Gündem
  • 16.4.2004 12:32

BARDAKOĞLU'NDAN MİSYONERLİK UYARISI...

MÜGE TUTCALI ANKARA - Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun, ABD'deki Utah Üniversitesi'nde 21-22 Şubat 2004 tarihinde yapılan 'İslam'da Ilımlılık' konulu uluslararası konferansta İngilizce olarak sunduğu bildirinin Türkçe tercümesi yayınlandı. 'İslam'da Ilımlılık: Türkiye Tecrübesi, Diyanet'in bir Kamu Kuruluşu, Bağımsız ve Sivil Bir Kurum Olarak Misyonu ve Vizyonu' başlıklı bir bildiri sunan Bardakoğlu, son dönemlerde sıkça tartaşılan 'Ilımlı İslam' kavramını anlattı. Türkiye'nin günümüz İslam ülkeleri arasında benzersiz bir yeri olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, Türkiye'nin hem doğu hem de batının farklı kültürel ve dini geleneklerini içeren bir tarihe sahip olma ayrıcalığının olduğunu bildirdi. İslamiyet'te ılımlılıkla ilgili olarak Türkiye'nin deneyimini anlatan Bardakoğlu, ''Çağdaş Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun kalıntıları üzerine inşa edilmiştir ve imparatorluk mirasını devralmıştır. Osmanlılar 18. yüzyılda siyaset, hukuk, idare, eğitim ve kültürel alanlarda çağdaş reformlar başlatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucuları söz konusu reformları kabul etmiş ve Türk toplumunda çağdaşlaşma sürecini gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında bazı reformların kültürel kırılmaya-uyumsuzluğa neden olmasına rağmen, Türkiye'nin benzersiz kimliğini oluşturan kaynaklar ve kültürel hususlar toplumun dokusunda muhafaza edilmiştir'' ifadelerini kullandı. Türkiye'nin nüfusunun çoğunluğunun müslüman olmasına rağmen, İslam'ın bu toplumda monolitik bir din olmadığını belirten Bardakoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi: ''Müslüman nüfusun çoğunluğu gevşek bir tarzda İslam'ın Sünni yorumuna bağlıdır. Fakat İslam'ın algılanması ve uygulanması, mistik ve folklorik İslam anlayışından muhafazakar ve daha ılımlı İslam anlayışına kadar bir dizi çeşitlilik göstermektedir. Bu durum Türk toplumunun yüzyıllardır çok çeşitli kültürel akımlara maruz kalmasının sonucudur. Diyanet bu çeşitliliği tanımakta ve ılımlı, hoşgörülü bir İslam'ı teşvik etmekte ve bu İslam kavramını kucaklamaktadır''. ''TÜRKİYE DİĞER MÜSLÜMAN ÜLKELER ARASINDA İYİ BİR ÖRNEKTİR'' Bugün Türkiye'nin ılımlı, hoşgörülü ve özgün bir İslam anlayışını destekleyen bir ülke olarak iyi örnekler sunmakta olduğunu bildiren Bardakoğlu, Türkiye'de yaygın olan İslam anlayışının radikal, köktendinci veya dışlayıcı olmadığını vurguladı. Bardakoğlu, bildirisinde şunları kaydetti: ''Türk toplumunda İslam'la ilgili bu tip bir ılımlı anlayışın nedenlerinden biri, Türkiye'de demokrasinin yaklaşık 80 yıldır var olması gerçeğidir. Kuruluşundan bu yana Türkiye demokrasisini geliştirmiştir ve şimdi diğer Müslüman ülkeler arasında iyi bir örnek olarak bulunmaktadır. Türkiye'de gördüğümüz şey demokratik kültürün hoşgörüyü, katılımı, sivil toplumu ve ılımlılığı teşvik etmesidir. Diğer Müslüman ülkelerin ve toplumların da tarihteki herhangi bir dönemden daha fazla demokrasiye ihtiyaç duydukları açıktır. Bugün Müslüman dünyaya baktığımızda demokratikleşme ve devlet-din ilişkileri konusunda çok sayıda sorun görürüz. Bazı ülkelerde İslam'ın demokratik olmayan politikalar ve otoriter rejimlerin meşrulaştırılması için kullanıldığına şahit olmaktayız. Politik meşruiyet için İslam'ın yanlış kullanımı sorununa kritik bir bakış getirme zamanıdır. İslam, insan haklarını, politik katılımı, sivil girişimleri, adalet ve eşitliği teşvik etmektedir. Hiçbir zaman İslam Allah adına fikirlere baskı yapmaz. Eğer Türkiye'de ılımlı bir İslam anlayışına sahipsek bunu tüm sorunlara rağmen Türkiye'deki demokratik kültürün oluşumuna borçluyuz. Türkiye'deki İslam'la ilgili ılımlı bir anlayışın aynı zamanda farklı