KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA - AB'ye tam üyelik için Kürtçe yayın ve öğretim özgürlüğünün sağlanması temel koşul sayılırken, Diyarbakır'da görülen Kürtçe isim davası, Türkiye gerçeğini mizahi bir şekilde ortaya koydu. Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, 'Berivan' ve 'Zozan' gibi Kürtçe isimler taşıyan 21 çocuğun isimlerinin
değiştirilmesi istemiyle açılan davaya, kendi adı da Kürtçe ve Farsça kökenli olan hâkim Şirvan Ertekin baktı.
Kürtçe isim davasına Dicle Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlandı. Ailelerin avukatı Fırat Anlı, Yargıtay içtihatları uyarınca böyle bir dava açılamayacağını savundu. Anlı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1 Mart 2000 tarihli 2000/154 sayılı içtihadı birleştirme kararını mahkemeye sundu.
'Rojda' isminin Türk örf ve âdetlerine aykırı
olmadığına dair Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 1992/1351 sayılı kararı bulunduğunu vurgulayan Anlı, "Dava reddedilmelidir" dedi.
Mahkeme heyeti, dava konusu isimlerin 'Türk milli kültürüne, ahlak kurallarına, örf ve âdetlerine uygun olup olmadığının ortaya çıkarılması için Türk Dil Kurumu'na yazı yazılmasına' karar vererek, davayı ileri bir tarihe erteledi.
Savcı: PKK'lıların kod adları
Dicle Jandarma Komutanlığı, 21 Aralık 2001 tarihinde nüfus kütüklerinde kaydedilen isimler üzerinde yaptığı araştırma sonucunda,
21 çocuğun isimlerini sakıncalı bularak Dicle Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda
bulunmuştu. Dicle Cumhuriyet Savcılığı da yaşları 1.5 ile 15 arasında değişen Berivan, Zilan, Rojda, Baver, Velat, Serhat, Kendal, Zilan, Hebun, Baran, Rojhat, Agit, Zelal ve Zozan adlı çocukların isimleri nedeniyle aileleri hakkında dava açtı.
Savcı Alpaslan Karabay hazırladığı iddianamede, 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun 16. maddesinde 'Çocuğun ismini anası ve babası koyar. Ancak milli kültürümüze, ahlak kurallarına, örf ve âdetlerimize uygun düşmeyen ve kamuoyunu inciten adlar konulamaz' hükmüne atıfta bulunarak, çocuklara verilen Kürtçe adların PKK militanlarının kod adları olduğunu savundu.
'Böyle bir dava açılamaz'
Kürtçe isimlerle ilgili bugüne kadar onlarca mahkemede dava açıldı. 1989 ve 1992 yılında Berfin ve Rojda adları yerel mahkemeler tarafından iptal edildi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 1989/1520 sayılı kararınıda şöyle dedi: "İsim, kişiye sıkı sıkıya bağlı şahsi haktır. Hiçbir kişi veya kurum, kişinin rıza ve muvafakati olsa da bu hakka dayanarak taşınan bir ismi iptal edemez. Kişiyi isimsiz bırakamaz. Böyle bir işlem, mahkeme kararına da konu olamaz."
Yargıtay 18. Dairesi'nin 1992/1351 sayılı kararında ise şöyle denildi: "Anayasamızın 2. maddesinde belirtilmiş olduğu üzere, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olan ülkemizde böyle bir davanın açılması söz konusu olamaz. Kanunda da bu tür davaya yer verilmemiştir." (Radikal)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:31