle bakıyor, muhabbetle dokunuyor,  manevi arınma ve kurtuluş için Cenab-ı Allah'a el açıyor, hep birlikte niyaz  ediyoruz."

Ramazanın yardımlaşmanın ve dayanışmanın daha da gün yüzüne çıktığı,  açların doyurulduğu, fakir fukaranın elinden tutulduğu 11 ayın sultanı bir ay  olduğunu aktaran Bahçeli, "Birbirimize yakınlaşmamız, vicdan muhasebesi yapmamız  için bu ayın sağladığı manevi imkanlara hem bağlılık göstermeliyiz hem de değer  vermeliyiz. İlahi rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu kutlu ayda  tuttuğunuz oruçların, yaptığınız ve yapacağınız tüm ibadetlerin Cenab-ı Allah  katında makbulünü ve kabulünü diliyorum. Sahurla iftar arasında geçen zaman  süresi içinde oruç ibadetinin hakkını tüm uzuvlarımızda, tüm varlığımızla, tüm  adanmışlığımızla vermeyi temenni ediyorum. Çünkü ağzın oruçlu kalması kadar  kalbin de gözün de elin de niyetli olmasının çok önemli görüyorum." ifadelerini  kullandı.

"İstanbul, Türk vatanının övüncüdür"

İstanbul'un Türk İslam medeniyetinin çınarı, Türk milletinin türbedarı  bir kent olduğunu aktaran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul, Türkiye'nin özeti, Türk vatanının övüncüdür. Bu kent, bir  tarih, bir şuur, bir dua, bir dilek, kutlu bir müjdedir. O müjde ki alemlere  rahmet olarak inmiş efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın mübarek dudaklarından  insanlığın hafızasına rahmet damlaları gibi dökülmüştür. O müjde ki İstanbul'un  fethedileceğini, asırlar önce cihana tebliğ eden kerametin ilanıdır. Yedi  tepesiyle, camileriyle, çeşmeleriyle, hanlarıyla, hamamlarıyla, saraylarıyla,  surlarıyla, şadırvanlarıyla, kültürüyle, görgüsüyle her köşesinde tarihin  yaşadığı, ecdadımızın izinin bulunduğu İstanbul'un hak eden ve ehil ellerce  yönetilmesi geldiğimiz bu aşamada hayat memat meselesidir. Unutmayınız ki  İstanbul'u fetheden kahraman hünkar bir Türk'tür. Fethe memur edilmiş yiğit  askerler Türk milletinin kudretidir. İstanbul’un fethi dünyanın istikametini  değiştiren, çağ açıp çağ kapatan muhteşem bir millet başarısıdır ve İstanbul  dünyanın en büyük Türk kenti unvanını almıştır. Bu aziz şehrimizi fetheden  Fatihimiz Sultan Mehmet Han’a, fethin manevi kılavuzu Akşemseddin Hoca’ya,  fetihte görev alan tüm kahraman ecdadımıza bu vesileyle Allah’tan rahmet  diliyorum."

"Yerin dibine batsın sizin güzeliniz"

Geçmişin geleceğin aynası, geleceğin ise geçmişin bir sonraki adımı  olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Sorarım sizlere, Türk milletinin gururu, gıpta edilecek kıymeti olan  İstanbul boyunduruk altına nasıl girecektir? İstanbul’un kaderi terör  örgütlerinin, yani Haçlı yedeklerinin tasallutuna nasıl havale edilecektir?  Kandil çetesi, Pensilvanya şebekesi nasıl olup da İstanbul’da söz geçirecekler,  Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini hangi yetkiye dayanarak  etkileyebileceklerdir? Bin yıllık kardeşliğimizin celladı, milli varlığımızın  düşmanı bu hıyanet ortaklarına inanan, umut bağlayan vicdan sahibi tek bir  insanımız olabilecek midir? İstanbul böylesi bir zillete onay verebilir mi?  İstanbullu kardeşlerim böyle bir rezalete olur diyebilir mi? Terör örgütleri  demokratik güç birliğinden bahsediyor. PKK’lı caniler devamlı açıklamalar yapıp  Ekrem İmamoğlu’nu övüyorlar. Ağız birliği etmişler, CHP’nin Büyükşehir Belediye  Başkan adayına destek mesajları paylaşıyorlar. Neymiş, çok güzel şeyler  olacakmış. Yerin dibine batsın sizin güzeliniz. Çirkinlik ne zamandır güzel  olarak görülüp değerlendiriliyor? Biliniz ki, çirkin görünür, güzel bürünür.  Kundaktaki bebeklere kurşun atılırken de güzel şeyler mi oluyordu? 19 Nisan’dan  bugüne kadar 12 vatan evladı şehit düşerken de çok güzel şeyler mi yaşanıyordu?  FETÖ çok güzel şeyler olacak diyor, CHP de papağan gibi aynı şeyi tekrarlıyor.  Martın sonu bahar diyorlardı, demokrasinin kara kışını yaşattılar. Bir CHP  milletvekili, 'Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok  sayan darbeyle buluşmaz mı?' diyecek kadar millet düşmanı haline gelebilmiştir.  Darbe çağrısı büyük bir suçtur, hesabı mutlaka sorulmalıdır. İyiyi kirlettiler,  güzeli lekelediler, kısacası değerlerimize kast ettiler. İşte zillet budur, işte  rezalet bu kadar küstah ve cüretkardır."

Güncellenme Tarihi : 11.5.2019 23:12

İLGİLİ HABERLER