Gündem
  • 12.1.2020 16:25

Bahçeli Kılıçdaroğlu'nu topa tuttu!.. Kayışı yarmış şanzımanı dağılmış cahil

KAYNAK : YENİ AKİT

Devlet Bahçeli'den Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözler: Kayışı kopartmış, şanzımanı dağıtmıştır! Ankara'da partisinin düzenlediği kampın kapanış oturumunda konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Bahçeli "Densiz, cahil, maskara" gibi ifadeler kullandı. Bahçeli, konuşmasının devamında CHP Lideri'nin kayışı koparıp, şanzımanı dağıttığını belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "'Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da' diyenler görevli taşeron değillerse kesinlikle coğrafya cahilleridir." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Ankara kampının kapanış konuşmasını gerçekleştiriyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara'da partisinin düzenlediği kampın kapanış oturumunda kameralar karşısına geçti.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP Lideri, Türkiye'nin Libya'ya konusunda attığı adımlara karşı çıkanlara sert bir dille cevap verdi.

"Cahil, densiz, siyasi maskara"

Devlet Bahçeli, "Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da diyenler, görevli ve taşeron değillerse, kesinlikle tarih ve coğrafya cahilleridir. Bunlar, değil devlet yönetmeyi, kendilerini bile yönetmekten mahrum kalmış densizlerdir. Muhalefet yapmayı, Türkiye'yi muhaliflikle, yabancılara muhbirlikle karıştıran ve kaynaştıran siyasi maskaraların tekne gibi rotalarını kaybettiği ortadadır. Türkiye'nin olmadığı bir Orta Doğu'yu ya da Akdeniz tablosunda kuşun, kurdun, karıncanın bile hayat hakkı olmayacaktır. Aynı şey, Balkanlar ve Kafkaslar için de geçerlidir." şeklinde konuştu.

"Kılıçdaroğlu kayışı kopartmış, şanzımanı dağıtmıştır"

Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerine devam eden MHP Lideri, "Kılıçdaroğlu kayışı kopartmış, şanzImanı dağıtmıştır. Kılıçdaroğlu, salladıkça sallamıştır. CHP Genel Başkanı kurusıkı atmakta, baltayı taşa vurmaktadır.

Fizan'ın yerini gösterin destek Filipinler'i gösterir

Fizan'ın haritada yerini gösterin dese gösteremez. Gösterse gösterse Filipinler'in yerini gösterir.

Fizan ile Türk askerinin gideceği yer arasında en küçük bağlantı bulamazsınız.

Kılıçdaroğlu yalan anıtıdır

Bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu niye herkesin olduğu yerde biz yokuz diyor. Bir bakıyorsunuz ne işimiz var deyip kendisiyle çelişiyor. Kılıçdaroğlu yalan anıtıdır. FETO'nun CHP'de kurduğu düzeni görmeyip üç maymunu oynarlar. Kılıçdaroğlu'nun sözleri yalandır. " dedi.

CHP-HDP-İP

Bilindiği üzere CHP, HDP, ve İyi Parti Türk askerinin Libya'ya gitmemesi için Meclis'e gelen tezkereye hayır oyu vermişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türk askerinin Libya'ya gitmesinin bölgeye fayda sağlamayacağını savunmuştu.

Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları;

Dünya soğuk savaş döneminden çıkmıştır. Ancak sıcak savaş şartları devam etmektedir. Adı konulmamış bir savaş iklimi ortamı devam etmektedir.

Sınırlarımıza paralel şekilde kurulmak istenen terör koridoru küresel Türk düşmanlığının sahne almasından başka bir şey değildir. Masumların kanı üzerinden kahredici senaryolar tedavüle sokulmak istenmiştir. Orta doğu ateş altından işgal altındadır.

Binlerce kilometre uzaktan gelip bölgemizde silah ve zor kullanan ülkelerin cüretkarlığıdır. Irak’tan kendimizi soyutlamamız mümkün değildir. Libya’ya sırtımızı çevirmek, İran’a mesafeli durmak akıl karı olmadığı gibi mantıklı bir tercih de sayılamayacaktır.

Adına demokrasi demişler, terörü saklamışlardır. Emperyal hevesleri olan ülkeler Orta Doğu'yu parsel parsel taksim etmişlerdir.

Emperyalist ülkelerin bir asrı aşan süredir Orta Doğu havzasını birbirine düşürmek istediği açıktır. İhanetlerin kurulanması bundandır.

Eğer engel olunmazsa, eğer durdurulmazsa komşu coğrafyalardaki çözülmenin, çürümenin dayanacağı son sınır, bilinsin ki Türkiye'dir. 'Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da' diyenler görevli taşeron değillerse kesinlikle coğrafya cahilleridir.

Gönül köprüsü kurduğumuz komşu halkların huzursuzluğu elbette Türk milletine sirayet edecektir.

Ankara’nın güvenliği Şam’dan Mogadişu’dan Tahran’dan Sana’dan başlar. Komşu ülkelerdeki kanlı ve kaotik manzara Türkiye’nin onay vermeyeceği çıkmazlardır.

On yıllardır ağlarını ören emperyalist husumetin hedefinde Türkiye ve büyük Türk milleti vardır.

İran, Irak, Suriye ve Libya’nın toprak bütünlüğüne saygı duymak destek vermek Türk dış politikasının temeli ana stratejisi olmalıdır. Eğer engel olunmazsa komşu coğrafyalardaki çözülmelerin dayanacağı son sınır bilinmelidir ki Türkiye’dir.

Muhalefet yapmayı Türkiye’ye muhaliflikle ve yabancılara muhbirlikle karıştıranların rotalarını kaybettiği ortadır.

Türkiye ön almalı öncü olmalıdır. Çağın akışına milli perspektiften bakarak gelişmelere müdahil vasfını göstermelidir.

Irak’ın 2003’teki işgalinden sonra 1 buçuk milyon Müslüman katledildi. Büyük bir küresel mirasın meşalesi söndürüldü. Türkiye’nin Irak’ın siyasi istikrarına ulaşması konusunda alması gereken sorumlulukları vardır ve olmalıdır. İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi bölgesel gerilimi zirveye taşımıştır.

Trump’ın barış içinde yaşamaya hazırız vurgusu, İran yönetiminin temkinli açıklamaları krizi yönetilebilir seviyede tutmuştur. ABD İran arasındaki itiş kakış dengelenmiş ve denetim altına alınmıştır. Pek çok senaryo konuşulmuş akılları bulandırmışladır. Türkiye’nin bu suikast karşısında almış olduğu pozisyon hiç kuşku yok ki çok dengelidir. TBMM’nin Libya tezkeresini kabul edip Türk askerinin Trablus yoluna düştüğü, İdlib’teki sancının şiddetlendiği terör örgütü PKK’nın Rakka- Erbil bağlantısını kurması için mesafe aldığı bir dönemde bir süreçte Kasım Süleymani saldırısı son derece manidar ve kuşkuludur.

Irak fiilen bölünmüş cephelenmiştir. Birlikte yaşama arzusuna ölümcül darbeler vurulmuştur.

Süleymani madem suçluydu bir suçlunun nasıl yargılanacağı temel hukuk bilgisine sahip herkesin bildiği bir husustur. Ölmesi gerek demek eşkıyalıktır, barbarlığın ta kendisidir. Bir ülke suçlu gördüğü devlet görevlisine saldırırsa adalet ve hukuk rafa kalkar orman kanunları geçerli olur. Bu ilkesel ve insan hakları kırılmasıdır.

Güncellenme Tarihi : 12.1.2020 23:27

İLGİLİ HABERLER