Gündem
  • 15.3.2009 14:46

BAHÇELİ'NİN ERDOĞAN'A 'NAMERTSİN' CEVABI

Bahçeli :"Eğer bir gün iktidar olup senden hesap sormaz isem o zaman namerdim. Biz kimseye iftira etmiyoruz. Gel doğruyu anlat diyoruz ve doğru konuş, doğru davran diyoruz. AK Parti Adalet ve Kalkınma Partisi ise gel adaletli ol ve sonra da kahkınma için ne yaptıysan onu anlat. Siz aldatma ve kandırma partisisiniz. Fazla vaktinizi almak istemiyorum şunu söylüyorum Ortadoğu'da eşbaşkan oldunuz. Birileri size eşbaşkanlık sıfatını verdi. Arkasından bazı eşbaşkanlık daha verdi. Birgün televizyonlarda Davos'a gittiğinizi duyduk ve oradaki yaptığınız tavrınızı bir milliyetçi partisi olarak oradaki duruşunuzu destekledik. Türkiye Başbakanına kimse el uzatamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun bir sivrisinek dahi olsa Başbakana yapılan hakarete milliyetçi hareket olarak tepkimizzi sonuna kadar gösteririz. Ama sen rüzgara kapıldın bir padişah duruşu edasıyla topluma mesaj vermeye başladı. Siz 14 Mart 2003 tarihinde Başbakan oldunuz mu Meclise gelip orada 59. Hükümeti kurdunuz mu? savcılık ve Adalet Bakanlığına iki tane tezkere sizinle ilgili geldi mi bunları meclise imzalayıp gönderdiniz mi? Bunların hepsinin cevabı 'EVET'tir.

AK Parti olarak mecliste yer alacaksanız önce aklanın bizde size destek verelim. Önce aklan paklan sonra da kalk diğerlerine laf yetiştirmekten vazgeç. Yüce yargının önünde nasıl hesap vereceğinizi biz biliyoruz. Sayın Başbakan bozkurtların nefesi her daim ensende dolaşacak. Aziz İstanbullu'lar, ülkemizde 2007'yılından bu yana bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu kriz gittiçe yayılıyor ve derinleşiyor. En sonunda ABD'de baş gösteren küresel finans krizi Amerikadan sonra AVrupa kıtasını sardıktan sonra Türkiye'yi de sarmaya başlamıştır. 1929 yılında görülen büyük krizin bir benzeri Türkiye'yi de sarmaya başlamıştır. Sayın Başbakan kalkıp partilere iftira azarlama yapacağına bu ekonomik krizle ilgili gerçekleri halkımızla paylaşmasında çok büyük fayda vardır. Kriz iç ve dış talepte daralma meydana getiriyor, üretim yetersizliği gösteriyor ve bununla paralel olarak işsizlik ve yoksulluk yaygınlaşıyor. Türkiye üzirende oyanan büyük oyunlar sosyal dokuyu etnik temelde bölmeye çalışanlar bu durumdan faydalanarak türkiyeyi çok büyük felakete sürükleyebilir. Bütün bunlara rağmen 'Bize teğet geçti' sözleriyle kimseyi kandırma. Bu kriz işsizlerin yüreğini delip geçiyor sayın Başbakan farkında ol.

5.680.000 kişi şuan işsiz. Fabrikalarını kapatan, erteleyen, anlaşmalı işten çıkarmalar ve bunların gittikçe artması halinde Türkiye'de her evde bir olan işsizliğin daha da artarak iki üçe çıkacağı unutulmamalıdır. İşsiz olan insanın neler yapabileceğini hangi psikolojiye düşeceğini geçmiş günlerde, yakın günlerde gazetelerin 3. safyalarda hep beraber görmekteyiz. Öte yandan açlık ve yoksulluk sınırı 740 TL yoksulluk sınırı 2.241 TL, bugün asgari ücretle işe başlayanlar açlık sınırının altında işe başlıyor ve bunlar milyonları buluyor. Böyle bir ülkede diyorsunuz ki ben GSYH'yı 520 milyon dolar arttırdım diyorsunuz. Diğer yurt dışından gelen kaynakları da üzerine koyarsanız yüksek faiz düşük kurdan dolayı ekonominin ılımlı dönemlerinde Türkiye'ye gelen 107 milyar Doları da üzerine koyarsanız, Özelleştirmeden gelen parayı da üzerine koyarsanız işsizlere soruyorum gelirinizde artış var mı öyleyse bu kaynaklar nereye gitti?

Şimdi son olarak bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Milli demokratik laik bir devlet olarak konuşuruz. Sosyal devleti hep unutuyoruz. Bu ülkede aç kimseyi bırakmamak bunlarla ilgili bir anlayışı ifade eder. Türkiye Cumhuriyetinde bu anlayışa hizmet edecek kuruluşlar kurulmuştur. Bir sosyal yardım ve dayanışma fonu oluşturulmuştur. Bu toplanan paralarla valilik aracılığı ile dağıtılmak üzere bir kaynak oluşturulmuştur. Bu yoksul olduğunuz günde size yardım olarak düşünülmelidir. Bugün toplanan bu kaynaklar ne AKP'nin hiçkimsenin değil öz be öz aziz milletin bu kaynaklar sizin yoksulluğunuzda da sizin helalinizdir. Onun için kömürdü, paketti, çamaşır makinasıydı belediyenin koridorlarında valiliklerin önünde ezilerek, bunun sizin hakkınız olduğunuzu unutmayınız. Bunları alırken de başınız dik olsun. Hakkını, helalini alıyorsun utanma saklanma ve bunlar benimdir de. Ama hür oyuna kement vurdurma. Hür oyunu kölelik oyu haline dönüştürme. İki türlü oy vardır, biri seferber edilen oylar, diğeri hür oylardır. Türkiye daha demokratik bir toplum olur hür irade ile seçme ve seçilme gerçekleştirilir. Bu sebepten dolayı hür oylara kement vurdurmayın." dedi.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 00:11

İLGİLİ HABERLER