Baştan çıkarma okulu
Uzun uçak yolculuklarında film seyretmekten başka bir şeyle meşgul olmadığımı yazmıştım. Son uçuşumda ''Geceyarısı Ekspresi''ni seyredip sinirlerimi bozduktan sonra, 2 film daha seyredecek kadar vaktim kalmıştı.
''Uçuş korkusu olanların seyretmemeleri'' uyarısıyla belirtilen filmi daha heyecanlı olur diye sona bırakıp bir ''romantik komedi'' seçtim.
Film, 2004 İngiliz yapımı. Yönetmeni Sue Heel. Filmin oyuncuları İngiliz televizyon dizilerinden tanıdığım ama isimlerini bilmediğim oyuncular.
Kelly Brook hariç! Onun ismini neden hatırladığımı, oyuncuyu tanıyan okuyucular anlamakta zorlanmayacaklardır..
''School for Seduction'' (Baştan Çıkarma Okulu) Newcastle'lı 4 kadının yaşamlarını derinden sarsan bir deneyim yaşamalarını anlatıyor.
Kendisine ''İtalyan'' süsü veren Brook, kadınlara ''romantizm sanatını'' öğreten bir öğretmen rolünde..
Birisi kocasının tüm ilgisini otomobiline (Alfa Spider) vermesinden şikâyetçi, diğeri erkeklerle kolay iletişim kuramayan, ötekisi ise işinde başarılı ama erkek amirlerinin tacizi yüzünden bir türlü terfi edemeyen 3 kadın ile bir travesti, ''romantizm sanatı''nı öğrenmek için Brook'un düzenlediği bir kursa katılıyorlar.
Ve olaylar böylece gelişiyor...
Kadın av, erkek avcı mı?
Filmi seyrederken şunu düşündüm: Olduğundan farklı görünüp ''bir erkeği / bir kadını baştan çıkarmak'' kolayca sonradan öğrenilebilecek bir şey değil.
Bu, insanın içinde olmalı..
Öte yandan şöyle bir gerçek de var: Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kadınlar bir ''romans'' yaşamaya, erkeklerden daha çok istekli..
Erkeklerin çoğunun ilgisi kendi iç dünyalarına dönük ve kadınlarla olan ilişkilerini de büyük ölçüde bu iç dünyalarının gereksinimleri, olgunluk ya da hamlığı belirliyor..
Birçok kadının karşılaştıkları erkekleri ''Seksten başka bir şey düşünmüyor'' diye eleştirdikleri bir dünyada, ''romantik'' erkeklerin revaçta olmalarında da şaşılacak bir şey yok..
Kadın - erkek ilişkileri denilince akla hemen gelen şey, birçok kültürde ''av - avcı'' benzetmesi oluyor.. Kadını bir av, erkeği ise bir avcı olarak konumlayan bir yaklaşım.
Bu kadın açısından bir ''teslim oluşa'' işaret ederken, erkek açısından da ''sahip olmaya'' karşılık geliyor.
Bu konuda o kadar çok inceleme, deneme, roman, şiir okudum ki, artık doğruluğunu tartışmıyorum, bu tanımlama bana biraz itici gelse bile..
Erkek için 'eğitim' şart
Bu tablo eğer doğruysa ''romantizm'' sorununun, kadın - erkek ilişkilerinde yarattığı tahribatın nedenini çözümleyebilmek de kolay..
Bu konulardaki ''üstadım'' Gasset de buradan yola çıkarak erkeklerin sevgiyi, öncelikle sevilme yolunda şiddetli bir arzu şeklinde hissettiklerini söylüyor.
''Oysa kadın için önde gelen deneyim, sevginin kendisini, kendisinden sevgilisine doğru akan sıcak ışıltıyı ve içinden ona doğru gelen itilişi yaşamaktır'' diye yazıyor. ''Normal kadın''ı, avcının üzerine atılan bir ''av'' olarak tanımlıyor.
Eğer erkekler, kadınlara bu ''ışıltılı itilişi'' yaşayabilmelerine olanak yaratacak zemini sağlayamıyorlarsa ilişki zedelenmeye başlıyor.
Filmdeki kadınların da temel sorununun bu olduğu filmin sonunda ortaya çıkıyor zaten..
''Baştan Çıkarma Okulu''na gitmesi gerekenlerin kadınlar değil, erkekler olduğu bir gerçek..
''Baştan çıkarma yeteneği'' bir eğitimle kazanılamıyor belki ama erkek, birazcık kendisinin dışına çıkmayı başarabilirse, ilgisini sevdiği ve birlikte olmak istediği kadına yöneltebilirse aranan ''romantizmi'' bulmak için gazetelere ilan vermeye de hiç gerek yok..
İşte bu cumartesi günü bazı evlerde kavga çıkarmak için uygun bir tartışma konusu!
Mehmet Ali Yılmaz
milliyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:08