
Başbakan CHP'yi 28 Şubat ile vurdu!..
Erdoğan, CHP'den 28 Şubat davası'na müdahil almasını beklediklerini bildirdi.
TEKİRDAĞ (AA) - Sibel Ertürk Kurtoğlu/Nuray Özger - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat ile ilgili soruşturmanın, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmediğini, soruşturmanın, demokratik bir ülkede, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir sistemde olması gerektiği şekilde başladığını ve o şekilde devam ettiğini belirterek, ''12 Eylül davasına müdahil olanların, 12 Eylül'ün hesabını sormak için sıraya girenlerin, 28 Şubat konusunda, 'intikam' kelimesini telaffuz etmeleri münasebetsizliktir, talihsizliktir ve iki yüzlülüktür'' dedi.
Erdoğan, partisinin Tekirdağ'daki Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ekonomide çok büyük başarılara imza attıklarını, siyasete seviye kazandırdıklarını, yol, konut, derslik, üniversite, baraj inşa ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Ama AK Parti, en çok da demokrasiyi yeniden inşa etti, demokrasiye güç kazandırdı, milli iradeye itibarını iade etti. Bizim, bu ülkenin artık geriye gitmesine, geriye götürülmesine tahammülümüz yok. Hiç kimse, bu ülkeye yeniden ağır faturalar yükleyemez, yeniden ağır bedeller ödetemez. Herkes bilsin ki milli iradeyi ayaklar altına alan, milletin kararına saygısızlık yapanlar bunun hesabını verir ve verecektir. Aradan 15 yıl da geçse, 30 yıl da geçse milli iradeyi çiğneyenler, er ya da geç mahkeme önüne çıkar ve hukuk önünde yaptıklarının hesabını verirler. Hiç kimsenin ama hiç kimsenin bu ülkenin geleceğini karartmaya hakkı da yoktur, hukuku da yoktur. Hiç kimse, hukuk önünde imtiyazlı değildir, dokunulmaz değildir.
Bu ülkeye ağır bedeller ödetenler, bu ülkenin evlatlarına zulmedenler, gün gelir, bunun hesabını hukuk önünde verirler. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını artık herkes görmeli, herkes bunu anlamalıdır. Türkiye, artık sabah erken kalkanın darbe yapabileceği bir ülke asla ve asla değildir. AK Parti olarak biz, daha kurulurken bir şey söyledik: 'Yeter söz de karar da milletindir' dedik. 9,5 yıl boyunca bu ilkeden hiç taviz vermedik. 9,5 yıl boyunca, millet iradesini güçlendirmek için cesaretle, kararlılıkla reformlar yaptık. Çünkü biz, ödediğimiz bedelleri, gençlerin, çocukların ödemesini istemiyoruz. Biz, bizim yaşadıklarımızı, gençlerimizin yaşamasını istemiyoruz. Biz malul bir demokrasi devraldık ama gençlere, çocuklara, çok güçlü, en ileri standartlara ulaşmış bir demokrasi emanet etmek istiyoruz. Biz Türkiye'yi her alanda safralarından, her alanda prangalarından, her alanda ağırlıklarından kurtarmak istiyoruz. Türkiye'nin geçmişinde hiçbir karanlık nokta kalmasın istiyoruz. Vicdanlar yaralı kalmasın, yapanın yaptığı yanına kar kalmasın istiyoruz.''
