BAHÇELİ'NİN AB ŞARTLARI ORTALIĞI KARIŞTIRDI...TÜSİAD, İLANLA CEVAP VERDİ
KAYNAK : Haber Vitrini
NURAY BÜYÜKBAŞ
İSTANBUL- Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), ''Türkiye: Nasıl Bir Gelecek'' başlığıyla gazetelere verdiği ilanda, AB (Avrupa Birliği) konusunda uyarılarda bulundu.
TÜSİAD Başkanlar Kurulu, Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin imzasının bulunduğu tam sayfa ilanda, Türkiye'nin yol ayrımında olduğu ifade edilerek, AB'nin iç siyasetin mücadele aracı yapılmaması istendi. Türkiye'nin tarihi bir yol ayrımında bulunduğu vurgulanan ilanda, "AB ile ilgili kararlara bağlı olarak 21. yüzyılın ilk çeyreğinde nasıl bir ülkede yaşayacağımız ve gençlerimize nasıl bir Türkiye bırakacağımız bu yıl içinde belli olacak" denildi.
Türk insanın bir an önce ideallarine kavuşmak istediği vurgulanan açıklamada, "Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğini gerçekleştirebilecek siyasi ve ekonomik güce sahiptir" görüşü savunuldu. TÜSİAD, Avrupa Birliği üyeliğinin bir devlet politikası olduğuna dikkat çekerek, üyeliğin Türkiye'nin uluslararası ekonomik gücünü ve demokratik saygınlığını arttıracağını vurguladı. Açıklamada, "Avrupa Birliği üyeliği konusu, Türkiye'nin iç siyaset arenasında mücadele aracı haline getirilmemelidir. Burada bir ülkenin umut ve idealleri söz konusudur" ifadelerine yer verildi. TÜSİAD'ın gazetelere verdiği ilanın tam metni şöyle:
"Türkiye tarihi bir yol ayrımında. 'AB ile ilgili kararlara bağlı olarak 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde nasıl bir ülkede yaşayacağımız ve nüfusumuzun yarısını oluşturan gençlerimize nasıl bir Türkiye bırakacağımız bu yıl içinde belli olacak. Refah düzeyi yüksek, siyasi ve demokratik standartların en üst düzeyde uygulandığı, ekonomisi sağlam, gençlerine çağdaş eğitim ve istihdam olanakları sağlayan, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle aynı düzeyde bir Türkiye'mi, yoksa ekonomik sarsıntıların belirli aralıklarla devam ettiği, istikrara kavuşmamamış siyaseti ile geleceği belirsiz, kişi başına 2 bin dolarlık bir milli gelire mahkum olmuş olmuş bir Türkiye mi?
"TÜRK İNSANI İDEALLERİNE BİR AN ÖNCE KAVUŞMAK İSTİYOR"
Eğer yıl sonuna kadar AB'nden müzakere tarihi almazsak, üyelik sürecinde diğer ülkelerden kopacak ve yalnız kalacağız. Üyeliğimiz belirsiz bir tarihe ertelenebilecek. Bu belirsizlik, Türkiye'yi sosyal ve ekonomik sorunlarıyla mücadelede yalnız bırakacak ve bugün içinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemden çıkışımızı zorlaştıracak.
Uygulamakta olduğumuz ekonomik program ve içinde bulunduğumuz yapısal reform sürecinin hedeflerine varması güçleşecek. İstikrar ve güven arayan doğrudan yatırımlar, geleceği belirsiz bir Türkiye'ye gelmek yerine, AB'ne yeni üye olmuş diğer ülkelere gitmeyi tercih edeckeler. İşsizlik sorunlarımızın çözümü iyice güçleşecek, sosyal dengesizlikler artacak.
Uygarlık ve refah yarışında, önümüzde koşan ülkelere ağır aksak yetişmeye çalışacağız. Oysa, bu ülkenin gençleri koşmak istiyor. İdeallerine bir an önce kavuşmak istiyor.
"TÜRKİYE AB ÜYELİĞİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLECEK GÜCE SAHİPTİR"
AB'nin 'zenginler kulübü' olarak tanımlanması, genişleme süreci ile birlikte anlamını yitirmiştir. Bazı üye ülkeler ve üye adayları orta gelir grubunda yer almakta, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 8 aday ülke ise düşük gelir grubunda yer almaktadır. Türkiye, düşük gelir grubunda yer alsa da adaylar arasında en büyük, üye ülkelerle karşılaştırıldığında ise 7. büyük ekonomiye sahiptir.
Türkiye'nin üyeliği, genç ve girişimci nüfusu ve çok kültürlü uygarlık anlayışıyla AB'nin küresel bir güç olma hedefine katkıda bulunacaktır. AB, 1999 yılı Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'yi üye adayı ilan ederek bu konudaki iradesini ortaya koymuştur. Türkiye, üyeliğinin gerçekleştirilmesinden sonra, AB'nin bugün tasvip etmediği politikalarını da değiştirme gücüne kavuşacaktır.
"TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ BİR DEVLET POLİTİKASIDIR"
AB üyeliği,Türkiye'nin uluslararası ekonomik gücünü ve demokratik saygınlığını arttıracaktır.
1959'dan beri Türkiye'nin gündeminde olan AB konusunun Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in inisiyatifi ile partiler üstü bir platforma taşınmasını ve Türk insanının ideallerini ve geleceğini garantiye alacak bir ulusal uzlaşma arayışını heyecanla ve tüm gücümüzle destekliyoruz.
AB üyeliği,Türkiye'yi çağdaş platforma taşıyacak köklü değişikliklerin gerçekleşmesi anlamına gelmektedir. AB üyesi olmak;AB'nin kabul ettiği evrensel değerleri benimsemek; hukukun üstünlüğünü;ifade özgürlüğünü; farklı yaşamların, farklı düşüncelerin bir arada var olmasını; şeffaf, halkın denetimine ve katılımına açık bir devlet yapısını; yolsuzluklardan arınmış, verimli bir kamu düzenini; bölgesel farklılıkların en aza inmesini; rekabetçi piyasa ekonomisini kabul etmek ve bu doğrultuda çalışmak demektir.
ANAP'A TÜSİAD'DAN ELEŞTİRİ
Burada bir ülkenin umut ve idealleri söz konusudur. AB üyeliği gençlerimizin geleceğinin teminatıdır.
Siyasi partilerimiz ve parlamentomuz, ülkenin yarınlarını aydınlatacağına inandığımız bu yaşamsal projede gerekli sorumluluğu sergileyerek, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda ilerlemesi için zorunlu adımları atmak üzere bir an önce harekete geçmelidir. 'Ölüm cezasının kaldırılması' , 'anadilde yayın', ve 'anadilin serbestçe öğrenimi' konularında Kopenhag Kriterleri'ne uygun düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilerek, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlanması, Türkiye'nin en acil gündem maddesi haline gelmiştir. Türkiye, tarihinin en önemli projelerinden biri olan Avrupa Birliği üyeliğini gerçekleştirerek, kendine güveni tam, istikrarlı, yaşam kalitesi ve refah düzeyi yüksek, ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarındı geride bırakmış, dış politikada güçlü, çağdaş bir ülke olarak dünya sahnesinde hakettiği yere gelmelidir. Türkiye'nin geleceği Avrupa Birliği'ndedir."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:01