
Başbakan'dan dinleme açıklaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmasıyla ilgili, ''Arkadaşlarıma şunu söyledim; dedim ki, burada bizim yapacağımız tek şey var, biz nitekim, bu akşam Meclis Başkanıma da bunu özellikle istirham ettim, burada bir makul süre verelim, bunun takdirini siz yapın, bu makul sürede bu iş bitirilmeli. Bitti bitti, bitmediği takdirde artık biz ne Meclisin gündemini bununla işgal edebiliriz, ne de bu komisyon bu kadar sulandırılmış bir şekilde devam etmemeli'' dedi.
Başbakan Erdoğan, canlı yayınlanan TRT 1 - TRT Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ofisinin dinlenmesiyle ilgili ''Taramaya neden ihtiyaç duyulduğu ve bunu kimin yapmış olabileceği-'' sorusu üzerine Erdoğan, bu tür aramaların belirli aralıklarla Başbakanlık ofislerinde, Resmi Konut'ta, kendi ofisinde ve evinde yapıldığını söyledi.
Erdoğan, ''Bunlar bu güne kadar bizim rastladığımız şeyler değildi. O zaman da yine bir tür arama esnasında bunlar bulunuyor ve bulunduktan sonra da biz aslında bunun af ederseniz yaygarasını yapmanın şeyine girmedik. Zaten 'savcılık burada yapılması gereken neyse yapar. Süreç zaten o şekilde akıp gidiyor, ama bizim de kalkıp bunu gündeme taşımamızın bir anlamı yok' dedik'' diye konuştu.
Bunun medya grupları tarafından da bilindiğini ifade eden Erdoğan, ''Bu son dönemde artık bu soru bize sorulunca biz bunu bu şekilde cevaplamak durumunda kaldık. Bu arada da tabii ister istemez ben Başbakanlık Teftiş Kurulu olarak da bu konuyla ilgili bir incelemeyi yine ilgili istihbarat birimleriyle görüşmek suretiyle tabii başlatmak durumunda kaldım. Süreç şu anda bu şekilde akıp gidiyor. Bundan ötesi artık yargıyla ilgili bir süreç, onun için de bunu daha fazla abartmayı da ben doğru bulmuyorum. Ama şimdi ana muhalefet partisi tabii burada bu işin üzerine biraz kendisi ısrarla gidiyor. Kendisinde bir şey olmadığı halde niye böyle bir şeyin üzerine ısrarla gidiyor onu da anlamıyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de böyle bir şeyin Başbakanın ofisinde olmasının çok önemli bir olay olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu tür böcekler denilen olayları yapanlar, bunu bir çok yollarla yapıyorlar, yaparlar. Bu Rusya'sında da olur, Amerika'sında da olur, Çin'inde de olur, her yerinde olur. Yani bunun için özel dışarıdan birileri gelip bunu zaten yapmıyor. Yaparlarsa bu işleri tarih boyunca da bilirsiniz, siyasi tarih bunun çok açık, net örnekleriyle de doludur, en yakınınızdakilerle yaparlar. Burada da bunun araştırması vesairesi hepsi yapılıyor, yapıldıktan sonra bunu kim yapmıştır, eğer ulaşılabilirse neticeye bunu tabii bulacaklardır. Ama artık şunu görmemiz lazım; gelişen bu teknoloji içerisinde bakıyorsunuz bir mercimek tanesi kadar bir teknolojik unsurla bu işi yapabiliyorlar. Bunu takip edeyim, göreyim yakalayayım tabii bunlar çok zor.''
''Çok cesur bir girişim, siz de böyle değerlendirmiyor musunuz-'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Şüphesiz tabii ama bu tür adımları atanlar zaten o cesaretin sahibi olduğu için bu tür adımı atıyor veya onlara bu işi verenler bu siparişi verenler bunun bilinci içerisinde bunu veriyorlar'' dedi.
Başbakanlığının ilk yıllarında da dinlendiğini söylediğini ve eleştiri aldığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Vaka bu dinleniyoruz. Malum bir gazete var biliyorsunuz sürekli onları söylüyordu. Normal bir konuşmanızı dahi bakıyorsunuz çok büyük bir mal bulmuş gibi manşetinde verdi. Bu gazetenin ne sahibi bellidir, ne mal varlığı vardır, ne şusu vardır ne busu vardır, yargıdan, şuradan, buradan, her yerden kaçar. Her şeyi ispat ettiğiniz zaman da bunun karşılığında bir cezai müeyyidesi, yaptırımı geldiğinde de bunun bedelini ona ödetemezsiniz. Halbuki bunlar bedel ödemeyi biraz görseler ondan sonra da herhalde bu işlere tevessül etmeyeceklerdir diye düşünüyorum ama bunlar geçen de söylediğim gibi bir programda maalesef oluyor, bunu minimize etmek asgariye düşürmek bana göre başarıdaki en önemli unsurdur diye düşünüyorum.''
