Dünya
  • 11.7.2004 11:46

BILL CLINTON MONICA LEWINSKY'LE YAŞADIKLARINI BAYAN CLINTON'A ANLATTIĞI AN, BAYAN CLINTON NE YAPTI?

Aldatan eş nasıl itiraf eder O sabahı her ikisinin de bizzat ağzından dinledim. Daha doğrusu okudum. 15 Ağustos Cumartesi günü Beyaz Saray’ın master bedrooom’unda, çok dramatik bir an yaşandı. Aldatan bir koca, aldattığı karısına itirafta bulundu. Aldatan koca ABD Başkanı Bill Clinton, aldatılan kadın ise eşi Hillary Rodham Clinton’dı. Her ikisi de 15 Ağustos Cumartesi sabahı yaşadıklarını anlattılar. Hem de bütün dünyaya. Bir yıl arayla her ikisi de hatıralarını yayınladılar. Bu iki kitabı da sonuna kadar okudum. Ama herkes gibi en merakla okuduğum bölümleri 15 Ağustos sabahı yaşanan o sahneydi. * * * ABD Başkanı Clinton, Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinski ile yaşadığı ilişkiyi ilk kez o sabah eşine itiraf etti. Hillary Clinton, o meşum sabahı kitabının 490’ıncı sayfasında şöyle anlatıyor: ‘15 Ağustos Cumartesi sabahı Bill beni, aylarca önce yaptığı gibi yine erkenden uyandırdı. Bu kez yatağın yanına oturmadı. Odada ileri geri dolaşıp duruyordu. Durumun daha önce anlattığından daha ciddi olduğunu söyledi. Uygunsuz bir ilişki olduğu yolunda ifade vermek zorunda olduğunu anlamıştı. Aralarında geçen şeyin kısa ve sıradan bir olay olduğunu söyledi. Çok utandığını ve ne kadar kızıp incineceğimi bildiği için, yedi ay önce bana anlatamadığını açıkladı.’ * * * Bundan sonraki bölüm, Hillary’nin o anki duygularını anlatıyor: ‘Zor soluk alıyordum. Ağlamaya ve bağırmaya başladım. ‘Ne demek istiyorsun? Ne diyorsun? Bana niye yalan söyledin!’ Öfkeden çılgına dönmüştüm ve saniyeler geçtikçe kızgınlığım artıyordu. Bil’se orada durmuş ‘Üzgünüm, çok üzgünüm. Seni ve Chelsea’yı korumaya çalışıyordum’ deyip duruyordu. Bugüne kadar onun sadece genç kadınlara aşırı ilgi gösterdiğini düşünmüş ve yanlış anlaşıldığına inanmıştım... Ona inandığım için kendimi aptal, kalbi kırılmış ve aşağılanmış hissediyordum.’ Ve son bir cümle: ‘Böyle acı veren bir ihanetten sonra evliliğimizin devam edip etmeyeceğini bilmiyordum.’ * * * Şimdi bir flash back filmi geriye saralım. Bu defa konuşan Bill Clinton. Yani aldatan koca. O sahneyi kitabının 800’üncü sayfasında şöyle anlatıyor: ‘15 Ağustos sabahı büyük jüri önünde vereceğim ifadenin etkisiyle sefil bir gece geçirdikten sonra Hillary’yi uyandırıp Monica Lewinski ile aramda geçen olayı anlattım. Bana sanki midesine yumruk atmışım gibi baktı. En az yaptığım kadar söylediğim yalana kızmıştı. Yapabildiğim tek şey üzgün olduğumu söylemekti. Onu ve kızımı çok sevdiğimi, yaptığımdan çok utandığımı, onları incitmemek ve başkanlık makamına zarar vermemek için her şeyi içime attığımı söyledim.’ * * * İki ayrı anı kitabında, 15 Ağustos sabahı böyle anlatılıyor. Hillary’ninki, aldatılmanın verdiği acıyı, Clinton’ınki ise aldatmanın utancını. İlk bakışta insana sanki aynı şeyleri anlatıyormuş gibi geliyor. Ama arada fark var. Hillary, başkanlık makamının zarar görmesinden hiç söz etmiyor. Belli ki umurunda değil. Clinton ise bunu özellikle söylüyor. Belki erkek neslini aşağılık gibi gösterecek bir tutum. Ancak o dramatik andan dört saat sonra Beyaz Saray’a İrlanda’da barış girişimini altüst eden bir terör saldırısının haberi geliyordu. Eşiyle belki de hayatının en dramatik anını yaşayan Başkan’ın beyninin öteki yarısı da İrlanda’da olmak zorundaydı. İkisi arasındaki fark daha sonraki bölümlerde de kendini gösteriyor. Hillary bu olaydan çok söz etmiyor. Ama belli ki kendisi değil eylemi konuşuyor. Çünkü bu olaydan sonra 2.5 ay eşiyle aynı yatağı paylaşmıyor. ABD Başkanı alt katta bir divan üzerinde tek başına kalıyor. * * * Clinton ise sayfalar boyu süren bir günah çıkarma seansı yapıyor. Çok tanıdık bir erkek davranışı... Üç rahip aylar boyu Beyaz Saray’a gelip, ona dini telkinlerde bulunuyor. Her gece eşi yukarda yatak odasına çıktıktan sonra o aşağıda üç saat kitap okuyor. Başucu kitabı ise İncil. En etkilendiği bölüm ise ‘John 8:7’ Bir gün İsa’ya eşini aldatan bir kadın getirip, Musa’nın ünlü kanununun uygulanması konusunda ne düşündüğünü sorarlar. Yani kadının taşlanarak öldürülmesi. İsa onları duymamış gibi parmağı ile toprağı eşelemeye devam eder. Kadını getirenler ısrar edince onlara döner ve o ünlü sözünü söyler: ‘İçinizde en günahsız olan ilk taşı atsın...’ Ertuğrul Özkök Hürriyet Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:33

İLGİLİ HABERLER