Gündem
  • 29.4.2005 13:41

BAŞSAVCI''DAN KAMPLAŞMA UYARISI

Ok, Anadolu’da Türk ulusunun varlığı, tarih ve kültürünün dışlandığı izlenimini yaratan, ayrışma ve bölünme düşüncelerini çağrıştıran, üniter devlet yapısını sorgulatmaya yol açacak ''''Türkiyelilik'''' ve ''''federasyon'''' gibi söylemlere hep birlikte ve güçlüce karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. Nuri Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14. Onur Günü töreninde yaptığı konuşmada, devletin güvenliğini ilgilendiren suçlar, örgütlü ve organize suçlar, terör suçları ve sınır aşan suçlarla ilgili etkin mücadele ile soruşturma için eşgüdüm sağlama ve delil paylaşımı ihtiyacının acil hale gelmesinin, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Anayasal bağımsız bir kuruluş olarak ''''Ülke Başsavcılığı'''' kimliğine dönüştürülmesini zorunlu kıldığına işaret etti. ''''YARGI KANUN TEKLİF EDEBİLSİN'''' Ok, yasaların uygulaması sırasında görülen adaletsizlik ve yanlışlıkları gidermek, boşlukları doldurmak için yüksek yargı organlarına, TBMM’ye doğrudan kanun değişiklikleri teklifleri yapma yetkisi tanınmasını talep ederken, bu yolla, katılımcılığa yeni bir boyut kazandırılmasının yanında, toplam kalite yönetiminin sürekli iyileştirme ve geliştirme ilkesinin hukuk alanında yaşama geçirileceğini ifade etti. ''''BAĞIMSIZLIK TALEPLERİNE DUYARSIZLIK SORUN'''' Yargının temel sorununun mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatının sağlanması taleplerine karşı duyarsız kalınması olduğunu belirten Ok, uyum adıyla Anayasa ve yasalarda yapılan değişiklikler kapsamına yargı bağımsızlığını örseleyen maddelerin alınmamasının yargı camiasını üzdüğünü söyledi. ''''ADALET BAKANLARI İDARİ YETKİLERİNİ DEVRETMELİ'''' Siyasi kimlik taşıyan Adalet Bakanına her yönden doğrudan bağlı olan teftiş kurulunun temyizle de görevli bölge adliye mahkemelerini denetleme, inceleme ve soruşturma yetkisine sahip olmalarının yargı bağımsızlığında var olan zafiyetin üst mahkemelere de yayılması sonucunu doğuracağını savunan Ok, teftiş kurulunun siyasi makamdan alınıp doğrudan HSYK’ya bağlanmasını istedi. Ok, bunun yapılmadığı takdirde temyiz incelemesiyle de görevli bölge adliye mahkemelerinin siyasi vesayet altına alınmış olacağını, bu durumun da yargı bağımsızlığını vahim ölçüde zedeleyeceğini iddia etti. ''''YARGIYA HAKİM OLMAK İSTİYORLAR'''' Ok, yargı bağımsızlığında ortak görüş ve netlik olmasına karşın, 2001 ve 2004 yıllarında yapılan Anayasa değişikliklerinin içine alınmayıp zamana bırakılmasının ve şimdi de gündemden düşürülmesinin, politik güçteki isteksizliği, yargıya hakim olma ve adaleti kontrol etme niyetini açıkça ortaya koyduğunu öne sürdü. Ok, kimi adalet bakanlarının, hakim ve cumhuriyet savcılarının adli amiri de oldukları izlenimini doğuracak, sakıncalı söz ve davranış içinde olmalarının bu niyetin teyidi olarak görüldüğünü iddia ederken, ''''Buna fırsat ve imkan veren adalet bakanının hakim ve cumhuriyet savcıları üzerinde idari yetkilerinin artık yüksek kurula devredilmesi kaçınılmazdır'''' dedi. ''''DOKUNULMAZLIKLAR KALDIRILMALI'''' Ok, özel soruşturma usullerinde en önemli sakıncanın cumhuriyet savcısının soruşturmayı yürütememesinde görüldüğünü, bunun kayırma, himaye, örtme, görmezlikten gelme, kimi zaman rahatsız etme gibi hukukta ve adalette olmaması gereken zaaflara yol açtığına işaret etti ve şöyle konuştu: ''''Bu nedenledir ki, özel soruşturma usullerine sahip olanlar mutlaka sınırlandırılmalı, gerekli görülenlerde de kötüye kullanılmasını önleyici mekanizmalar getirilmeli ve geliştirilmelidir. Yasama dokunulmazlığı suçların takibine engel, serbest alan yaratmaktadır. Dünyadaki eğilime ve insanımızın talebine uygun olarak ya tamamen kaldırılmalı ya da kabul edilebilir sınırlamaya tabii tutulmalıdır.'''' Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:59

İLGİLİ HABERLER