
"Başbakan'ın Parlamentonun nasıl çalıştığından haberi yok"
HAKAN ÇAL
AKSARAY (İHA) - Ağaçlı Tesisleri'nde CHP Aksaray İl Teşkilatı ve partililer tarafından karşılanan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin, yeni anayasa çalışmalarında iktidar ve muhalefet arasında uzlaşma olup olmayacağı konusundaki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde pek çok konuda uzlaşma ile yasaların geçtiğini belirterek, "TBMM'de hiç uzlaşma olmadı diye bir şey söz konusu değil. Pek çok konuda uzlaşma ile pek çok yasa geçti. Yani sayın Başbakan hiç uzlaşma olmadı derken doğruları söylemiyor. Çünkü Başbakanın parlamentonun nasıl çalıştığından haberi yok, parlamentoya gelmediği için. Grup başkan vekilleri niye bir araya gelirler, neden konuşurlar, hangi konularda uzlaşırlar, uzlaşma nerelerde sağlandı, nerelerde uzlaşma sağlanmadı. Bunları Başbakan bilmiyor. Zaten sorunumuz da o. Parlamentonun çalışma tarzını, çalışma yöntemini bilmiyor sayın Başbakan" dedi.
Anayasa değişikliği konusunda seçimlerde halka söz verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerinin arkasında olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: ''Daha çağdaş, daha özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var demiştik. O sözümüzün arkasındayız. Daha önce parlamentonun bir geleneği vardır, Anayasa değişiklikleri uzlaşma komisyonunda görüşülür, uzlaşma komisyonunun kendine özgü kuralları vardır. Biz de bu uzlaşma komisyonuna 3 arkadaşımızı görevlendirdik, çalışıyorlar. Bir sorunumuz yok" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin eğitimde 4+4+4 modelini nasıl değerlendirdiklerini sorması üzerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi geriye götürecek olan bir modeldir. 4. sınıftan itibaren hangi çocuk kendi geleceğini tespitinde bağımsız kararlar alabilir. Liseyi bitirenler bile gelip soruyorlar ya acaba biz hangi bölümü seçsek, hangi üniversiteyi tercih etsek, hangisinde başarılı oluruz diye. Bu tercihleri yapmakta bile zorlanıyorlar. Biz ilköğretim 4. sınıfından itibaren çocuğa tercih yaptıracağız. Akıl var mantık var. Bu, önce eğitim komisyonlarında, milli eğitim şurasında görüşülsün, tartışılsın ve bu konuda sivil toplum kuruluşları, üniversitelerin eğitim fakülteleri bütün bunlar otursunlar, konuşsunlar, tartışsınlar. Doğrusu ne ise karar versinler. Biz kararın gereğini yapalım. Dünya uygulamalarına baksınlar, bütün bunların hepsini söyledik. Ama hayır ben bildiğimi okurum. Hükümet teklifi bile değil. Bakın hükümet tasarısı değil. Bakanlar Kurulu'ndan geçmemiş. Bakanlar Kurulu'nda tartışılmamış. Kalkınma
planlarında yok. Milli Eğitim Şuralarında görüşülmemiş, tartışılmamış. Milli Eğitim Bakanlığı'nda bile tartışılmamış. Teklifi kim veriyor, eğitimciler vermiyor. İşin garip taraflarına bakın. O kadar garabet üst üste geldi ki, oturulacak, tartışılacak. Arkadaşlarımız komisyonda bu teklifin ne kadar zararlı olduğunu, Milli Eğitim açısından ciddi sakıncalar doğurduğunu anlatıyorlar. Bizim anlatımlarımıza tahammül edemiyorlar. Komisyonu basıyorlar işgal ediyorlar. Tartışılmadan 20 madde 20 dakikada geçiyor.
Böyle şey olmaz. Bu doğru değil. Doğrusu demokrasidir, doğrusu özgürlüktür, doğrusu düşüncelerin özgürce ifade edilmesidir. Baskıyla, şiddetle bir yere varılamaz. İktidar gücüyle baskıyı birleştirirseniz onun adı farklıdır. O demokrasi değildir. Son günlerde olan da odur. İktidar gücü ile kaba güç beraber olmuştur. İktidar gücüyle kaba gücün beraber olması demokrasiyi doğurmaz, demokrasiyi öldürür. Anayasa komisyonu görüşmelerini sürdürüyor. Zaten kararların oy birliği ile alınması lazım. Oy birliği
olmazsa zaten o madde erteleniyor. Dolayısı ile o komisyondan sağlıklı yürüyeceğine inanıyorum'' diye konuştu.
Sivas davası ile ilgili sorulan bir soruya da cevap veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''İnsanların rejimi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, hiç kimsenin, hiçbir toplumun, hiçbir grubun, hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir olay. Bir insanlık dramıdır, bir katliam yaşanmıştır. O katliamın sorumlularının yakalanması ve yargılanması gerekiyor. Olması gereken budur'' dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra partililer tarafından Aksaray'dan uğurlandı.