Gündem
  • 11.10.2004 17:38

BAKAN ÇİÇEK'TEN 'MEMUR MAAŞ ZAMMI' AÇIKLAMASI...

ZAFER ÇAKMAK ANKARA - Çiçek, '6 Ekim'de önce bayram havası esti. 5 gün sonra rahatsızlıklar dile getirilmeye başlandı. Bu neden kaynaklandı?' sorusuna şu karşılığı verdi: ''Karar açıklandığında yaptığımız açıklamalarda, 'Bu bir ilk değerlendirmedir. Ayrıntıları görmemiz lazım. Bu konuda sağlıklı, sağduyulu olmalıyız' dedik. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da, rapordan memnun olduğumuz hususlarla tereddüt ettiğimiz hususlar ifade edildi. Bizden kaynaklanan böyle bir algılama sözkonusu değil. Ama Türkiye 1969'dan bu yana net, açık bir Avrupa raporuyla ilk kez karşı karşıya gelmiştir. Raporun öyle maddeleri var ki adeta ayrımcılık olarak nitelenebilecek, Türkiye'nin hak etmediği hususlar içeriyor. Serbest dolaşım, ucu açık müzakere süreci gibi kavramların ne anlam ifade ettiğini anlamamız gerekiyor''. Bakan Çiçek, bir soru üzerine, memur maaşlarına yapılacak zammın bugün Bakanlar Kurulu gündemine gelmediğini belirterek, 17 Ekim'e kadar bütçenin Meclis'e sunulması gerektiğini, konunun muhtemelen önümüzdeki hafta gündeme geleceğini söyledi. 'Sedat Peker'in tutuklandıktan sonra salıverilmesini, daha sonra tekrar tutuklama kararı çıkarılmasını Adalet Bakanı olarak nasıl değerlendiriyor sunuz?' yönündeki bir soru üzerine Çiçek, bu konuda söyleyebileceği çok fazla birşey olmadığını kaydetti. Bu işin tarafı olmadığını belirten Çiçek, Türkiye'de savcıların her yaptığı soruşturmayla ilgili Adalet Bakanlığı'na bilgi vermesi diye birşeyin sözkonusu olmadığını, tam tersine bilgi verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Daha önce de buna benzer olaylar yaşandığını belirten Çiçek, yargılama faaliyetinin birden fazla birimi ilgilendirdiğini kaydederek şunları söyledi: ''Hukukta itiraz yollarının açık tutulmasının sebebi hukuki hataları asgariye indirebilmektir. Bu olayda kamuoyunun beklentilerine uygun olmayan bir karar bir hakim tarafından verilmiş, savcıların itirazı üzerine mahkeme oturmuş, baştan bir karar vermiş. Konunun usul yönünden yanlış bir tarafı yoktur''. Türkiye'nin geriye dönük bir otorite zaafiyeti yaşadığını söyleyen Çiçek, yasadışı çalışmaların, çabaların günlük adi vakalar haline geldiğini ifade etti. Göreve geldikleri günden bu yana Türkiye'nin bir huzur ülkesi olması adına ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurgulayan Çiçek, herşeyin yargıdan beklenemeyeceğini, yargının da bazı sıkıntıları olduğunun bilinmesi gerektiğini anlattı. Savcıların soruşturmalarda yaşadıkları sıkıntılar bulunduğuna dikkat çeken Çiçek, benzer olayların tamamında yargının hep aynı problemle karşı karşıya kaldığını söyleyerek şöyle konuştu: ''Savcılarımızın hakimiyet sağlamaya çalıştıkları kesim genelde sade vatandaştır. Geri kalanlarla ilgili eli kolu bağlıdır. İmtiyazların tümünün AB ülkelerindeki seviyeye getirilmeleri lazım. Türkiye'de yolsuzluklarla, organize suçlarla mücadelede sıkıntı toplum olarak zihniyetimizden de kaynaklanıyor. Bir mensubu suçlanan kurum 'Bizi yıpratmak istiyorlar' diye feryat ediyor. Bu kurumların kendi mesleklerini yıpratan kişilerle ilişkisini kesmesi lazım. Bir gladyatörler savaşı gibi herkesin olayı vitrinden seyretmemesi lazım. Her kesim bu mücadeleyi birlikte yapmalıdır. Herkes herşeyin düzeltilmesini istiyor, kendi mesleği hariç. Yargı elinden geleni yapmaya gayret ediyor. Ben de destek veriyorum. Ama yargının istenen neticeyi elde etmesi için yasalardan ve Anayasa'dan kaynaklanan imtiyazları kaldırması gerekiyor. Yargıda birlik yok. Türkiye her geçen gün biraz daha açık bir toplum haline geliyor. Millet adına kim ne yetki kullanıyorsa hepsi milletin ilgi odağı haline gelmiştir. AB, kuralların hakim olduğu bir toplumdur. Biz ise kuralsızlığı kural haline getirmiş bir gelenekten geliyoruz''. Sedat Peker dosyasıyla ilgili elinde hiçbir bilgi olmadığını vurgulayan Çiçek, yargı birliğinin, soruşturma birliğinin olmadığı, imtiyazlar olabildiğince yaşam tarzı haline geldiği sürece bazı sıkıntıları yaşamaya devam edeceklerini ifade etti. 'İlerleme Raporu'nda sizi rahatsız eden kaç madde var. Müzakereler başladığında nasıl bir örgütlenme modeli izlenecek?' sorusu üzerine Çiçek, rahatsız oldukları noktalar konusunda birkaç örnek verdiğini hatırlatarak, bunların dışında da bazı hususlar bulunduğunu belirtti. AB'den özel bir iltimas beklemediklerini kaydeden Çiçek, müzakere süreci içinde de Türkiye'den önceki adaylarla nasıl müzakere yapıldıysa aynı muameleyi beklediklerini ifade etti. 17 Aralık'a kadar kendilerine ters gelen hususların düzeltilmesi yönünde çaba göstereceklerine dikkat çeken Çiçek, örgütlenme konusunda Bakanlar Kurulu'nda bir çalışma yapılmadığını söyledi. Çiçek, '17 Aralık'a kadar bir eylem planı üzerinde konuşuldu mu?' sorusuna ise şöyle cevap verdi: ''Her seviyede bu çalışmayı başlatıyoruz. Başbakan, Dışişleri Bakanı ve diğer ilgililer muhatapları nezdinde bu çalışmaları sürdürecekler. Ayrıca daha önceden programlanmış birtakım toplantılar var. Dışişleri Bakanlığı ve AB Genel Sekreterliği, bu konuyla alakalı olan kişi ve kuruluşlarla koordine içinde çalışmaları götürecek, elimizde ne imkan varsa bunları kullanacağız''. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:04

İLGİLİ HABERLER