Medya
  • 2.11.2005 10:21

'BASINA SANSÜR' TARTIŞMALARI...

'Her yönden tutarsız'

GALATASARAY Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar: "Haberlerle ilgili olarak ne Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), ne Türk Ceza Kanunu (TCK), ne Basın Kanunu'nun hükümlerine göre yayın yasağı konulamaz. Bu, hem belirtilen maddelerin felsefesine, hem de 2 yıldan beri yürürlükte olan Bilgi Edinme Kanunu'nun genel ilkelerine aykırıdır. Toplum televizyon ve basının duyarlılığı ile daha önce bilmediği bir konuyu öğrenmiştir. Bunun üstünü örtmek hiçbir kazanç sağlamayacaktır."

'Anayasa'ya aykırı'

İSTANBUL Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Yurtcan: "Anayasa'nın 28. maddesi 'Olaylarla ilgili yayım yasağı konamaz' der. Toplumda yaşanan olayları bilmek herkesin hakkıdır, hukuk buradan hareket eder, malum sınırlamaları sonra getirir. Bunun yürütülen soruşturmasının gizliliğiyle ilgili bir yönü yok ki. Mahkemenin yasaklama kararı Anayasa'ya aykırıdır. Bu mantıkla bakılırsa, ceza soruşturmasına neden olan bütün olaylar hakkında yayın yasağı koymak gerekir."

'Sansürü çağrıştırıyor'

İSTANBUL Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer: "Belirlenen sınırlar içerisinde haber vermek, TCK'nın yasaklama hükümleri kapsamına alınamaz. Hemen her gün suç teşkil eden olaylarla ilgili haberler verilmektedir. Bunlar haber verme hakkı kapsamındadır. Çocuklara yönelik şiddet, kötü muamele, cinsel istismar gibi olayların haber konusu yapılması hem bir haktır, hem de görevdir. Haber vermeyi yasaklamak söz konusu olmamalı. Sansürü çağrıştıran bir karardır. Genel yayın yasağı koymak Anayasamıza göre mümkün değil."

'Yargılamayı etkilemez'

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç: "Daha önce de verilen benzer kararlar Anayasa'ya aykırı olduğu için iptal edildi. Anayasa'nın 28. maddesine göre, olaylar hakkında yayım yasağı konulamaz. İlk soruşturmanın gizliliği zaten yasalarda belirtilmiş. İlk soruşturmayı ihlal eden yayınlar varsa, zaten dava açılması gerekiyor. Yargılamayı etkilemenin koşulları oluşmuş değil. Herhangi bir gazetenin itirazı, kararı bir üst mahkemeye taşır. Yönetim kurulu kararına bağlı olarak cemiyet olarak bu itirazı biz de yapabiliriz."

'Saklamak için mi?'

ÇOCUK Hakları Koalisyonu'nun kurucusu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Polat: "Çocukların afişe edilmiş olması ve sürekli gündeme gelmeleri açısından bakıldığında haklı bir gerekçe gibi görünebilir. Yasağı, haber yapılırken çocukların gösterilmemesi şeklinde düzenlemek daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Konuyu kamuoyunun dikkatinden kaçırmak için yapılmış bir kararsa, büyük bir talihsizlik."

Hükümet tasarısında 'müfettiş' yok

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hazırlanan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu Taslağı, her türlü taciz, şiddet, personel yetersizliği gibi konuları denetleyen Teftiş Kurulu Başkanlığı'nı ortadan kaldırmayı öngörüyor. Taslağa göre, müfettişlik yerine, uzman personelle inceleme yapması hedeflenen Sosyal Hizmetler Rehberlik ve Denetim Daire Başkanlığı kurulacak.
Taslak metinde, SHÇEK çatısı altında devlet eliyle yürütülen her türlü sosyal hizmet ve kimsesiz çocuk bakımını özel sektöre devredecek yasal altyapı da hazırlanıyor. SHÇEK, taslaktaki 49. madde ile ister kamu, ister özel sektörce açılacak sosyal hizmet kuruluşlarına açılış izni vermekle yükümlü makama dönüştürülüyor. Sosyal hizmet kuruluşu açma yetkisini yerel yönetimlere devredebilmek amacıyla taslakta, SHÇEK yerine "kamu kurumları" genel ifadesi kullanılıyor. SHÇEK, bir koordinasyon kurumu haline dönüştürülüyor.

