
Başbakan yalancı, biz yalancılara güvenmeyiz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın yanlış uygulamalarla köylüyü mağdur ettiğini ileri sürerek, ''Mustafa Kemal Atatürk, 'Köylü milletin efendisidir' demiş. Allah aşkına 10 yıldaki hale bakın, köylü milletin efendisi olacak halde mi- Ellerine kelepçe vuruyorsunuz, yerde süründürüyorsunuz, biber gazı, copla müdahale ediyorsunuz. Neden- Toprağını savundu diye. Toprağını savunmak vatanını savunmaktır'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Grup toplantısına, 2-B olarak adlandırılan orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışında mağdur olduklarını belirten Antalya'dan gelen kadınlar ile çeşitli illerden kadın muhtarlarda da katıldı. Konuk kadınlar Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını milletvekillerinin koltuklarına oturarak dinlediler.
Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Anadolu'nun pek çok yerinden gelen kadınları grup salonunda görmekten büyük mutluluk duyduğunu belirterek, ''Size seçme ve seçilme hakkını veren parti CHP'dir. O nedenle bütün kadın kardeşlerime şunu söylüyorum; CHP'ye yani evinize hoşgeldiniz diyorum'' şeklinde konuştu.
CHP'nin kadınların daha fazla siyasette yer almasını istediğini ve tüzükte değişikliğe giderek cinsiyet kotası uygulamasını başlattığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, öteden beri kadın erkek eşitliğini savunduklarını vurguladı.
-''Benim umudum kadınlardır''-
Kadınların hayatın her alanında olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Kadın hayatı değiştirir, kadın dünyayı değiştirir, o nedenle diyorum ki CHP Genel Başkanı olarak benim umudum kadınlardır. Türkiye'yi de değiştireceklerdir'' dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında vefat eden sanatçı Müslüm Gürses'e rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Gürses'i ilk kez 1970'li yıllarda Adana'da şehiriçi hatlarda çalışan bir yolcu minibüsündeki teypten dinlediğini anlatan Kılıçdaroğlu, onun halktan ve mazlumdan yana değerli bir sanatçı olduğunu vurguladı. Gürses'in yaşamında büyük sıkıntılar yaşadığını da belirten Kılıçdaroğlu, onun gibi değerlerin mutlaka desteklenmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Diliyoruz, sanatçılar kendi dünyalarında özgürce, müziklerini yaparlar, yazılarını, romanlarını yazarlar ve yollarına devam ederler'' ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında toprağın ve tarımın önemine dikkati çekerek, toprağın hakkıyla işlenmesi halinde kimsenin kimseye muhtaç olmayacağını söyledi.
Türkiye'nin son 10 yılda yurtdışından ithal ettiği gıda ve tarım ürünlerinin miktarının 110 milyar dolar olduğunu, bu süre içerisinde 3 milyon hektar arazinin de tarım dışı kaldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, yerli üretimin desteklenmemesini eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, 2002 yılından bu yana tarım sektörünün girdilerinde ciddi fiyat artışlar yaşandığını belirterek, köylünün bu girdi yükü altında ezildiğini kaydetti. ''Bir de diyorlar ki 'Türkiye'de herşey güllük gülistanlık.' Güllük gülistanlıksa neden insanlar 56 otobüse binip Ankara'ya sorunlarını çözmek için geliyor-'' diye soran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tarım alanında lider ülke olmak için her imkanı bulunduğunu, tek eksiğinin ise CHP iktidarın olduğunu vurguladı.
-Kadınları kürsüye davet etti-
Grup kürsünün halkın kürsüsü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 2-B mağduru olarak salona gelen kadınlardan iki temsilciyi kürsüye davet ederek, söz verdi.
Kürsüye çıkan kadınlar atadan, babadan kalan ekip, biçtikleri topraklara 2-B nedeniyle belirlenen rayiç bedelleri ödemelerinin mümkün olmadığını dile getirerek, mağdur olduklarını söylediler ve uygulamayı eleştirdiler. Kadınlar kendilerine Antalya'dan Ankara'ya getiren CHP il başkanına teşekkür ederek, CHP'den sorunlarına çözüm bulmalarını istedi.
Kılıçdaroğlu, 2-B arazilerinin yıllardan bu yana babadan, dededen kalan ekilip, biçilen topraklar olduğunu belirterek, gelinen noktada bu toprakların devlete mi, köylüye mi ait olduğu konusunda sorun yaşandığını söyledi. CHP'nin devlet ve vatandaş arasındaki bu sorunu çözmek için 2-B arazisinin orman köylülerine bedelsiz olarak verilmesi, üzerinde ev olan, tarımla uğraşılan arazinin ise emlak vergisi değeri karşılığı verilmesini önerdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Neden CHP olarak biz böyle düşündük- Çünkü bizim bir kurucu liderimiz var; adı Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal Atatürk, 'Köylü milletin efendisidir' demiş. Allah aşkına 10 yıldaki hale bakın, köylü milletin efendisi olacak halde mi- Ellerine kelepçe vuruyorsunuz, yerde süründürüyorsunuz, biber gazı, copla müdahale ediyorsunuz. Neden- Toprağını savundu diye. Toprağını savunmak vatanını savunmaktır. Köylü toprağını savunmayacak da neyini savunacak- O toprak sizin, ananızın ak sütü kadar helaldir''
AK Parti'nin 2B arazilerine ilişkin çözümünün ise rayiç bedelin yüzde 70'inin ödenmesi şeklinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, rayiç bedelin belirlenmesinde ve köylünün bunu ödemesinde sıkıntılar yaşandığını anlattı. Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yaşanan sıkıntılar sonucunda, 2-B'ye ilişkin yasal düzenlemeyi yeniden gözden geçirme kararı aldığını ve ilgili yasanın bugün genel kurulda görüşüleceğini de aktardı.
