
BAKAN AYDIN: 'GÖRÜŞLERİMİN AKSİNİ SÖYLEYEN VARSA 10 DAKİKADA SİYASETİ BIRAKIRIM!..'
ZAFER ÇAKMAK
ANKARA - Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TRT'nin Tuncay Güney'in canlı yayına çıkarıldığı programla ilgili kendisine bir şey sormadığını ve fikir yada tavsiyesini almadığını söyledi. Aydın, "Temel görüşlerimin aksini söyleyen varsa 10 dakikada bakanlığı da, milletvekilliğini de, siyaseti de anında bırakırım. Benim kişiliğim söz konusu olduğunda hiçbiri önemli değil, hiçbiri umurumda değil" dedi.
TBMM Genel Kurulu, CHP'nin Devlet Bakanı Mehmet Aydın hakkında TRT'de yayınlanan Büyüteç adlı programda Ergenekon Davası'nın kilit ismi Tuncay Güney'in canlı yayında konuk edilmesi nedeniyle verdiği gensoru önergesinin görüşmelerini tamamladı. Gensoru görüşmelerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da izledi.
"4 SAAT DEĞİL 3 SAAT 45 DAKİKA KONUŞTU"
Gensoru görüşmelerinde bir konuşma yapan Devlet Bakanı Aydın, önergede belirtildiği gibi Tuncay Güney'in 4 saat değil, tam olarak 3 saat 45 dakika konuştuğunu ifade etti. Bunun çok önemli bir ayrıntı olmadığını kaydeden Aydın, önergede 4 saat boyunca TRT ekranlarından ana muhalefet partisi Genel Başkanı, eski Genelkurmay Başkanları, işadamları ve bir çok kurumsal yapıya hakaret edildiğinin öne sürüldüğünü belirtti. Önerge ilk okunduğunda Tuncay Güney'in sanki hep bu konuları konuştuğu izleniminin doğduğunu anlatan Aydın, bu programın tümünü seyretme imkanı bulamadığını ama daha sonra metnin tamamını istediğini ve incelediğini ifade etti. Programda CHP ile ve Genel Başkanı ile ilgili söylenen şeyin 5 veya 6 cümleden ibaret olduğunu dile getiren Aydın, "Bu bir tespittir. 10 cümle olsa daha kıymetli, daha az olsa daha az kıymetli olacak değil. Sanki 4 saat boyunca CHP hakkında konuşmuş. Böyle bir şey yok" diye konuştu.
Tartışmalı bir kişinin TRT'ye çıkması ve canlı yayına alınmasının doğru olup olmadığının temel soru olduğunu belirten Aydın, pek çok kişinin canlı yayın olmadan televizyona çıkmadığına işaret etti. Montajında ne gibi sıkıntıların doğacağını tahmin edemediği için kendisinin de canlı yayınlar dışındaki programlara çıkmaya cesaret edemediğini anlatan Aydın, 'acaba o yayın kuruluşunun veya o gazetenin mutfağında benim konuşmamın, benim yazımın başına ne gelir' endişesi taşıdığını dile getirdi. Aydın şunları söyledi:
"Ön pazarlık da yapamazsınız. 'Bak sizi televizyona çıkaracağız ama şu konulara temas edeceksiniz, şu konulara temas edemeyeceksiniz' demeniz de mümkün değil. Ayrıca ne söyleyeceğini, kimleri inciteceğini, kimleri memnun edeceğini bırakınız bilmeniz, tahmin etmeniz dahi mümkün değil. Bu, bu işin riski. En kolay yol işte budur. Konuşanı susturmak veya programı durdurmak. O halde ya bahsettiğim bu riski göze alırsınız ve o yayını yaparsınız. Sorumluluğuna da katlanırsınız. İster kurum olarak hukuki sorumluluğuna, ister siyasetçi olarak siyasi sorumluluğuna."
Devlet Bakanı Aydın, konuşması sırasında kendisine 'size yakışmıyor sayın bakan' şeklinde laf atan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'a, "Size ne yakışıyor. Bana da varsın bir şey yakışmasın, ne olacak" karşılığını verdi.
TRT'nin yaşadığı tereddütten sona Tuncay Güney alternatifini seçtiğini ve kendisini canlı yayına çıkardığını anlatan Aydın, Güney'in zaten pek çok kanala çıktığını, sayfa sayfa röportajlarının Türkiye'de en çok satan gazetelerde yayınlandığını hatırlattı. Aydın, "Bir ülkede bu konu konuşuluyor, bir zat hakkında bu kadar röportaj var. Onun sürüp gitmekte olan bir davanın ekseni olduğu iddia ediliyor ve TRT bunu görmezden geliyor. Ben vatandaş olsam o TRT'nin televizyonunu tutar pencereden atarım" diye konuştu.
"BU GENSORU, MAHCUP BİR GENSORU"
Bir milletvekilinin kendisine 'mahcup bakan' dediğini hatırlatan Aydın, mahcup kelimesinin hicaptan geldiğini, mahcup olmaktan çekinecek hali olmadığını belirtti. Aydın, "Ama bu gensoru çok mahcup bir gensoru" dedi. Gensoru metninde kendisinden büyük bir komplonun siyasi planlayıcısı olarak söz edildiğine işaret eden Aydın, bunun söylenecek bir şey olmadığını ifade etti.