eğilimler, fikirler ve görüşlerin Türkiye'de ifade edilebilmesi gerçeğine de bağlı olduğunu ifade etmek isterim''. ''BUGÜN MÜSLÜMANLAR, DEMOKRATİK KÜLTÜR VE DEĞERLERİN İSLAM İLE ÇELİŞMEDİĞİNİN FARKINA VARMALIDIR'' İslam'ın yorumlanmasının gruptan gruba değişebileceğini belirten Bardakoğlu, tüm bu görüş ve yorumlara yer olduğunu, entelektüeller, alimler ve dini grupların liderlerinin İslam hakkındaki kendi görüşlerini özgürce ifade edebileceklerini ifade etti. İslam hakkında eleştirel düşünceler üzerinde bir kısıtlama olmadığını ve Türkiye'nin bu görüşlerin çeşitliliğinden gurur duyduğunu da bildiren Bardakoğlu, birçok Müslüman ülkenin bu özgür platformdan yoksun olduğuna dikkat çekti. Bazı Müslüman ülkelerde yalnızca bir düşünce ekolüne desteğin mevcut olduğunu ve karşı düşüncenin bastırılmasının bir devlet politikası haline geldiğini belirten Bardakoğlu, bildirisinde şu ifadelere yer verdi: ''Bu tip yerlerde İslam'ın farklı yorumlarını ifade etme özgürlüğü yoktur. Bu politika katı bir İslam anlayışını ve tek biçimliliği üretmektedir. Ve bu tip katı, sert hatlı yorumlama, ılımlılığı ve hoşgörüyü yok etmektedir. Dinin katı ve monolitik yorumlanması insanlara dikte edildiği takdirde, sonuçta bu fanatizme yol açabilir. Bu, bazı Müslüman ülkelerde gördüğümüz bir durumdur. Türkiye tüm görüşlere imkan vermesi bakımından büyük ölçüde farklılık arz eder. Bugün Müslümanlar demokratik kültür ve değerlerin İslam ile çelişmediğinin farkına varmalıdır. Müslüman dünyası Türkiye'nin bu alandaki başarılarına bakmalıdır. Müslüman alimler artık otoriter rejimleri ve baskıcı siyasi kültürleri desteklememelidir. Bu tarzdaki lider ve hükümetlere dini meşruiyet sağlamamalıdır. Ilımlılık aynı zamanda farklı dinlerin birlikteliğini kabulü de gerektirir. Türkiye çeşitli dini topluluk mensuplarının anayasa ile korunduğu ve Türk vatandaşı olarak görüldüğü sistemi ile bunun güzel bir örneğini sergilemektedir''. BARDAKOĞLU'NUN MİSYONERLİK TEPKİSİ Bardakoğlu, Müslüman alimlerin, İslam'ın Müslüman toplumlarda farklı din ve dini grupların varlığına karşı olmadığı fikrini geliştirmeleri gerektiğini belirterek, Müslüman olmayanlar üzerinde İslamlaştırma ya da zorla değiştirme baskısı kurulmaması gerektiğini vurguladı. Bardakoğlu sunumunda, ''İslam, herkesin kendi dininin gereklerini yerine getirmesi düşüncesini tamamen desteklemektedir. Benzer bir şekilde, Batı dünyası da Müslümanları ya da diğer dini toplulukları Hıristiyanlaştırma politikaları izlememeli, bu politikayı sürdüren kiliseleri desteklememelidir. Sosyal ve-veya ekonomik olumsuzluklar ve zor yaşam koşulları din değiştirme için araç olarak kullanılmamalıdır. Ilımlık ve aşırılık arasındaki temel farklılığın, aslında ılımlı düşünceyle ilişikli olan, tolerans olduğunu vurgulamak isterim. Yani ılımlılık 'öteki'ne hoşgörü gösterir: aşırılıkta ise 'öteki' için yer yoktur. Aşırı ya da karşıt fikirlere hoşgörü gösteremezseniz, ılımlılık, ılımlılık adına farklı bir şekildeki aşırılık haline gelecektir. Bugün, bizler sadece halihazırdaki İslam ya da diğer dinlere ilişkin anlayışımızı değil, siyaset, refah, insan hakları, cinsiyetler arasında eşitlik, küreselleşme, uluslararası ilişkiler, savaş ve çatışma da dahil olmak üzere bütün olarak hayata yaklaşımımızı ılımlılaştırmalıyız'' ifadelerine yer verdi. Türkiye'deki İslam anlayışının ılımlı bir tabiatının olduğunu belirten Bardakoğlu, demokratik kültür ve değerlerin böyle bir oluşuma katkıda bulunduğuna dikkat çekti. Bardakoğlu bildirisinde, ''İslam hakkında Türkiye'deki ılımlı anlayış ayrıca diğer dini toplulukların da din özgürlüğünden faydalanmalarını sağlamaktadır. Şu anki görünüm mükemmel olmasa da diğer müslüman ülkelerin çok ilerisindedir'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:02

İLGİLİ HABERLER