Yaşam
  • 27.1.2007 12:12

"BAŞKASININ OĞLU" SKANDALINDA SUÇLANAN KADIN KONUŞTU

ESKİŞEHİR'de Zübeyde Hanım Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde görevli eşi 49 yaşındaki Opr. Dr. İrfan Dikdere'yi zehirleyerek öldürmek istediği suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan 40 yaşındaki Ayşe Dikdere, hakkındaki iddiaları yalanladı. Opr. Dr. İrfan Dikdere'nin boşanma davası da açtığı Ayşe Dikdere, “Eşim mahkemede, DNA testinde 20 yaşındaki oğlumun kendisinden olmadığı söyledi. Çıkan sonuç da mahkemeye fotokopi kağıdıyla ve ayrıntısız olarak sunulmuş. Avukatım buna itiraz etti. Mahkemede daha kapsamlı bir rapor alınması istendi. Eşim bizi yıpratmak istiyor. Onun şahsiyetsizliğinden ve saygısızlığından kaynaklanıyor. Ben çocuklarımla birlikte dimdik ayaktayım. İrfan bey asla bizi yıkamayacak'' diye konuştu.
      Opr. Dr. İrfan Dikdere, evkadını eşi Ayşe Dikdere'nin hayat sigortasından para alabilmek için kendisini greyfurt suyunun içine zehir koyarak öldürmek istediğini öne sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Eşini öldürmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla 2 çocuk annesi Ayşe Dikdere hakkında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Ayşe Dikdere, ‘öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı Ağır Ceza Mahkemesi'nde suçlamaları kabul etmedi, eşinin kendisinden boşanmak için iftira attığını öne sürdü. Dikdere çiftinin Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bu davası sürerken Opr. Dr. İrfan Dikdere eşi Ayşe Dikdere'den boşanmak için de dava açtı. Eskişehir 3'üncü Aile Mahkemesi'nde açılan boşanma davasında, Opr. Dr. İrfan Dikdere, 20 yaşındaki Y.'nin kendi çocuğu olmadığını, eşinin başka bir kişiyle ilişkiye girmesiyle Yiğit'in dünyaya geldiğini öne sürerek babalık testi yapılmasını istedi. Mahkeme, Opr. Dr. Dikdere'nin talebini kabul etti. Babalık testi için Opr. Dr. İrfan Dikdere ile Y.'den alınan kan örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
      Eskişehir 3'üncü Aile Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmanın bitiminde, Opr. Dr. İrfan Dikdere, gazetecilere İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan babalık testiyle ilgili raporun geldiğini, raporda Y.'nin kendi oğlu olmadığının belirlendiğini söyledi. Opr. Dr. Dikdere, “Eşimin avukatı rapora itiraz etti. Mahkeme de İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan daha kapsamlı bir ikinci rapor istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi'' dedi.
      Kendisinin Eskişehir'in en tanınmış ailelerinden birinin kızı olduğunu belirten Ayşe Dikdere, eşi Opr. Dr. İrfan Dikdere'nin suçlamaları karşısında bugüne kadar çocuklarını ve ailesini düşündüğü için konuşmadığını belirtti. Ayşe Dikdere, “Dün mahkeme çıkışı eşim basın mensuplarına, yapılan DNA testinde Y.'nin kendisinden olmadığının belirlendiği yönünde açıklamalarda bulununca gerçekleri anlatmaya karar verdim'' diyerek DHA muhabirine konuştu.
     
