Ekşi, yaptığı yazılı açıklamada, medya kuruluşları da dahil Uzan
grubuna ait şirketlere el konulması işlemine ilişkin olarak
yetkilileri uyardı.
Bu işlem ''kamu çıkarlarını korumak'' amacıyla ve ''demokrasinin
gereklerine, hukukun üstünlüğüne saygı göstererek'' yapıldığı sürece
Basın Konseyi'ni ilgilendiren bir durum bulunmadığına işaret eden
Ekşi, ancak yapılanların gazetecileri ve Basın Konseyi'ni ilgilendiren
boyutlara sahip olduğunu belirtti.
Ekşi, açıklamasında şunları kaydetti:
''El koyma işlemi sırf alacakların tahsili maksadıyla yapılsaydı,
toplam 50 milyar doları bulan aynı tür alacaklar nedeniyle de aynı
işlemin yapılması gerekirdi.
Bu ayrımcılık, işlemin gerisinde sadece 'muhalif bir sesi boğma
amacının değil, o sesi siyasi iktidarın borazanı haline dönüştürme'
planının da yattığını göstermektedir. Hazine'ye aynı şekilde borcu olan diğer medya sahiplerine 'bizi desteklemezseniz başınıza neler geleceğini görün' mesajı verilmektedir. Bu çok vahim bir tehdit, hatta şantajdır.
Yanlış anlaşılmamak için belirtelim:
Kanımızca bir insanın medya organına sahip olması, onu dokunulmaz
hale getiremez. Tam tersine medya organları sahipleri de diğer
bireyler gibi 'hatta onlardan önce' her türlü yükümlülüklerini yerine
getirmelidir. Getirmeyenlerin yakasına yapışmak, yasa
uygulayıcılarının görevidir.
Ancak yasaların uygulanması, örneğin 'alacakların tahsili'
gerekçesiyle medya organlarının kendi görüşlerini özgürce ifade
etmeleri engellenmemelidir. Çünkü kamunun buradaki çıkarı, Hazine'nin alacağından önemlidir. O yüzden yasaları uygulayanlar, demokrasiye ve hukuk devletine saygılı olduklarını, ancak bu konuda duyarlı ve dürüst davranırlarsa gösterebilirler. Bu onların lütfu değil, görevidir.
Bugün ülkemizde çok sayıda medya grubu aynı tehdit altında
olduğuna göre, Hazine'nin 'alacaklarını tahsil' bahanesiyle basını
toptan susturması ihtimali söz konusudur. Tehlikenin azameti, bu
gerçek içinde yatmaktadır.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:38