"ELALEM 'MİSTER' DEMİŞ, 'MÖSYÖ' DEMİŞ, BU İŞİ KURTARMIŞ"
Tuncay Güney'e 'sayın' şeklinde hitap edildiği yönündeki eleştiriyi de cevaplayan Aydın, 'sayın' kelimesinin yerine yeni bir kelime bulunabileceğini, 'bay' kelimesinin yaygınlaştırılabileceğini ifade etti. Aydın, "Elalem 'mister' demiş, 'mösyö' demiş, bu işi kurtarmış ama bizim Türkçemiz böyle ne yapalım. Tekrar tekrar o metni okudum. Gerçekten saygın, güvenilir kişi formatında TRT bunu nasıl sundu, bu sorunun cevabını metni bir kaç defa gözden geçirdim ama bulamadım" şeklinde konuştu.
Gensoru önergesinde Tuncay Güney'in TRT ekranlarına çıkarılmasının siyasi amaçlı, planlı, programlı bir komplo çalışması olduğunun öne sürüldüğünü belirten Aydın, kendisinin de bu komploda başrol oynadığının iddia edildiğini kaydetti. Aydın şu ifadeleri kullandı:
"Ömrü hayatımda başrol oynamak, esas oğlan olmak da varmış. 'Mehmet Aydın bu siyasi komplonun planlayıcısı konumunda hareket etmiştir' deniyor. Dili benden iyi olan arkadaşlarımla 30-40 dakikalık bir çalışma yaptım. 'Planlayıcısıdır' ile 'planlayıcısı konumunda hareket etmiştir' arasında dil inceliği açısından bir fark var mı, 4 arkadaştan ikisi 'var' dedi, ikisi 'yok' dedi. Yok diyenler dediler ki 'Sayın bakan gensoru vermişler ama galiba sana kıyamıyorlar'. Mahcup gensoru dememin sebebi bu. Bu söylediğim her cümlenin aksini, iddialarımın aksini getiren varsa dinlemeye hazırım. Temel görüşlerimin aksini söyleyen varsa 10 dakikada bakanlığı da, milletvekilliğini de, siyaseti de anında bırakırım. Benim kişiliğim söz konusu olduğunda hiçbiri önemli değil, hiçbiri umurumda değil."
Bu programla ilgili kendisine herhangi bir soru sorulmadığını, fikrinin alınmadığını, kendisine müracaat edilmediğini ve kendisinden bir tavsiye alınmadığını vurgulayan Aydın, "İyi ki alınmamıştır. Çünkü o zaman suç işlerdim ben. Eğer 'yayınlamayın' deseydim o zaman TRT'nin bağımsızlığına, özerkliğine müdahale ettiğim için kendimi siyaseten suçlu hissederdim. Arkadaşlarıma söylüyorum. 'İstediğiniz, sizin çerçevenize uygun olan yayını yapın, ödeviniz bu ise bunun sorumluluğu da size aittir' diyorum. Ne bu konuda, ne de bugüne kadar yaptıkları temel yayınlar hakkında TRT'nin bana bir ön bilgi verme adeti yoktur. Ben de zaten böyle bir talepte asla bulunmadım. Bundan sonra da bulunmayacağım. Yayını yaparlar. Ondan hakikaten ülkem yararlanıyorsa, görevlerini yerine getiriyorlarsa aferin onlara. Tebrik ediyoruz. Yok eğer hukuki bir sıkıntı doğarsa bu memlekette hukuki sürecin nasıl başladığı, nasıl devam ettiği, nasıl sonlandığı da bellidir" şeklinde konuştu.
"KOMPLO PLANLAMA YETENEĞİNE SAHİP DEĞİLİM"
'Bir komplonun planlayıcısı' derken bu iddianın kendi kendini çürüttüğünü belirten Aydın, bu cümlede bu ülkede kaç kişinin inanacağını sordu. "Size bu gensoru çok yakıştı" diyen Aydın, eğer 4 cümleden biri mantıksızsa geride kalan cümlelerin de mantıksız olacağı yönünde şüpheler oluşacağına dikkat çekti. Aydın şunları kaydetti:
"Ben burada sözü edilen siyasi komplonun bırakın tamamının, bir tek parçasını dahi planlama yeteneğini taşıyan bir insan değilim. Sustum, doğrudur. Eğer yeteri kadar temelli, güvenilir bilgiye sahip değilsem akıllı hayatımın hiçbir yerinde konuşmamışımdır, susmayı tercih etmişimdir. Bir konuda birşey söyleyebilmem için o konuda elimde yeteri kadar bilgi olması lazım. Bunun hukuka mugayir olup olmadığını bilmediğime göre onu bekleyeceğim. Dolayısıyla suskunluk bir tedbirden gelir. İlmi, zikri ve mantıki bir tereddütten gelir. Bir de korkaklıktan gelir. Bugüne kadar öbür tedbirlerim hakkında epeyce şahit vardır ama korkaklık olduğunu zannetmiyorum. Önce bu suskunluk konusundaki eleştiriyi siliyorum. Hicap etme, komplo hazırlayamama bir yetenek eksikliği ise, bir kabiliyet eksikliği ise yüce Mevla bana böyle bir kabiliyeti vermediği için ona hamdediyorum."