-''CHP, müdahil olacağını açıklasın''-
Başbakan Erdoğan, 28 Şubat soruşturmasına da değinerek, şöyle konuştu:
''28 Şubat ile ilgili soruşturma, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmüyor. Bu soruşturma, demokratik bir ülkede, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir sistemde olması gerektiği şekilde başladı ve o şekilde devam ediyor. 12 Eylül'de meydanlarda 'Güçlünün hukukunu değil, hukukun güçlü olduğu bir Türkiye getireceğiz' dedik ve 'Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü ispatlayacağız' dedik. 12 Eylül davasına müdahil olanların, 12 Eylül'ün hesabını sormak için sıraya girenlerin, 28 Şubat konusunda, 'intikam' kelimesini telaffuz etmeleri münasebetsizliktir, talihsizliktir ve iki yüzlülüktür. 12 Eylül'de zarar gördüğün için 12 Eylül'le hesaplaşacaksın ama 27 Mayıs'ta, 28 Şubat'ta kazançlı çıktığın için, onlarla hukuk önünde hesaplaşılmasına intikam diyeceksin. Bu iki yüzlü siyasettir. Biz beklerdik ki, CHP de çıksın, 28 Şubat davasına müdahil olacağını açıklasın. Biz beklerdik ki, CHP de çıksın, bu soruşturmanın hayırlı olması temennisinde bulunsun, yargıya yardımcı olacaklarını açıklasın. Ama CHP bunu yapmaz, yapamaz.''
-''Bir gün içinde rüzgar gülü bile bu kadar dönmez''-
AK Parti ile ilgili kapatma davası açıldığında CHP liderinin ''Ankara'da yargıçlar varmış'' dediğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''İktidar partisi kapatılacak, düşünebiliyor musunuz, bununla ilgili bir yargı süreci var. Kalkıp diyor ki, 'Ankara'da yargı, yargıçlar varmış.' Bir lehte açıklama duymadım. İşte onların demokrasi anlayışı bu. Buradan Tekirdağ'dan söylüyorum. Hiçbir siyasi partinin kapatılmasına AK Parti olarak asla taraftar değiliz. Hangi siyasi parti olursa olsun. Bizim tezimiz şudur, gerçek kişi ile tüzel kişiyi ayıracaksın. Eğer ceza vereceksen, suçu işleyene ver, tüzel kişiliğe değil. Bir parti kapatırsın, iki parti kapatırsın, üç parti kapatırsın, devamı açılır. Artık artık bu işten, hukuk da kendini test etti.
Ben Tayyip Erdoğan olarak suç işlemişsem, cezayı bana ver. 21,5 milyon insanı cezalandırma. Çünkü partiyi kapattığın anda 21,5 milyonun partisini kapatıyorsun. Bütün bunlara, müdahaleye CHP zihniyeti çanak tuttu, ardından da müdahaleden çıkar sağlamaya çalıştı. Bunlar, millet iradesiyle, milletin tercihiyle değil, ancak ve ancak müdahaleyle iktidara gelirler. Onun için Anıtkabir'e geçerken 'ordu göreve' çağrısını yapmışlardır. Böyle siyaset olmaz, böyle siyaset yapılmaz. Genel Başkanlık başkadır, çarkçıbaşılık başkadır. Günde 5 vakit çark ediyorsun, günde 5 vakit yalan söylüyorsun. Günde 5 vakit kendisiyle çelişkiye düşen bir genel başkan, sadece Türk siyaseti için değil, Cumhuriyet Halk Partisi için de bir talihsizliktir, büyük bir kayıptır. Bakın dikkat edin. Sağına dönüyor, '27 Mayıs olmamalıydı' diyor, 'Menderes ve arkadaşlarına yazık edildi', 'Sebahattin Ali'yi CHP öldürttü' diyor. Sonra soluna dönüyor, 'geçmişimizle gurur duyuyoruz' diyor, 'geçmişimizde kara leke yok' diyor. Soluna dönüyor, 'Ben Dersimli'yim' diyor, sağına dönüyor, Dersim'in mimarlarını, Kel Ali'yi, dönemin İçişleri Bakanı Faik Öztrak'ı, diğerlerini milli kahraman ilan ediyor. Sağına dönüyor, 'CHP darbelere karşı' diyor, soluna dönüyor, Ergenekon'a sahip çıkıyor, 28 Şubat soruşturmasına 'intikam' diyor. İnanın, bir gün içinde rüzgar gülü bile bu kadar dönmez.''