Gündem
  • 7.4.2006 14:20

BAŞSAVCI NURİ OK, HÜKÜMETE SERT ÇIKTI

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, yargı ve siyasetin gündemini belirleyecek açıklamalarda bulundu.
      Başsavcı Ok, isim vermeden son olaylarla gündemde olan DTP’yi ima ederek, "hiçbir ülke demokrasisinin teröre destek veren siyasi partilere sürekli hoşgörü gösteremeyeceğini ve uzun süre yaşama şansı vermeyeceğini" kaydetti.
     
     Hükümete de sert çıktı

      Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hükümeti yargıya müdahale etmekle suçladı.
      Yargıtay Başkanı Nuri Ok, 'siyasetin yargıya müdahalede bulunduğunu, yargı süreci devam ederken Meclis Komisyonu kurulduğunu ve buralardaki tutanakların savcılık iddiamesine yansıdığını, bunun da doğrudan yargıya müdahale olduğunu' söyledi.
     
     DTP'YE ÖNEMLİ MESAJLAR

      Yargıtay Başkanlığı Onur Günü nedeniyle düzenlenen törende bir konuşma yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, Diyarbakır olaylarıyla tekrar gündeme gelen terör ve olaylara ilişkin Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP)
      tepkisine yanıt verir içerikli açıklamalarda bulundu. Siyasi partilerin Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nda getirilen yasaklar çerçevesinde faaliyetlerini gösterebileceğine dikkat çeken Ok, şöyle dedi: "Siyasi partiler Türk devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, din dil ve mezhep ayrılığı yaratmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı devletin tekliği ilkesini değiştirmek, bölünmez bir bütün olan ülkede bölgecilik ve ırkçılık amaçlarına gidemezler ve bu amaçlara yönelik faaliyette bulanamazlar. Bölge, ırk, cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanamazlar. Devletin temel düzenini kısmen de olsa dini esaslara inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini siyaset veya dince mükaddes tanınan şeylere alet ederek her ne surette olursa olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar. demokratik, siyasi hayatın vazgeçilmez unsunlarından olan Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olarak çalışmaları gereken Anayasa ve kanunlar hükümleri çerçevesinde faaliyet sürdürmek zorunda olan siyasi partiler için demokraside ortak kabul gören bu yasaklar, yasalarda yer almasa bile özel duyarlılık alanlarıdır. Dernek ve benzeri örgütlenmeler kadar siyasi oluşumların amacı etnisite olmamalıdır. Bu çağda, bu coğrafyada bu iklimde yapılamaması gereken ırkçılık, şiddete ve teröre övgüdür."
     
      KAPATMA DAVASI SİNYALİ

      Ok, Diyarbakır olaylarının ardından gündeme gelen Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ve DTP’li yöneticilerin tavırlarına yönelik mesajlar da vererek, kapatma davası açılabileceğine işaret etti. Ok, "Irkçılık, ayrılıkçı, etnik şiddet ve terörden temel alan teröre ve teröriste destek veren bölücü ve parçalayıcı etnik terörü sahiplenen siyasi partilere değil Türkiye hiçibir ülke demokrasisinin hoşgörüsü sürekli olamaz. uzun süre yaşama şansı da da verilemez. Geçen yıl hazırlanan ve kısa bir süre önce Meclis’e sevk edilen terörle mücadele kanunun değişiklik tasarısının kanunlaşması kuşkusuz terörle mücadelede etkinlik sağlayacaktır" diye konuştu.
     
      SİYASAL İSLAMA DA DİKKAT

      Ok konuşmasında siyasi partiler yasasında, siyasal İslama yönelik yasakların da olduğunu kaydetti. Ok, siyasal İslamla bağlantılı, çağdaşlık, ilericilik, özgürlük, laiklik ve demokrasi karşıtı siyasi partilerin de Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’yla kesinlikle reddedildiğini ifade ederek, "Siyasi partiler, parti yasaklarının hukuk düzeni içinde takibi, olası girişimlerin demokratik sistemle ve anlayışla bağdaşmadığı düşüncesi demokrasinin kendisini savunma hakkıyla ulus birliği ve ülke bütünlüğünü koruma üstün değerleri karşısında geçerli olamaz" dedi.
     