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı MHP yöneticilerinin internette görüntülerinin ve Oslo görüşmeleriyle ilgili haberlerin yayınlandığı anımsatılarak, ''Siyaseti dizayn etmeye çalışan odakların bulunup bulunmadığı'' sorusu üzerine Erdoğan, derin devletin, devletin resmi, legal yapılanmasına karşı, resmi olmayan illegal bir yapılanmanın adı olduğunu söyledi.
Bu illegal yapılanmanın, legal yapılanların karşısında bazı şeyleri illegal yapmanın gayreti içinde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, Baykal ile ilgili görüntülerin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a verdiği talimat üzerine TİB'in devreye sokularak durdurulduğunu, MHP'liler ile ilgili görüntüler için de aynı duyarlılıkla hareket edildiğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şu andaki durum dediğim gibi bunun da bir yıllık mazisi var. Ama telefon olarak olanlar zaten legal, illegal bunlar yapılıyor. Her şeyden önce bir şeyi görmemiz lazım. Bütün bunlar kiminle oluyor- İnsanla oluyor. Olay bir ahlaki erozyonun aslında neticesi. Yani bunu şu yapar bu yapmaz gibi bir şeyin iddiasında değilim. Ahlaki yönden nasibini almamış herkes bunu yapar. Bir hukuk devletinin içerisinde biz sadece şunu savunuruz, biz yasa dışı dinlemelerin tamamına karşıyız ve bunun için de tedbirlerimizi geliştiririz. Eğer biz TİB'i kurduysak bunun için kurduk. Eğer şu anda istihbarat teşkilatımız daha güçlü bir hale geldiyse ki daha güçlüdür mesela biz şu anda GES'i biliyorsunuz MİT ile bütünleştirdik, neydi bu yıllar yılı işte askeri istihbarat olmamalı şudur budur deniliyordu biz de makuldür dedik ve Genelkurmay ile bu görüşmeleri yaptık sağ olsunlar hepsi zaten bu planlaması yapıldıktan sonra GES tamamıyla MİT'e devredildi. Şimdiyse tamamıyla bir ortak havuz haline getiriliyor. Yani emniyet istihbarat da, GES zaten orada olduğu için orası da müşterek çalışıyor oradan pas ediliyor. Bunlar aynı zamanda TİB'de de toplanıyor.''
-''Teknolojinin yapısı bu''-
Böyle bir süreçte yetkililerin ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini bildiren Erdoğan, ''Fakat yüksek teknolojinin egemen olduğu bir sürecin içerisinde bugün kimse zan altında olmasın ama siz Turkcell ile de her yeri dinlersiniz, Vodafone ile de dinlersiniz, Telekom ile de dinlersiniz, bütün bu sistemle dinlersiniz. Olur mu öyle şey- Olur mu öyle şey değil yani bu teknolojinin yapısı bu. İstediği zaman bunu yapar onun için Telekomu özelleştirirken ne diyordu yazılı görsel medya, köşe yazarları filan- Bakın bu çok stratejiktir, şimdi bu yapılıyor ama arkasından bu gelebilir. Ama o zaman Turkcell vardı. Turkcell vardı da ona böyle bir şey söylemiyorsun da Telekomda özelleştirme yapılırken niye bundan rahatsız oluyorsun- Yani öyle de olsa böyle de olsa bunlar Vodafone ile yapar, Turkcell ile yapar, Telekom ile hepsiyle yapabilirler. Bütün mesele insan unsurumuzun ahlaki noktada gerçekten bu değer yargılarına saygılı olmasıdır.''
Erdoğan, bunlara karşı denetimin de yapıldığını cezai müeyyideler de uygulandığını belirtti.
-YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI-
''2013'de yeni anayasa görebilecek miyiz- Hala umudunuz var mı-'' sorusu üzerine de Erdoğan, yılın son günlerine gelindiğini, 2012 için umutlarının bittiğini söyledi.
''Gönlümüz bunun bitirilmesini arzu ederdi'' diyen Erdoğan, bunun gereği olarak 325 milletvekiline sahip olmalarına rağmen, uzlaşma komisyonunda bütün siyasi partilerin eşit olarak yer aldığına dikkati çekti.
