
BAYKAL, AKP'Yİ AKP'Lİ MİLLETVEKİLİNİN SÖZLERİ İLE VURDU
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal gelişmeler karşısında endişesini şöyle dile getirdi: 'Benim de başıma her an bir şey gelebilir' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında emekli kuvvet komutanlarının gözaltına alınmasını eleştirdi."Faşizmden demokrasiye geçen ülkelerde bile bu olmamıştır" dedi ve hükümete şöyle seslendi: "Sen tuzak kuruyorsun, iftira atıyorsun, tertip kuruyorsun. Bunu devlet yapıyor. Eğer bu yapılıyorsa kimsenin dokunulmazlığı yoktur. Herkese, şey şey, her an başımıza gelebilir"
İşte Baykal'ın konuşmasından satırbaşları:
FİŞLEMEK KİMİN HADDİNE
Bu bir hukuk süreci değildir. Siyasal hesaplaşma düşüncesidir. Sözlerini okuyorum ve bu çerçevede düşünmenizi istiyorum. Kapalı bir oturumda samimiyetle anlayışını değerlendirmesini iyi niyetle bir AKP milletvekilinin ifade etmesidir. Diyor ki: ''Arkadaşlar sakın ha oylarımızı azaltmayın. Biz birazcık tökezlersek, bu defa çok kötü intikam alır. Oyumuz gerilerse, bu Ergenekoncular falan çok kötü intikam alır. Yani burada intikam alma hakkını veriyor. Bizim bu yaptıklarımızın bir cevabı olmalıdır ve bu cevabı birisi verir diyor.'' Kendi kendine bunun hesabını bizden sorarlar. Çünkü sorulması gereken bir hesap var demek istiyor ve ekliyor: Bu memlekette kimin kızının başı örtülüyse hepsini fişlemişler, kim namazında oruç tutuyor hepsini fişlemişler.
Kim yapmış bu işi? Bizim aramızda namazında niyazında başörtülü orucunun tutan milyonlarca insan var. Kimin haddine bunu fişlemek. Vatandaş nasıl istiyorsa öyle yaşar. İster başını örter ister açar. Bak aramızda başörtülü kardeşlerimiz var. Kim kimi fişliyor, ne biçim laf bu? Ve diyor ki: ''Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bize yaptı, inşallah şimdi sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar.'' Bu olayın dürüstçe ifade edilmesidir. Burada geçmişte bize yapıldı dediği işler kimsenin sindirebileceği işler değildir. bugün yaşanan olayları hukuktu, demokrasinin işleyişiydi diye izah etmeye kalkmasın, bunun altında bir hesaplaşma yatıyor.
SANKİ TÜRKİYE'DE DARBE YAPILDI
Ergenekon dediğin de işte budur. Bugün Türkiye manzarasına baktığımız zaman, sanki Türkiye’de darbe yapıldı. Duymadık, haberimiz yok. Ama bakınca hemen içimizden gelen düşünce, yahu bir darbe yapıldığı izlenimi.
Bir defa hükümet bağımsız yargı konusundaki tavrını artık herkesin görebileceği şekilde ortaya koyuyor. Bağımsız yargı yerine, tarafsız yargı demeye çalışıyor. Bundan kastettiği de ondan taraf olması.
YARGI YARGININ KARŞISINA ÇIKTI
.İlk kez cumhuriyet tarihinde yargı yargının karşısına hükümet kararıyla çıkarılmıştır. Kimse bir aldatmacaya alet olmasın. Bu olayların arkasında sanmayın ki hukuk duyarlılığı içindeki hukukçular vardır. Bu olay yargının siyasallaşmakta olduğunu göstermektedir.
İLK KEZ KUVVET KOMUTANLARI GÖZALTINDA
Bunun sonucunda Türkiye’de ilk kez kuvvet komutanları gözaltına alınmıştır, ordu komutanları gözaltına alınmıştır. Bir günde 21 amiral ve general, 27 subay, 48 TSK mensubu büyük operasyonla gözaltına alınmıştır.Bu kadar büyük ve çarpıcı bir operasyon bildiğim kadarıyla hiçbir demokratik ülkede olmamıştır. Türkiye’nin tarihinde olmamıştır. Bildiğim kadarıyla herhangi bir başka demokratik ülkede, büyük olayların yaşandığı ülkeler dahil, böyle olaylar ortaya çıkmamıştır.Faşizmden demokrasiye geçen ülkelerde böyle bir tablo yaşanmamıştır. Demokrasi ve hukuk devleti ön görülebilirlik rejimidir. Yani herkesin geleceğinden emin olduğu bir düzendir.