Biz yalancılara güvenmeyiz
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2-B olarak adlandırılan orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışına ilişkin yasanın bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini anımsattı.
2-B arazilerini kullananlardan rayiç bedelin yüzde 50'sini alınacağını belirten Kılıçdaroğlu, CHP'nin, satış bedeli olarak Emlak Vergisi değerinin esas alınmasını savunacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, salonda bulunan 2-B arazisi sahiplerine, ''Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP iktidarında o arsalar size Emlak Vergisi değerinden verilecek. Yüksek bedeller ödemeyin, zaten isteseniz de ödeyemezsiniz'' diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın asıl amacının 2-B arazilerini köylünün elinden almak olduğunu iddia ederek, buna izin vermeyeceklerini vurguladı.
Toprağın işlenmesiyle bereket olacağını, çocukların besleneceğini, işsizliğin olmayacağını, ülkeye döviz geleceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sosyal devletin halkın, fakir fukaranın yanında olan devlet olduğunu söyledi.
CHP'nin her zaman 2-B arazisi sahiplerinin çıkarlarını savunacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Sonuna kadar emekten yana olanları, alın teri dökenleri, evine helal ekmek götürenleri savunacağız, kul hakkı yemeyenlerin yanında olacağız. Siz yeter ki toprağınıza sahip çıkın'' dedi.
Antalya'da 2-B protestosu yapanların kelepçelendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Toprağı işleyen ellere kelepçe vurulmaz, o eller öpülür. 'Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen adam, toprağa sahip olmanın ne olduğunu bilemez. AKP'nin saltanatını kadınlar yıkacak. Ferman AKP'ninse, tarlalar sizindir'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, İstanbul'un Esenyurt ilçesinde her türlü hukuksuzluk ve yasa dışı işlem yapıldığını iddia ederek, belediye başkanına kimsenin dokunmadığını ileri sürdü. Kulübe yaptıranların hakkında soruşturma açıldığını, devasa gökdelenler yapanları kimsenin görmediğini savunan Kılıçdaroğlu, Esenyurt'ta daire bekleyen on binlerce kişinin hakkını savunacaklarını da söyledi.
-''Sen de konuş bakalım''-
Çözüm sürecine de değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a konuşma çağrısında bulunduğunu anımsattı. Milletin, Erdoğan'ın ne düşündüğünü öğrenmek istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en utanç verici belgelerinin basında yer almasının üzerinden 6 gün geçti. Bu tutanakların basına yansımasından sonra sabırla ve ısrarla Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum; ortaklardan biri olan Abdullah Öcalan bugüne kadarki sürecini açıkladı. Sırada ortağın diğeri var. Öcalan'ın bu süreçteki ortağı Recep Tayyip Erdoğan, sen de bir konuş bakalım; sen ne diyorsun- Tayyip Erdoğan, ısrarla, 'konuşmayacağım' diyor. Bugün de grupta diyor ki 'Ben konuşmayacağım, kimse konuşmasın' diyor. Kim konuşacak- Abdullah Öcalan.
Millet kendi kaderi üzerine yapılan pazarlık ve anlaşmaları terör örgütü liderinin ağzından öğrenmek gibi bir zillete mahkum edildi. Tayyip Erdoğan, olayın iç yüzüyle ilgili en küçük açıklama yapmış değil. Söylediği tek şey var: 'Bana güvenin'. Bu talebi, Tayyip Erdoğan'ın milletimizden şu ana kadar talep ettiği en orantısız taleptir.
Tayyip Erdoğan, Abdullah Öcalan ile senelerdir sürdürdüğü görüşmeler konusunda bugüne kadar tümüyle millete yalan söylemiştir. Diyor ki 'Ben size bilgi vermeyeceğim ama siz bana güvenin'. Böyle bir şey olur mu- Açıkça söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan biz sana güvenmiyoruz çünkü biz yalancılara güvenmeyiz. Senin sicilin bozuk. 'Görüşüyorsun' dedik, kalktın bizi şerefsizlikle suçladın.''
Kılıçdaroğlu, milletin doğru haber alması için basın özgürlüğünün çok önemli olduğunun altını çizerek, Antalyalı kadınların Türkiye'nin diğer yerlerindeki kadınların desteğini bu yolla alabileceğini ifade etti.
Grup Toplantısı'na katılan kadın muhtarlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Onların da hakları ellerinden alındı. Size de sahip çıkacağız'' dedi.