Gündem
  • 30.8.2010 00:00

BAKAN ERGÜN: 'YETKİMİZİ ŞANTİYE ŞEFİ YETKİSİ Mİ SANDINIZ?..'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, muhalefet partilerini eleştirerek, "Millet bize gerektiğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini inşa ederken anayasasında ve kanununda köklü değişiklikler yapabilme yetkisi de vermiştir. Onun için milletin vermiş olduğu yetkiyi şantiye şefi yetkisi zannedenler büyük bir yanılgı içerisindeler" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası tarafından düzenlenen iftar yemeğinde, Nevşehirli iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Nevşehir Valisi Osman Aydın, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Erdal Feralan, Rıdvan Köybaşı ve Mahmut Dede'nin de katıldığı yemekte konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'deki ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi. Türkiye'nin, son 7.5 yıl içinde ekonomiden sosyal politikalara, demokratikleşmeden dış politikaya kadar, hayatın her alanında önemli bir değişim yaşadığına vurgu yapan Bakan Ergün, bu değişimin sadece belli birkaç şehrin öncülüğünü yaptığı bir değişimden ziyade, ülkenin tamamına yansıyan bir değişim olduğunu söyledi. Türkiye'de bugün iş adamlarının, sadece kendi şehirlerinde değil, dünya genelinde başarılı olmanın hesaplarını yaptıklarını ifade eden Ergün, "Türkiye, kendi kabuklarını kırıyor, suni korkularından arınıyor, pasif politikaların yerine aktif politikaları
tercih ediyor. Hükümetimizin oluşturduğu bu zihniyet devrimi, iş dünyamızda da yankı ve karşılık buluyor. Türkiye'nin, dünyada ihracatını en hızlı şekilde artıran ve artırmaya devam edecek olan ülkelerden biri olmasının nedeni budur. Başta komşu ve çevre ülkeler olmak üzere, Güney Amerika ve Afrika kıtalarına yaptığımız açılımlar meyve vermeye başlamıştır. 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımızı, 2008'de 132 milyar dolara çıkardık, küresel kriz yılı olan 2009'da dahi 100 milyar dolar sınırını aştık. Bu rakamlar, geçmişle kıyaslanamayacak rakamlar olsalar da, henüz bu ülkenin ideallerine uygun rakamlar değildir. Bu nedenle, 2023 yılına kadar, dünya ticaretinden daha fazla pay almayı ve ihracatımızı 500 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bunu başarmak için, bütün şehirlerimizin üretim ve ihracat süreçlerine aktif bir şekilde katılmaları, potansiyellerini en üst seviyede açığa çıkarmaları gerekir. Şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum; 2002'de 7 milyon dolar ihracat yapan Nevşehir, bu yılın ilk 6 ayında 20 milyon dolar ihracat yaptı. Burada önemli bir artış olduğunu kabul ediyoruz, ancak bu rakamı çok daha yukarılara taşımamız gerektiği de aşikardır" dedi.
Geçtiğimiz günlerde, KOSGEB'in 6 başlık altında yeni destek programlarını da uygulamaya aldıklarını açıklayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, şimdi de KOBİ'lerin borsaya girmelerini sağlayacak yeni bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını aktardı. Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben iş adamlarımızı ve girişimcilerimizi hükümetimizin sağladığı bu kolaylıklardan yararlanmaya davet ediyorum. Zira Türkiye, dünyanın en çok güven duyulan ve en çok potansiyel taşıyan ekonomilerinden birine sahip. Bu yılın ilk çeyreğince yüzde 11.7 oranında büyüyerek, dünyada en hızlı büyüyen dördüncü ülke olduk. Birçok uluslararası kurum ve kuruluşun raporlarında, Türkiye'nin istikrarını uzun süre koruyacağı ve dünyanın önemli yatırım merkezlerinden biri olacağı yer alıyor. Dünyada birçok ülkenin kredi notu düşme riskiyle karşı karşıya iken, Türkiye'nin notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkacağı konuşuluyor. Gerek makro ekonomiye gerek özel sektörün yaşadığı değişime baktığımızda, Türkiye ekonomisini çok daha iyi günlerin beklediğini görüyoruz.
Hedefimiz, 2023 yılında, ülkemizi bir üretim ve teknoloji merkezine dönüştürmek ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaktır. Türkiye, bu hedeflerine özel sektör eliyle ulaşacaktır; büyüyen özel sektör Türkiye'yi de büyütecek, büyüyen Türkiye'de özel sektör daha fazla büyüyecektir. Bu nedenle, yaşadığımız günlerin, girişimciler açısından büyük fırsatlara gebe olduğuna inanıyor, girişimcilerimiz bir kere daha Nevşehir'e yatırım yapmaya davet ediyorum."

"ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ"
Anayasa değişiklik paketi ile ilgili iş adamlarına bilgi veren Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, referandum için iş dünyasından ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden destek istedi. Türkiye'nin kaderini yakından ilgilendiren bir anayasa değişikliği sürecinden geçildiğini belirten Bakan Ergün, "Anayasa değişikliğine 'evet' diyorsak da, 'hayır' diyorsak da, bu değişikliklerin neler getirdiğine, neler götürdüğüne iyi bakmak gerekiyor. Zira bu değişiklik, bugüne kadar anayasamızda yapılan en kapsamlı değişikliktir. Anayasanın değişmesi, bazı yazılı kuralların değişmesinden ibaret değildir, anayasanın değişmesi, devlet aklının ve yönetim ruhunun da değişmesi demektir. Böyle kapsamlı bir değişikliğin hayata geçmesinin hepimiz için önemli sonuçları olacaktır. Bu değişikliğin hangi hakları getirdiğini ve hangi yasakları düzenlediğini, hangi yasakların kapsamını daralttığını iyi anlamalıyız. Yıllarca, üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olduğumuz söylendi. Dış politikaya getirdiğimiz yeniliklerle, bu korkuların yersiz olduğunu, komşu ülkelerle dost olabileceğimizi ortaya koyduk. Bunun sonucunda Türkiye kazandı, ekonomimiz büyüdü, bazı komşularımızla olan ihracatımız 10 kata yakın bir artış gösterdi. Türkiye'nin dört tarafının düşmanlarla çevrili olduğunu söyleyen ve bu korkulardan beslenenler, bununla da yetinmediler. Dört tarafımızın düşmanla çevrili olduğu yetmedi, içimizin de düşmanlarla çevrili olduğu söylendi. Vatandaşlarımızın bazıları, Hakkari'de doğdukları için, bazıları Alevi oldukları için, bazıları başlarını örttükleri için, bazıları da Anadolu'da fabrika kurdukları, üretim yaptıkları için bir tehdit olarak görüldüler. Bugün geriye doğru bakınca, bu ülkede yaşananları daha net bir şekilde görebiliyoruz. Ülke böyle suni korkularla oyalanırken, birileri perde arkasından çete kurmuş, silah tacirliği yapmış, banka hortumlamış ve zengin
olmuş. Türkiye'nin artık böyle yeniden vizyona girmiş senaryolarla ve tedavülden kalkmış söylemlerle oyalanacak bir durumu yok. Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini sürdüren bir ülkenin, darbe anayasası ile yönetilmeye hakkı yok. Dünyanın dört tarafına açılmaya çalışan iş adamlarımıza, kendi kabuğuna çekilmiş bir ülke teklif etmenin imkanı yok. Ekonomiye, eğitime, teknolojiye, sanayiye odaklanması gereken bir ülkenin, darbe senaryolarına ve hukuk skandallarına ayıracak vakti yok" dedi.

"YETKİMİZ ŞANTİYE ŞEFİ YETKİSİ DEĞİL"
Muhalefet partilerini eleştiren Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, halkın kendilerine anayasa değişikliği yapma yetkisini verdiğini ve bu yetkiyi sonuna kadar kullanacaklarını söyledi. Kendilerine verilen yetkiyi bazı kesimlerin şantiye şefi yetkisi sandıklarını savunan Bakan Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:
"Anayasaları halkın tartışması, parlamentonun tartışması kadar doğal bir şey olamaz. Ülkenin geleceğini inşa eden anayasalar elbette parlamentoda yapılacaktır. Ama bu anayasa paketi yapımı süresince 'Bu parlamento anayasa yapamaz. Parlamentonun anayasayı sıfırdan yapma yetkisi yoktur' diye sözler söylendi. Kimin yetkisi vardır, kimin? Yeni bir anayasa yapılması için Türkiye'de yeni bir darbe yapılmasını mı bekleyeceğiz? 60 ihtilali gibi, ihtilalden sonra 61 anayasası mı yapılacak? 82 anayasası gibi 80
ihtilalinden sonra yeni bir anayasa mı yapılacak? Ya da 71 muhtırası gibi büyük bir muhtıra ile hükümet devrildikten sonra parlamentoya talimatla anayasada büyük tadilatlar mı yapılacak? Parlamento ve millet anayasasında tadilat yapamayacaksa kim yapacak? Millete bu kadar haksızlık etmeye kimse cüret etmemeli, edememeli. Bu ülkenin sahibi halktır, bu ülkenin sahibi millettir. Gerektiğinde anayasasını yapar, gerektiğinde anayasasında en köklü reform ve tadilatları gerçekleştirir. Ülkenin sahibi olan millette
bu yetkiyi görmemek demokrasi anlayışı ile, hukuk anlayışı ile bağdaşmaz. Bize 'siz hükümetsiniz, bu işlerle uğraşmayın, bu işlere karışmayın' denmekte. Ne yapalım? 'Yol yapın, duble yol, baraj yapın' peki başka? 'Sulama göleti yapın, hastane yapın, sağlık ocağı, okul yapın, TOKİ vasıtasıyla konut yapın insanlar otursunlar, hızlı tren yapın, çocuklara ve öğrencilere kitapları bedava verin, tüneller yapın'. Bütün bunları yapıyoruz ama milletin bize vermiş olduğu yetki bunlarla sınırlı değil. Bunlar şantiye
şefi yetkisidir. Milletin bize verdiği yetkiyi şantiye şefi yetkisi mi zannediyorsunuz.? Millet bize gerektiğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini inşa ederken anayasasında ve kanununda köklü değişiklikler yapabilme yetkisi de vermiştir. Onun için milletin vermiş olduğu yetkiyi şantiye şefi yetkisi zannedenler büyük bir yanılgı içerisindeler. Türkiye, bugüne kadar çok zorlu yollardan geçmiş, sarp geçitleri geride bırakmıştır. Önümüzdeki anayasa değişikliği süreci, aşmamız gereken önemli geçitlerden
birisidir. Bu geçidi de aştığımız takdirde, bizi çok daha emniyetli bir yolun, çok daha güzel günlerin beklediğini düşünüyorum. Referandumda oylanacak değişiklikler, son derece acil ve gerekli ihtiyaçlarımızdır. Bu ihtiyaçları karşıladığımız takdirde normal bir ülke olma yolunda önemli bir mesafe kat etmiş olacağız. Bu ülkede normalleşmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu, anormal zamanlarda iş yapmak zorunda kalan iş dünyamız çok iyi biliyor. Bu nedenle, ben iş dünyamızın pakete sonuna kadar destek
olacağına ve hatta bu paketle yetinmeyeceğine, daha fazla hak ve özgürlük talep edeceğine inanıyorum."

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 03:58

İLGİLİ HABERLER