     ‘PARA İSTEDİ, VERMEYİNCE İFTİRA ATTI’
      Doktor olan eşinin başka kadınlarla ilişkisinin olduğunu öne süren Ayşe Dikdere, bu nedenle İrfan Dikdere'nin kendisinden boşanmak istediğini söyledi. Kendisinin yuvalarının yıkılmaması için boşanmak istemediğini söyleyen Ayşe Dikdere, eşi İrfan Dikdere’nin kendisini tehdit ettiğini iddia etti. Ayşe Dikdere, konuşmasını şöyle sürdürdü:
      “Ben 2 çocuğumuz olduğu için yuvamızın yıkılmamasını istedim ve bu yüzden boşanmaya karşı çıktım. Eşim, Eskişehir'in seçkin semtlerinden Vişne Evleri ve İsmet İnönü Caddesi'ndeki üzerime tapulu 2 daireyiMercedes marka otomobili, 500 bin YTL de para istedi. Ardından da 5 Ekim 2005 tarihinde bana boşanma davası açtı. Boşanma dilekçesinde benim güzellik salonlarına gittiğimi, çok para harcadığımı, çocuklarıma annelik yapmadığımı, büyücükle uğraştığımı öne sürdü. Dava devam ederken o yine benden evleri istedi. Vermemem halinde değişik yollara başvuracağı tehditinde bulundu ve sonunda iftiralar atmaya başladı.'' Eşinin savcılığa başvurarak kendisi hakkında ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan şikayette bulunduğunu anlatan Ayşe Dikdere, şöyle devam etti:
      “Eşimin iddiasına göre ben onun meyve suyuna zehir koyup öldürmek istemişim. Bu olayın 12 Ağustos 2003 tarihinde olduğunu öne sürüyor. O tarihte eşim rahatsızlanmıştı. Sabah kahvaltıya kalkmayınca çocuklarla yanına gittik. Kendinde değildi ve rahatsızdı. Hemen aile yakınımız olan doktorları çağırdık, onu ambulansla Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi kaldırdık. Yapılan tetkiklerinde beyin damarlarında şişme denilen ensefalopati adlı hastalık teşhisi konuldu. Hastanede gereken tedavisi yapıldıktan sonra taburcu edildi. Bu olaydan tam 3 yıl sonra benim kendisini zehirlediğimi ve bu yüzden rahatsızlandığı iftirasını ortaya attı. Şikayeti üzerine Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava halen devam ediyor. Eşim yalancı şahitler buldu. Şahitlerden biri savcılıkta konudan bilgisinin olmadığını söyledi sonra da eşimden 20 bin dolar para alıp alehime tanıklık yaptı. Sözde ben eşimi zehirlediğimi bu tanığa söylemişim. Böyle bir şey kesinlikle yok. Zehirlemiş olsaydım onu hastaneye götürmezdim. Kapısını kapatıp ölüme terk ederdim. İddiaları asılsız.''
     
     ‘ÇOCUKLAR ONDAN’
      Eşi İrfan Dikdere'nin kendisine sürekli iftiralar attığını öne süren Ayşe Dikdere, eşinin ilk olarak geçen yıl 13 yaşındaki kızları G.'nin kendisinden olmadığını öne sürüp babalık testi istediğini ancak daha sonra bundan vazgeçtiğini söyledi. Ayşe Dikdere, “İrfan, kızımdan sonra oğlumun kendisinden olmadığı iddiasını ortaya attı'' dedi.
      Üniversite öğrencisi olan 20 yaşındaki oğlu Y. ve kendisinin bir süre önce İstanbul'a giderek Adli Tıp Kurumu'na DNA için kan verdiklerini kaydeden Ayşe Dikdere, şunları anlattı:
      “Ben ve oğlum birlikte İstanbul'a gitmiştik. Eşim de bizden ayrı olarak oraya geldi. Üçümüzden kan alındı. Oğlum, doktorlara tahlillerin sonucunun ne zaman çıkacağını sordu. Doktorlar 2- 3 hafta sonra çıkabileceğini söyledi. Ancak aynı gün tahlil sonuçları çıkmış. Bu çıkan sonuç da mahkemeye fotokopi kağıdıyla ve ayrıntısız olarak sunulmuş. Avukatım buna itiraz etti. Aile Mahkemesi, Adli Tıp'tan detaylı rapor istedi. Bu iş kolay değil, eşim ağır suçlama yapıyor. Gerekirse yeni tahlil isteyeceğim ve gerekirse de bu konuda yurt dışında tahlil yapılması talebinde bulunacağım. Benim bu konuda en küçük endişem yok. Tahlil için oğlumu yanıma alıp kendim İstanbul'a gittim. Burada amaç başka. Eşim bizi yıpratmak istiyor. Onun şahsiyetsizliğinden ve saygısızlığından kaynaklanıyor. Aslında kendi şerefini düşürdü. Ben çocuklarımla birlikte dimdik ayaktayım. İrfan bey asla bizi yıkamayacak.'' Bu arada dün yapılan duruşma sonrası gazetecilere Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda oğlunun kendinden olmadığının belirtildiğini açıklayan Opr. Dr. İrfan Dikkaya, bugün gazetecilere konuyla ilgili konuşmayacağını ve açıklamada bulunmayacağını söyledi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:33

İLGİLİ HABERLER