
BAYKAL, KİTAP BASKININI DEĞERLENDİRDİ
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Bir gazetecinin kitap yazıyor diye bir efsane bir söylentisi nedeniyle tüm taslak bulunup imha edildi. Bununla sorun çözülecek mi? Tüm bunlar kitaba dönüşmeden bu bilgisayarın ekranına yansımadan önce birisinin kafasında şekillenmiş, o kafada duruyor. Yani daha kestirmeden çalışsınlar. O yayınlanmamış kitaplarla uğraşmasınlar. (Kafasını koparsınlar). Yürü onun üzerine. Ne kitaplarla uğraşıyorsun. Ne biçim anlayış. Buna otosansür derler ya bu otosansürün de otosansürü" dedi.
Eski CHP Genel başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal,milletvekilleri ve milletvekili aday adayları ile birlikte 12 Haziran'da yapılacak seçimlere yönelik çalışmalarını sürdürdüğü Antalya'da partisinin Muratpaşa İlçe Teşkilatı'nı ziyaret etti.
KILIÇDAROĞLU İLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜM
Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınpederinin intiharının ardından bu sabah kendisiyle telefonla görüştüğünü, başsağlığı dileklerini ilettiğini belirtti.Türkiye'nin değişim ve yenilenmeye ihtiyacı olduğunu ve bu değişimi gerçekleştirmek zorunda olduklarını belirten Baykal, Türkiye'de son dönemde 'Bu olmaz, olmamalıdır' dedirtecek türden çok olayın yaşandığını söyledi. Baykal, "Ekonomiye baksanız tablo budur. Hukuka baksanız tablo budur. Devletin gidişatına, anayasal düzenine baksanız tablo budur. Dış politikaya baksanız tablo budur. Değişime ihtiyaç var. Bana karşı olanları da mahvederim' böyle bir anlayış yıllardır Türkiye'de uygulanıyor. Yazık, günah. Buna bir son vermek zamanıdır. Bu seçim bize bu şansı getiriyor" dedi.
ARTIK YETER
Her gelişmenin, her olayın bu durumun yeni yeni kanıtını ortaya koyduğunu ileri süren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık yeter, yeter. Buna bir son verelim. Yeni bir dönemi hep birlikte açalım. Ne demokrasi ne bir şey, hiçbirisinin ciddiyeti kalmadı. Hepsi laf. Hukuk, demokrasi, vesaire, kuvvetler ayrılığı, parlamentonun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı. Bunlar yalan dolan sahtekarlık bugün Turkiye'de. Bunlar öyle olunca günlük yaşamda acı sonuçlarını görüyoruz. 'Aaa, buna böyle' olur. Deniz Feneri'ni açıp konuşan yok. Kayseri'deki olaya bakan yok. 12 Haziran'da yapılacak seçimler siyaset üstü bir durum. Bu durum herkese siyaset ötesi sorumluluk yüklüyor. Ükenin, toplumun, devletin, güvenliğimizin, barışımızın, hukukumuzun, adaletimizin, onurumuzun, şerefimizin güvence altına alınabilmesi için mutlaka iktidarın gidici olduğunu, iktidarın ebediyen burada devam etmeyeceğini artık göstermemiz lazım. Gösterilecek de daha ne bekliyoruz kardeşim. Yetmedi mi bu kadar sıkıntı?."
BİRİLERİ BİR YERDEN PİŞMAN EDİLMEK İSTENİYOR
Ziyarette habercilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, tutuklu gazeteci Ahmet Şık'ın yayına hazırladığı 'İmamın Ordusu' adlı kitaba yönelik arama ve imhalarıyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
"Birisi bir yerlerden pişman edilmek isteniyor. Böyle bir yayın yapmak, kafada bunların düşünülmesini önleyecek bir ortam yaratmak öncelikli hedef olarak alınıyor. Bunun altına ne yatıyor? İktidar yatıyor. İktidarın yanısıra başka bir yapılanma devletin içinde var mı yok mu diye bir arayış var, değerlendirme var. Bu çerçevede çeşitli kitaplar yayınlandı ve kamuoyuna sunuldu. Bir süre önce bir emniyet müdürü yayın yaptı. Bir kitap çıkardı. Herkes 'Ya ne oluyor' diye hayret etti. İçeriden anlatılan şeyler. 'Aa demek bunlar oluyormuş' diye değerlendirmeler yapıldı. Şimdi, son zamanlarda bir başka gazetecinin yine aynı noktaya yönelik olarak bir kitap hazırladığı söylentisi kamuoyuna yayıldı.
Falan kişi bir kitap yazmış. Yine aynı şekilde yaşanan olaylarının şifresini ortaya koyuyor. 'Nereden kaynaklandığı, altında neyin yattığını, nasıl bir yapılanmanın, örgütlenmenin devlet içinde şekillendiğini açıkça ortaya koyuyor' değerlendirmesi kamuoyuna sunuldu. Bu çerçevede adı geçen gazeteci gözaltına alınıp tutuklandı. Denildi ki 'Bu kitabı bu yazdı.' Ortada daha kitap yok. Yayınlanmamış kitabın bir takım hazırlıkları ön taslakları metinleri var. Şimdi büyük bir panik içinde Türkiye'de birileri bu taslakları arıyor. Basılmamış kitabın yakalanmasına çalışılıyor. Kaç tane nüsha varsa o nüshaları kaldırıp rahatlayacaklarını düşünüyorlar, bazıları. Gazetecinin yayına hazırladığı kitabın tüm nüshaları bulunup imha edildi. Bütün bunlar o kitaba dönüşmeden bilgisayarın ekranına yansımadan önce birisinin kafasında şekillenmiş. Yani daha kestirmeden çalışsınlar. Yayınlanmamış kitapla uğraşmasınlar."
OTOSANSÜRÜN OTOSANSÜRÜ
Bir partilinin "Kafayı koparsınlar" önerisine, "Evet, evet" diye karşılık veren Baykal, "Bu mantığın sonucu odur arkadaşlar. Bu mantığın sonucu, o daha ifade edilmemiş, yayınlanmamış da olsa tehlikeli düşünceyi kafasında şekillendirmiş olan birini yakalamışsan elinde işaretler emareler sana bunu gösteriyorsa tereddüt etme o zaman. Yürü onun üzerine. Yürü orada hallet. Kestirme. Ne kitaplara uğraşıyorsun. Bu ne biçim anlayış? Daha kitap yayınlanmamış. Kitabın hukuki konumu beli olmamış. Suç mudur değil midir nedir? Birisi bir yerlerden pişman edilmek isteniyor. Böyle bir yayın yapmak, kafada bunların düşünülmesi önleyecek bir ortam yaratmak öncelikli hedef olarak alınıyor. Yani bir daha kimse böye bir şey düşünmesin. 'Düşünme oğlum sen. Kendine zarar verirsin, sen pişman olursun, aileni seni mahvederler düşünme.' Böyle bir şartlama insanlarını kafasını, beynini yönlendirme çabası. Yaşananlar otosansürü, olayların acı olan diğer bir tarafının da "Herhalde bu yapıldıysa ortada bir yargı, savcı kararı vardır. O zaman, madem ki savcı ve yargı kararı var, yapılabilir anlayışı" dedi.
Baykal daha sonra beraberindekilerle beraber Kazım Özalp Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etti. Baykal ardından Muratpaşa Cami'nde Antalyalı işadamı Ahmet Gönen'in cenaze törenine katıldı.