Erdoğan, ''Bu nedir- Yani biz üzüm yiyelim, bizim bağcıyla işimiz yok, eşit üye olsun dedik. Ana muhalefet de aynı üyeye sahip olsun, MHP de, BDP de, hepsi üçer üye 9 kişi'' dedi.
O gün bugündür çalışma yapıldığını, gelinen noktada takılınan yerin Başkanlık Sistemi olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Herkes yeni anayasa için tez ileri sürüyor. Bizim de böyle bir tezimiz var. Kabul edersiniz veya etmezsiniz. Zaten bu uzlaşma komisyonu bir karar merci değil. Sonunda karar merci komisyon artı genel kuruldur. Burası verecek. Hatta hatta ondan sonra belki bir referanduma halka gidilecektir. Nihai kararı millet verecek. Niye bunun için telaş ediyorsun-'' diye konuştu.
Önce tablonun ortaya konulması gerektiğini belirten Erdoğan, şunları belirtti:
''Öyle enteresan bir şey var ki, niye yürütmeye bu kadar takılıyorsunuz ki- Önce gelin şu yasama, yargı bu işi bir halledelim. Ondan sonra başkanlığa mı takıldınız, başkanlığı koyun bir kenara, diğerlerini şöyle bir yürüyelim, onları bitirelim. Onlar şöyle önümüzde bir neticeye orada kavuşalım. Onu hallettikten sonra de en son yürütmeyle ilgili bir noktada mı kaldık, onu tartışalım, onu müzakere edelim. Arkadaşlarıma şunu söyledim; dedim ki, burada bizim yapacağımız tek şey var, biz nitekim, bu akşam Meclis Başkanıma da bunu özellikle istirham ettim, burada bir makul süre verelim, bunun takdirini siz yapın, bu makul sürede bu iş bitirilmeli. Bitti bitti, bitmediği takdirde artık biz ne Meclisin gündemini bununla işgal edebiliriz, ne de bu komisyon bu kadar sulandırılmış bir şekilde devam etmemeli. Onun için kendileri bir makul süre takdir edecekler. Bu makul süre ne kadar olur onu bilmiyorum, temenni ederim ki başkanımızın verdiği bu süre içerisinde arkadaşlar yoğun bir çalışma içerisine girmek suretiyle bu işi bitirirler.''
-''Türkiye anayasa yapmakta deneyimli bir ülke''-
Türkiye'nin anayasa yapmakta deneyimli bir ülke olduğunu, bazı ülkelerde 6 ayda anayasa yapıldığını vurgulayan Erdoğan, şunlara dikkati çekti:
''Biz ise bu kadar deneyimli bir ülke olmamıza rağmen, şu anda 1 yılı doldurduk anayasamızı yapamıyoruz ve bu insanlar bizlerden anayasa konusunda destek isteyen, yardım isteyen ülkeler. Onlara da bu destekleri biz verdik, veriyoruz. Şimdi ben halimize acıyorum. Yani yazıklar olsun bize ki diyorum biz şurada 4 tane siyasi parti oraya geliyoruz, biz elimizden gelen burada feragati gösteriyoruz, 325 milletvekiliyle biz 3 kişi temsil yetkisi veriyoruz, onu alıyoruz, yani asli komisyonlardaki yetkiyi istemedik biz. Biliyorsunuz asli komisyonlarda sayınız neyse parlamentoda onun karşılığında temsil edilirsiniz. Ama biz bu uzlaşma komisyonunda bunu aramadık.''
Her partiden üçer kişinin uzlaşma komisyonunda yer almasının bir iyi niyet göstergesi olduğunun altını çizen Erdoğan, ''Dedik ki şunu çalışalım bitirelim. Anlaşamadığımız yerleri kenara koyalım, anlaştığımız yerlerde yola devam edelim ve bir an önce netice alalım. Alamadık'' diye konuştu.
''Bu makul süre sonunda uzlaşma çıkmazsa bitecek mi süreç tamamen- AK Parti tek başına mı devam edecek bu sürece-'' sorusuna ise Erdoğan şu yanıtı verdi:
''Ben daha önce bir şey söylemiştim, eğer burada bizim diyelim ki uyum sağlayabileceğimiz bir siyasi parti olursa parlamento içinde anayasa değiştirme gücüne sahip sayıya sahip olmak suretiyle biz onlarla oturur bunu yaparız. Yani illa kapanır diye bir şey yok. Ama yeter ki biz beraber bu işi yaparız desinler. Otursun arkadaşlarımız çalışsınlar gene bunu yaparız. Fakat bunların hiçbirisi olmuyor bu Türkiye'nin kıyameti değildir.''