"EYVAH GELDİLER" DİYORSANIZ DEMOKRASİ YOK
Yani sabaha karşı 4’te kapınız çalındığı zaman olsa olsa sütçüdür diyebiliyorsanız demokrasi vardır.Eğer sabaha karşı 4’te 'Eyvah geldiler' diyorsanız, korku sizin ruhunuza işlemişse, işte o ülke demokratik bir ülke olmaktan çıkmış demektir.
48 KİŞİ NİYE TUTUKLANDI?
Bu 48 kişi tutuklandı dün. Doğal olarak vatandaş soruyor niçin? Bunlar önümüzdeki aylar içinde darbe yapacaklardı da, 1-2-3 ay sonra, geleceğe yönelik bir darbe uygulamasını hayata geçirmek üzereydiler, şimdi elleri tutuldu, o nedenle gözaltınalar mı diyoruz? Aklı başında kimse, bu insanların böyle bir darbe gerçekleştirme çabası içinde olduklar kanaatinde değil. Bunlar şimdi değil, geçmişte güç ellerindeyken, geçmişte darbe yapmaya fiilen giriştiler ve darbeyi yapamadılar bu anlaşıldı, ondan dolayı mı şimdi onlara bu hesabı sormak üzere gözaltına alıyoruz?
DARBEDEN KOMUTANLARIN BAŞBAKANIN HABERİ YOK MU?
Bunlar geçmişte darbe düğmesine bastılar mı? 2003’te bu insanlar darbe projesini ortaya koydukları zaman, bunu birilerinden mi sakladılar? Neymiş? Bir askeri tatbikat vesilesiyle, aslında darbeye yönelik bir proje ortaya koymuşlar. 7 yıl boyunca neyi beklediniz? Her şey ortada. Resmi bir tatbikat uygulaması. Açık bir olay var. O olay darbe hazırlığıymış. Bunu sadece bu 48 kişi mi yapmış? Bunlar onu yaparken, bunların amirleri neredeydi? Onların bakanları, başbakanları neredeymiş? Neyle meşgulüz, ne yapıyoruz? Bunun arkasında ne var? Önleyici tedbir almak var mı? Hayır.
DARBE YAPANLARDAN NİYE HESAP SORULMUYOR
Geçmişte gizli bir darbe organizasyonuyla ilgili hesap sorma var? O zamanki komutanlar şimdi televizyon seyrediyor. Hesabı şimdi mi soruluyor? 7 yıl geçmiş aradan, emekliye ayrılmış. Şimdi biriler hangi ihtiyaçtaysa bu konuda bir dava kararı almışlar. Hiçbir zaman hukukun gereği budur anlayışı yok.
KARŞILARINDAKİNİ GERİ ZEKALI SANIYORLAR
Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bağımlı yargı hiçbir şart altında tarafsız olamaz, bağımlı çünkü.Evrensel insan hakları belgelerinde, hepsinde bağımsız yargı konuşuluyor. Tarafsız yargı profesyonelliğin gereğidir. Bağımsız yargının içinde tarafsız olmayanlarda olabilir. Yargı bağımlı ise, artık tarafsız yargı demek ya bir cehalettir, yada karşısındakini geri zekalı sanmasıdır.
HABUR TARTIŞMALARI
Birisi de çıkıp diyor ki Habur’da hakimleri ayarladık. Kimdi diyor İçişleri Bakanı, kime diyor DTP’nin genel başkanına.Orada ne konuşulduğunu bize bir eski milletvekili söylüyor. Geçiyor mu o gelenler denildiği gibi. Uygulama Türkiye’nin hukukuna aykırı mı? Ortada bir ayarlamanın bulunduğu anlaşılmıyor mu? Devletin bütün yetkilileri orada, emniyet genel müdürlüğü yetkilileri orada, içişleri bakanlığı yetkilileri orada. Peki adalet bakanlığı yetkilileri orada mı? Ne arıyor adalet bakanlığı yetkilileri orada.Ayarlamayı kim yapıyor. İçişleri bakanı mı yapıyor? Delilin yerini imzasız ihbar mektubu aldı. Gizli tanık aldı. İçinde bulunduğu davanın sanığı olan. Mahkemede hüküm giymiş olan insan gizli tanığa dönüşüyor ve davanın seyrini değiştirmeye çalışıyorlar.Kim bu cinayet işlemiş, yeğenini fuhşa teşvik etmiş, daha birçok pis işe bulaşmış biri.Dursun Çiçek’le buluştunuz mu diyorlar Savcıya. İnsanlar kendi masumiyetlerini iknaya zorlanıyorlar.Oysa hukuk masumiyete dayanır. İddia sahibi iddiasını ispata mecburdur.Bu gerçekten hepimizin ibret alması gereken bir manzaradır.