      ÇİÇEK’E GÖNDERME

      Yargıtay Cumhureyet Başsavcısı Ok, kamuoyunda tartışma yaratan Şemdinli İddianamesi ile ilgili olarak Adalet Bakanı Cemil Çiçek’i eleştirdi. Çiçek’in iddianamenin basında ilk kez yer aldığı dönemde geri iade edilebileceği yönündeki sözlerine göndermede bulunan Nuri Ok, şöyle dedi:
      "Siyaseten son olarak hala güncelliğini koruyan olayda hakimlere alenen iddianemenin iadesi yolunu göstermesi üzüntü vericidir.
      Siyasallaşmaya açık bu sistemde bunun son olacağını umut etmek boş bir iyimserliktir. Hazırlanacak raporun değerlendirilmesi için TBMM’de genel görüşme açılmasının muhakkak olması karşısında Anayasa’nın 138’nci maddesinin üçüncü fıkrasına, hukuk devleti ilkesine ve adil yargılamayı etkileme yasaklarına rağmen yargıya intikal eden bir olayda Meclis araştırması yapılmasının yanlışlığını özellikle ifade etmek istiyorum. Orada alınan ifadenin, bir adli belgede aynen yer alması ise düşündürücü olmaktan öte kaygı vericidir. Meclis araştırma komisyonu hazırlayacağı raporu TBMM Genel Kurulu’nda yapılması gereken görüşmenin erteleneceğini umuyoruz" dedi.
     
      AFFIN SONUÇLARINDAN YARGI SORUMLU TUTULAMAZ

      Nuri Ok, duygusal veya siyasi avantaj sağlamak için çıkartılan afların adalet duygusunda onarılmaz yaralar açtığını, bunun isyanları ve feryatları beraberinde getirdiğini söyledi. Ok, "Affın sonuçlarından yargı sorumlu tutulamaz. Karmaşık, belirsiz netlik taşımayan, uyumsuz, eşitlik ilkesini gözetmeyen ve üst üste gelen af düzenlemelerinden kaynaklanan uygulamalardaki isabetsizliklerden de kusur tümüyle yargıya yüklenemez" dedi.
     
      ERKLER ARASINDA GERGİNLİK UYARISI

      Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, devlet kurumları arasında gerginlik ve çekişmenin önemli bir sorun olduğuna işaret etti. Nuri Ok, "Devletin üzerine düşen tüm görevleri ve kamu hizmetlerini nitelikli, etkin ve düzenli bir şekilde verebilmesinin ilk koşulu, kurumlarının koordineli, dayanışmalı ve uyumlu çalışmalarıdır" diye konuştu. Gerginlik ve çatışmanın hizmet ve görev kalitesini düşürdüğünü dile getiren Nuri Ok, bu durumun kurumlara olan güveni sarsacağını söyledi. Nuri Ok, "Bu yola kimi kurumların gözden düşürülerek avantaj sağlamak ve takip edilen hedefleri gerçekleştirmek için başvuruluyorsa derhal terk edilmesi gereken son derece tehlikeli bir tutumdur" dedi.
     
      HSYK BAĞIMSIZ OLMALI

      Adalet Bakanlığı’nın yargıda herşeye hakim bir görüntü verdiğini dile getiren Başsavcı Ok, "Yakın geçmişte görülmediği kadar yargıya nüfuz ettiği yadsınamaz" dedi. Nuri Ok, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bu görüntüyü kırması ve Bakanlıktan bağımsız olduğu izlenimini edindirmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Nuri Ok, "Mahkemelerin bağımsızlığından söz edebilmek için Yüksek Kurul’un bağımsız olması zorunludur. Hakimler ve savcılara güvence olamayan onları potik dahil tüm güçlere karşı koruyamayan, tasarruf ve tercihleri sürekli eleştiri çeken Kurul’un bağımsız olduğu söylenemez" dedi. Nuri Ok, "Hakim ve savcısını Adalet Bakanlığı’na mecbur ve muhatap eden tutum siyasallaşmanın da esas nedenlerinden biridir" dedi.
     
      LAİKLİK VURGUSU

      Nuri Ok konuşmasında laiklik konusuna da değindi. Ok, Cumhuriyetin irticayı reddettiğine işaret ederek irticaya bugünde yarın da geçit verilemeyeceğini söyledi. Nuri Ok, "Devlet, toplum ve birey olarak bizlere düşen görev aydınlanma sürecinden ödün vermemektir. Laiklik, devletin dinler karşısında nötr olması ve eşit mesafede bulunmasını da gerektirir. Hele devletin misyonerlik yapnmasına hiç izin vermez" dedi. Nuri Ok, laikliğin Anayasaya girişinin 69’uncu yılı nedeniyle bazı akademisyenlerin bir bildiri yayınladığını anımsatarak bunun basında gerektiği şekilde yer almadığı eleştrisinde bulundu.

 

(milliyet)


Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 08:36

İLGİLİ HABERLER