BAŞBAKAN ERDOĞAN: AB KONUSUNU MGK'DA GÖRÜŞMEYİ GARİPLİK OLARAK TELAKKİ ETMİYORUZ
ALİ ULURASBA
ANKARA - TBMM Genel Kurulu'nda AB ile ilgili genel görüşme sürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genel kurul'da yaptığı konuşmada, AB ile ilgili dün yapılan MGK toplantısının tartışmalarına değindi. Erdoğan, ''MGK toplantısını öne çekenler var. Biz böyle düşünmüyoruz. Biz tam aksine AB konusunu MGK'da görüşmeyi bir gariplik olarak telakki etmiyoruz ve alınan tavsiye kararlarıdır hiçbir zaman bu Parlamento'nun çıkaracağı veya alacağı kararı MGK almayacaktır zaten. MGK'nın tüm mensupları da bu anlayışın içindedir. Ama birileri hala 'ne yapalım da buraya girme konusunda farklı bir noktaya çekelim' diyor. Boşuna uğraşmayın. Biz bir defa şunu bilen, şuna inanan bir anlayışla partimizi kurduk. Türk askeri Türk Silahlı Kuvvetleri, bir defa Türkiye'nin modernleşme sürecinin miladıdır.
Demokratikleşme sürecinin miladıdır. Dünyada askerine Mehmetçik diye bakan bir başka millet yoktur. Mehmetçik küçük Muhammed anlamında, ifade edilmiş bir yaklaşımdır. Dikkat edin biz kınayı bir evlilik merasiminde yakarız, iki evladımızı askere gönderirken yakarız. Böyle bir Anadolu terbiyesi almış milletiz. Onun için buralarda spekülatif şeyler içine girmenin anlamı yok. Böyle bir sıkıntı böyle bir dertte yok. AB ile ilgli görüşme tabii ki yapılacak. Farklı yorumlamanın anlamı yok. En geniş manada değerlendirme yapılacak en geniş manada kararı da TBMM alacak'' diye konuştu. Erdoğan'ın konuşması sürüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen'in genel görüşmenin 'CHP'yi iknaya yönelik' olup olmadığı sorusuna Erdoğan, ''Bu görüşme CHP'yi iknaya yönelik bir görüşme değil, tam aksine iktidarıyla muhalefetiyle milletemizi bilgilendirmeye yönelik bir toplantı, bir buluşma'' dedi. Öymen'in görüşmeye ilişkin 'popülizm' söylemini eleştiren Erdoğan, ''Biz istiyoruz ki, iktidarıyla muhlefetiye ortak bir bildiri olarak bunun altına imzalarımızı koyalım, sadece milletimize değil, Avrupa'ya da böyle duyuralım. CHP böyle ortak bir bildiriye de maalesef imzasını koyamadı. Yanlış bilgilere ve kalıplaşmış önyargılara dayalı söylemlerle malesef sıklıkla karşılaşıyoruz'' dedi.
Türkiye'nin modernleşmesinin ve çağdaşlaşmasının 150 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini kaydeden Erdoğan, Osmanlı'nın Avrupa'ya yüzünü döndüğünü, yine Cumhuriyet'in de kendisini Avrupalı olarak tanımladığını ifade etti.
''Bugün bu hedefe her zamankinden çok daha fazla yaklaştık'' diyen Erdoğan, ''Aralık 2004'e kadar dönemini çok iyi değerlendirmemiz ve elbirliği halinde çalışmamız gerekmektedir'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aralık 2004'e gelindiğinde bu süreç bir otomata bağlanmış süreç olmayacak. Böyle bir garanti Aralık 2004'te yok ama bizim de o ana kadar gerek uyumla ilgili gerek uygulama ile ilgili adımlarımızı atmamız lazım. Şu anda atılan adımlar uyumla ilgili. Yeterli mi? Yeterli değil. Uygulamada da bunu göstermemiz lazım. Biz hazırladık, hayır uygulamada da bunu göstereceğiz'' diye konuştu.
''AB ARAÇ''
Kararlılıkla AB yasalarının çıkarılması gerektiğini ve bunların bir teslimiyet anlayışı taşımaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ''Biz AB'ye üyeliğini bir amaç olarak değil, Türk halkını hakettiği çağdaş uyğarlık seviyesine ulaştırmak için bir araç olarak görüyoruz. Türkiye ve AB'yi birbirine bağlayan ortak siyasi ekonomik ve stratejik çıkrarlardır bizi bir araya getiren. Türkiye AB'ye tam üye olduğunda laik, dışa dönük, girişimci kimliği ve nüfusu ile stratjik kimliği ile öncü bir rol üstlenecektir. Türkiye bu suretle kendi düşünce ve çıkarlarını AB'ye yansıtacaktır'' dedi.
''AB'nin sınırları artık Balkanlar'dan, Ege'den değil, Türkiye'nin doğusundan geçecektir'' ifadelerini kullanan Erdoğan, bu sınırların Avrupa'nın ve Türkiye'nin güvenliği, stratejik ve siyasi değerleri, medeniyetler ve dinler buluşması açısından da son derece önemli sınırlar olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bir an düşünülmemesi durumunda Türkiye'nin 3. dünya ülkesi olarak bu sınırların dışında kalacağını, 300 milyonluk Avrupa medeniyetinin kenarına itileceğini, ekonomik, sosyal, siyasal, strajetik alınacak bütün kararlarda dışlanacağını söyleyen Erdoğan, bunun da nasıl bir sonuç doğuracağının ortada olduğunu belirtti. Erdoğan, ''Küreselleşme süreci içinde böyle bir sistemde bölgesel blokların dışında kalmak her ülke için potansiyel tehdit'' diye konuştu.
Gelecekte AB'nin 30 ülkeden oluşacağını belirten Erdoğan, ''AB sürekli bir istikrara da vesile olacaktır. Gelecekte 30'a yakın üye devletten oluşan AB başta AB güvenliği ve savunması olmak üzere bizi de çok yakından ilgilendiren kararlar alacaktır. Türkiye ise dışarıda kaldığı sürece 3. bir ülke olarak bunları izleme noktasında olacak bunları etkileme imkanı olmayacaktır. AB kendi bünyesinde ortak dış politikasını ve güvenilğini geliştirme noktasındadır. Türkiye'nin yalnızlık içine itilmesi hiçbir zaman tercihimiz olamaz'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğini gerçekleşmesi durumunda Ege sorununun çözümünün kolaylayacağını ve Ege'nin bir barış platformu haline geleceğini, aynı şekilde Kıbrıs'ta çözüme ulaşılacağını da belirtti.
Erdoğan, sözlerinin sonunda, ''Türkiye AB'ye hiç bu kadar yakın olmamıştır'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:04