BAKAN ŞENER: BAĞIMSIZ KURLLARLA İLGİLİ KANUNA İHTİYAÇ VAR
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, bağımsız düzenleyici otoritelerle ilgili bir çerçeve kanununa ihtiyaç olduğunu belirterek, bu konuda hazırlıklarının sürdüğünü söyledi.
Şener, Dünya Bankası tarafından hazırlanan ''Banka Dışı Mali Kurumlar ve Sermaye Piyasası Raporu: Türkiye'' başlıklı raporun sunulması nedeniyle İMKB Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, bağımsız düzenleyici otoritelerin bir çerçeve yasasına ihtiyaçları olup olmadığının zaman zaman sorulduğunu belirtti.
Şener, ''Bizim kanaatimize göre bağımsız düzenleyici otoritelerle ilgili bir çerçeve kanununa ihtiyaç vardır ve bu konuda hazırlıklarımız devam etmektedir. Bu ihtiyaç, şu andaki bağımsız düzenleyici otoritelerle ilgili pek çok konudaki düzensizlik, ortak standartların oluşturulmamasından kaynaklanmaktadır'' dedi.
Bu düzensizlikten kurtulmak için denetimlerle ilgili ortak, makul ve kabul edilebilir bir standart ve esasın oluşturulması gerektiğini kaydeden Şener, bu kurumların demokratik bir ortamda parlamento ile ilişkilerinin nasıl olması gerektiği konusunun da ayrı bir düzenleme ihtiyacı doğurduğunu söyledi.
Şener, ''Mutlaka Parlamento ile bu bağımsız düzenleyici otoritelerin faaliyetleri arasında bir etkileşimin, bir irtibatın kurulması lazım. Bunun da sağlanması için çerçeve kanunu çıkarılmalıdır. Çerçeve kanunda bununla ilgili bir hükme yer verilmelidir'' diye konuştu.
Bağımsız kurulların üye sayıları ve üyelerin niteliklerinde de belli bir düzenin kurulması gerektiğini belirten Şener, bu kurullardaki personel ve kurul üyelerinin özlük haklarında ortak bir kriterin belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Şener, ''Şu anda özlük haklarıyla ilgili çok farklılaşma ve düzensizlik var. Kurul üyelerinin tabi olacakları mali mevzuata ilişkin de belli bir standart ve düzenlemenin olması gerekir'' dedi.
KURUL VE KURUM AYRIMI
Şener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Kurul ve kurum ayrımının belki getirilmesi lazım. Kurul üyelerinin idarenin iç işlevleriyle ilgili konuları ağırlıklı ilgi alanı olarak görmeleri durumunda, kurumun düzenleyici ve denetim fonksiyonlarının ikinci plana atılma ihtimali her zaman vardır ve uygulamada sorunlar yaşanmaktadır.
Belki, kurul üyelerinin çalışmaları belli bir esasa bağlanmalı. Çünkü şu andaki mevzuata göre kurul üyelerinin toplantılara asgari katılma zorunluluğu dahi yoktur. En azından asgari bir katılım zorunluluğunu içeren konu da çerçeve kanununa konulmalı. Diğer taraftan kurul üyeleri karar alırken kabul, red veya çekimser gibi bir tercih belirlediklerinde önemli sorunlar çıkabilir. Bence çekimser oyun olmaması lazım. Red oyu veren üyenin de hukuki gerekçelerini çok düzenli bir şekilde belirtmesi gerekir.
Başta enflasyon, borç stoğunun düşürülmesi ve istikrarlı bir büyüme trendine girmek gibi temel makro ekonomik politikaların hükümetimiz tarafından düzenli bir şekilde ortaya konulduğunu ve ekonominin düzene girdikçe, istikrar kazandıkça, enflasyon oranı düştükçe, borç stoku azaldıkça, mali piyasalarda da kurumlarda da derinliklerin artacağı ve çok daha sağlıklı bir yapıya kavuşacağı açık bir gerçektir.
Bu piyasaların işleyişi ile ilgili düzenleme ve denetlemelerin bağımsız düzenleyici otoriteler tarafından yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili ortak bir çerçeve kanuna ihtiyaç bulunduğunu düşünüyoruz.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:56