BAŞBAKAN ERDOĞAN: ANADOLU'NUN EN ÜCRA KÖŞESİNDE HAVA OLSUN DİYE MERCEDES KULLANIRSANIZ, BEDELİNİ ÖDERSİNİZ
ZAFER ÇAKMAK
ANKARA - İller Bankası tarafından Sheraton Otel'de düzenlenen 'Yerel Yönetimler-İller Bankası Vizyonu' sempozyumunun açılışına Başbakan Erdoğan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, milletvekilleri ve bürokratlar katıldı. Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, hükümetin değişimin ve gelişimin birinci adımı olarak kamu yönetimini yeniden yapılandırma yoluna gittiğini belirterek, Türkiye'nin mevcut düzeni daha fazla taşıyacak güce ve enerjiye sahip olmadığını kaydetti. Kamu yönetimini dinamik bir yapıya kavuşturmayı amaçladıklarını belirten Erdoğan, bundan geri dönmek gibi bir niyetlerinin olmadığını kaydetti. Türkiye'nin ancak böyle bir değişim sürecini yaşaması halinde muassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefini yakalayabileceğini söyleyen Erdoğan, aksi takdirde ülkenin bazı bölgelerinde yaşanan sıkıntıları bundan sonra da görmeye devam edeceklerini dile getirdi. Türkiye gibi büyük bir ülkenin sorunlarını sadece kamu yönetimini yeniden yapılandırarak çözmenin mümkün olmadığına işaret eden Erdoğan, yerel yönetimlerin gözden geçirilmesi ihtiyacının bulunduğunu vurguladı. Yerel Yönetimler Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye için yepyeni bir dönem başlayacağına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin ağır çekim iş gören bir merkezi yapıdan kurtulacağını, Ankara'daki sağır kapıları çalarak iş görme döneminin sona ereceğini söyledi. Erdoğan, '''Bugün git, yarın gel'ler bu yasayla tarihe karışacaktır. Bunu değiştiremediğimiz sürece bu yapıdan kurtulmamız mümkün değil. Yetki ve sorumlulukları artan belediyeler, vatandaşa hizmeti rahatlıkla verebileceklerdir. Her yara kanadığı yerde iyileştirilecektir. Böylece her yaranın kangren olmasına müsaade etmeyeceğiz'' diye konuştu.
AK Parti iktidarı ile bir siyasi anlayışın da değiştiğine işaret eden Erdoğan, 'Benim partimin mensubuysa ona farklı muamele' anlayışına son verildiğini hatırlattı. Türkiye'nin bu ucube, çirkin ve adaletsiz dönemi geride bıraktığını, her belediyeye alması gereken hakkın teslim edildiği bir anlayışın işbaşına geldiğini hatırlatan Erdoğan, bunu bir görev olarak gördüklerini ve tüm belediye başkanlarına da hatırlattıklarını kaydetti. Belediyelerin İller Bankası'ndan aldığı payın yüzde 60'a çıkarılmasına rağmen personelin maaşını ödeyemeyen belediyeler bulunduğuna işaret eden Erdoğan, parayı yönetemeyen belediyeler olduğunu söyledi. Erdoğan, ''Paranın nerede, nasıl kullanılacağını bilmek gerekir. Öncelikler sıralaması yapmazsanız tabiki, personelin maaşını ödeyemezsiniz. Kamu kaynaklarını israf etmeyeceksiniz. Kalkıp Anadolunun en ücra yerinde hava olsun diye makam odasını mercedes olarak kullanırsanız, bunun bedelini bu şekilde ödersiniz. Güçlen, buna da kavuş. Altı oda değil de, üç oda yap. Ben bunları belediye olmaması gerektiği halde belediye olan yerler için konuşuyorum. Derdimiz bunları daha güçlü belediyeler haline getirmektir. Hizmetleri daha iyi hale getirmektir. Bırakalım orada güçlü muhtarlarımız olsun. Önümüzdeki politikalarda da bu var. Güçlü muhtarlıklar, güçlü muhtarlar. Onlar güçlü belediyelerin de eli ayağı olsun. Bunu başarmamız lazım. Başaracağız da'' ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin şehirlerinin adaletli bir şekilde kalkındırmadan içinde bulunduğu konumdan daha iyi konuma gelemeyeceğini belirten Erdoğan, şehirler arasındaki kalkınmışlık farkının ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Artık altyapısı, kanalizasyonu, suyu olmayan beldeler ve ilçeler görmek istemediğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin bunları başarmadan muassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamayacağını söyledi. Belediyeciliğin bir aşk, bir sevda olduğunu dile getiren Erdoğan, bu aşk olmadan bu hizmetlerin yerine getirilemeyeceğini kaydetti. Erdoğan, şehircilikte dikey yapılanmadan yatay yapılanmanın tercih edilmesi ve her şehrin kendi kültürel yapısına uygun inşa edilmesi gerektiğini anlattı. Kalkınmışlık düzeyi nispeten yüksek şehirlerin ülkenin genel kalkınmasında lokomotif rol oynadığını bildiklerini belirten Erdoğan, buna karşın kalkınmada geri kalmış şehirlere yatırımlardan daha fazla pay ayrılması gereğinin de ortada olduğunu söyledi.
Şehirleri kalkındıracak tek gücün Ankara'da olduğu düşüncesinden herkesin kurtulması gerektiğini dile getiren Erdoğan şöyle konuştu: ''Her şehrin kendi potansiyelini harekete geçirmesi gerekir. Yerel yönetimler ve özel sektörün kafa kafaya vererek ortak projeler üretmesi gerekiyor''.
Dünyada hayranlık uyandıran şehirlerin tümünün bir medeniyet çizgisi üzerinde kurulduğuna işaret eden Erdoğan, şehirlerin de insanlar gibi bir ruhu ve kimliği bulunduğunu vurguladı. Şehirlerde toplumsal dokunun muhafazası, bütün kurumların birbirine tamamlayan durumda olması gerektiğini anlatan Erdoğan, dünyanın eski bir çoğrafyasında bulunan Türkiye'de şehirlerin bu yapıya kavuşamadıklarına dikkat çekti. 'Binayı yap' demenin bir belediye başkanının görevi olmaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, önce alt yapının hazırlanması daha sonra konutların yapılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, bunu gerçekleştiren belediye başkanına Ankara'nın en güzel salonunda düzenlenecek törenle ödül verebileceklerini dile getirdi. Konuşmasının sonunda İller Bankası yöneticilerini de uyaran Erdoğan şunları söyledi:
''İller Bankası bütün belediyelerin para musluğu olarak gördüğü bir kurum olmaktan çıkmalıdır. Kurumların ağır bürokrasi üretmek yerine hizmet üretmeyi esas olması gerekmektedir. İller Bankası belediyelerin sömürerek, 'başarılıyım' dememelidir. Hizmeti fayda analizleri, kar analizleri içerisinde değerlendirmelidir. 15 yılda bir su şebekesi getirelemez. İller Bankası böyle çalışmalar içine girmesin. Bunlar 2-3 yılda yapılacak şeyler. Belediye başkanı olduğum dönemde İstanbul'a 180 kilometreden su getirdik. Bunu İller Bankası ile getirmedik. İkinci yılda kendini amorti etti. Dağları delerek yaptık bunları. Demek ki oluyor''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:19