26 maddelik anayasa paketini referanduma götürdüklerini anımsatan Erdoğan, ''Şimdi burada tabii elimizde AK Parti olarak bir 330 yok. Yani böyle bir 330 elimizde olmuş olsa açık söylüyorum, bu akşam onu da söyleyeyim, olur veya olmaz, biz biliyorsunuz daha önce bir anayasa çalışması yaptık. Bu anayasa çalışmasını arkadaşlarıma dün akşam söyledim, yeniden ele alalım, yeni anayasa çalışmasını yine yapalım, hazır hale getirelim, gerekirse öyle bir zamanlama yaparız ki biz bunu Meclise de sunarız, Meclisin gündeminde de böyle bir anayasa olur. Bu AK Parti'nin bir anayasa teklifi olarak orada olur'' diye konuştu.
ULUDERE'DE KASDA MAHSUS BİR ŞEY OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM, ÖRGÜTLERİN MALZEMESİ OLMAYIN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 34 kişinin öldüğünü Uludere olayıyla ilgili olarak, "Ben burada kasda mahsus birşey olduğunu asla düşünmüyorum. Benim Uludereli kardeşlerime söyleyeceğim şey, lütfen bazı böyle ucu bucağı belli olmayan örgütlerin oyununa gelmeyin" diye konuştu.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, geçen yıl Şırnak'ın Uludere ilçesindeki olayda hayatını kaybeden 34 kişinin yakınlarına seslendi. Olayda bir kasıt olduğunu düşünmediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ailelerin yasadışı örgütlerin oyununa gelmemesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Ben burada kasda mahsus birşey olduğunu asla düşünmüyorum. Çünkü bütün ilgililerle başta Genelkurmay Başkanı’m olmak üzere, onlarla hep konuştum. Hepsi bu üzüntünün içindeler. Burada hata olmuş olabilir. Onun burada teenni şart. Benim Uludereli kardeşlerime söyleyeceğim şey, lütfen bazı böyle ucu bucağı belli olmayan örgütlerin oyununa gelmeyin. Bu örgütlerin oyununa gelip de, bunlar böyle alıyorlar, parlamentoda gezdiriyorlar, buralara getiriyorlar, bunlar bence onların oyuncağı olmaması lazım. Onların malzemesi olmaması lazım. Şu anda yargı mekanizması çalışıyor. Bu yargı mekanizmasının kararının beklenmesi lazım. Niçin bu istismarcıların oyununa geliyorsunuz."
ODTÜ ÖĞRENCİLERİ İLE SORUNUMUZ YOK, ODTÜ YÖNETİMİNDE ACZİYET VAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ODTÜ olaylarıyla ilgili olarak, üniversiteyle yada orada okuyan öğrencilerle bir sorunu olmadığına dikkat çekerken, "Problem buradaki yönetimin sakat zihniyetiyledir. Burada yönetimde bir acziyet var" diye konuştu. Başbakan Erdoğan yaşanan olaylarla ilgili olarakta hocaların bu konuda tavırlarını net olarak ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ODTÜ olaylarıyla ilgili olarak okul yönetimini hedef aldı. Okul yada öğrencilerle bir sorunu olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: "Bizim orada ODTÜ’nün samimi o yavrularla ilgili bizim problemimiz yok. Orta Doğu Teknik Üniversite ile de bizim sorunumuz yok. Problem buradaki yönetimin sakat zihniyetiyledir. Burada yönetimde bir acziyet var. Acziyetini kabul edeceksin. Eğer öğrencilerinin içerisinde orada faşizan baskı uygulayan öğrenciler varsa okulu terörize eden gruplar varsa bu gruplara karşı bir defa okul yönetiminin elinde olan disiplin kuralları var, bunları işletmesi lazım. Önce kalkar bir hafta uzaklaştır. Tekrar mı yaptı, 15 gün, tekrar mı yaptı, tamamen uzaklaştır. Bunları başkalarına yaptılar. Başörtülü kızlarımıza yaptılar bunu."
HOCALARDAN TAVIRLARINI ÇOK NET ORTAYA KOYMALARINI BEKLERİM
ODTÜ'de yaşanan olaylarda eylemcilerden yana tavır alanları anlayamadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bilim adına siz bunu nasıl savunursunuz? Benim hocalarım bana böyle bişey öğretmedi, ama şimdi demek ki şimdi bazı hocalarımızın böyle anlayışları var. ‘Öğrenci böyle yetiştilir’ diyor demek ki bazıları. Ama ben gerçek manada eli öpülesi hocalarımızdan bu noktada tavırlarını çok net ortaya koymalarını beklerim" dedi.
Güncellenme Tarihi : 21.3.2016 12:54