Ayda 2 asgari ücret
SHÇEK'nın öncelikli hizmet sunduğu engelliler için de özel sektör yolu açılıyor. SHÇEK özel sektörce engellilere sunulacak bakım hizmeti karşılığında ödeme yapmakla yükümlü bir kurum haline getiriliyor. SHÇEK'nın bakıma muhtaç engelliye sunulacak hizmet karşılığında özel sektöre veya belediyelere her ay kişi başına en fazla 2 aylık net asgari ücret ödemesi öngörülüyor.

Elkatmış ve heyeti hastaneye gitmemiş

MALATYA'DA 3 gün inceleme yapan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, devlet hastanesine gitmediklerini söyledi. Elkatmış, Malatya'dan ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında, "Tüm bilgi ve belgelere ulaştık. Bütün kayıtları aldık" demişti. Ancak 3 milletvekilinden oluşan heyetin, kötü muamele görüntülerinin ardından düzenlenen adli tıp kurumu raporunun yanısıra geçen ayki muayeneyle ilgili kayıtları da araştırmadığı ortaya çıktı. Elkatmış, dün Milliyet'in sorusu üzerine, "Birşey diyecek durumda değilim" dedi. Elkatmış, devlet hastanesine gitmediklerini, eski muyane kayıtlarından haberdar olmadığını söylemekle yetindi.

Özgürlük Malatya'da son buldu

Ankara 4. Asliye'den basına özgürlük

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, skandalın açığa çıkmasından bir gün sonra, yayın yasağı konulmasını talep etti. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, talebi 27 Ekim'de karara bağladı. "SHÇEK'nın Cumhuriyet'in önemli kurumlarından olduğu, bir-iki şahsın gerçekleştirdiği hadiselerin kuruma mal edilemeyeceği" belirtilen kararda, "bir başka önemli değerin de basın özgürlüğü olduğu" ifade edildi. Kararda, "basının doğru olmak kaydıyla her türlü haberi yayımlama hakkı bulunduğu" vurgulandı. Yuva haberinin yayımlanmasına engel olmanın "basın hürriyeti ile bağdaşmayacağı"nın belirtildiği kararda, "Bu tür yayınlar genel müdürlüğün küçük düşürülmesi için değil, aksine kurumun ilke ve kurallarına uygun hareket etmeyen münferit şahısların ortaya çıkması için önemli bir faktördür" denildi. Mahkeme, bu görüşlerle yayın yasağı talebini reddetti, ancak haberlerde çocukların deşifre edilmemesini ve görüntülerin geç saatlerde yayımlanmasını istedi.

Malatya Sulh Ceza'dan yasak...
<ı>ANKARA Milliyet
Ankara'daki mahkemenin kararından 4 gün sonra Malatya'dan yasak geldi. Malatya Savcılığı'nın yayın yasağı talebini değerlendiren Malatya Sulh Ceza Mahkemesi, önceki gün "görsel ve işitsel yayın organlarında konuya ilişkin yayınların sürmesinin soruşturmanın gizliliğini ve selametini etkilediği" gerekçesiyle "yayınların durdurulmasını" kararlaştırdı. Tartışmalara yol açan kararda, adil yargılanma hakkını etkileyecek yayınların soruşturma tamamlanıncaya kadar yapılamayacağına hükmedildi. Malatya Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararında özetle şu ifadeler yer aldı: "Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesi ve Radyo Televizyon Kanunu'nun 25'inci maddesi gereğince bu tür yayınların sınırlanabileceği belirtildiğinden; CMK'nın 162/1'inci maddesi gereğince soruşturma konusunu oluşturan Malatya Çocuk Yuvası'na ilişkin yayınların yapılmasının hazırlık soruşturmasına sonuçlanmasına kadar durdurulmasına itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi."

(MİLLİYET)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:45

İLGİLİ HABERLER