Medya
  • 7.5.2003 11:29

BİNGÖL EMNİYET MÜDÜRÜ'NÜN GÖREVDEN ALINMASI TARTIŞMASINDA SAYGI ÖZTÜRK HAKLI ÇIKTI

star gerçekleri yazar, Nazlı Ilıcak'a da özür dilemek düşer Recep Tayyip Erdoğan'ın, Siirt'te yaptığı konuşma onun mahkumiyetine ve seçime katılamamasına yol açmıştı. Bu konuşmayı görevi gereği kasete aldıran, bant ve çözümlerini Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderen kişi ise Siirt Emniyet Müdürü Osman Nuri Özdemir'di. Yaklaşık 15 yıldır Güneydoğu'da görev yapan Özdemir'in son görev yeri Bingöl Emniyet Müdürlüğü'ydü. Bingöl'de polislerin havaya silah sıkmasından sonra, ön inceleme raporu olmadan, üstelik valinin alınması yönünde önerisi yokken apar-topar merkeze çekildi. İlin asayiş ve emniyetinden sorumlu olan Vali, 'Ben müdürümden memnunum' diyor ama İçişleri Bakanlığı, müdür hakkında inceleme bile yaptırmadan merkeze alıyor. Irak savaşı nedeniyle müdürler arasında değişiklik yapılması uygun bulunmamıştı. İstanbul Emniyet Müdürü'nün asli görevi olan merkez valiliğine dönmek istemesi üzerine sadece İstanbul'a ve Celalettin Cerrah'tan boşalan Sivas Emniyet Müdürlüğü'ne atama yapılmıştı. Yani bunun dışında kararname çıkarılmadı. Bu hükümet döneminde sorgusuz-sualsiz merkeze alınan kişi, Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunan Osman Nuri Özdemir oldu. Atar'dan taş Ilıcak'tan vuruş Siirt'teki mitingi 'hükümet komiseri' olarak izleyen Ahmet Cemil Özmen, Emniyet Müdürlüğü'ne mitingde 'yasalara aykırı herhangi bir husus saptanmadığı'na ilişkin tutanağı İl Emniyet Müdürlüğü'ne verdi. İşte hükümet komiserinin Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiği bu tutanak, Emniyet Müdürü tarafından paraf edilip Güvenlik Şube Müdürlüğü'ndeki dosyasına konuldu. Ama, Sabah Gazetesi'nde bu belgeyi yayımlayan meslektaşım Ersan Atar, hükümet komiserinin belgesini 'Görevden alınan Bingöl Emniyet Müdürü Özdemir'in, Erdoğan'ın ceza almasına neden olan Siirt mitinginde suç unsuru bulunmadığı raporuna onay verdiği ortaya çıktı' diye yansıttı. Ersan Atar'ın haberi bununla da bitmiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, Erdoğan'ın konuşmalarının yer aldığı kaseti UBA ajansından istediğini belirtiyor. Hükümet Komiseri'nin Emniyet'e verdiği yazıyı bulan meslektaşımız, aynı Emniyet'in Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı'na konuşma kasetleri ve bunun bant çözümlerini gönderdiğini, bunun üzerine soruşturmanın başlatıldığını da bilmesi gerekirdi. Dahası, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, konuşma kasetini UBA ajansından istediğini belirtti. Bu durumu Savaş'a sordum. İşte söyledikleri: 'Genelde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tebliğname düzenlemez. Ancak önemli gördüğüm ve bu davalar AİHM'e gidebileceği için Recep Tayyip Erdoğan'ın, Abdullah Öcalan'ın tebliğnamelerini ben düzenledim. Tebliğname dediğimiz belge, kararın onanması ya da şu sebepten bozulsun diye düzenlenir. Her dosya için bunu yapmaya mecburuz. Bizim dışımızda, mahallinde dava açılmış, görülmüş, mahkumiyet kararı verilmiş, temyiz edilmiş. Dosyada bant çözümleri vardı. Onları da biz yaptırmış değiliz.' Konuyu gündeme getiren bazı gazetelerin yazarlarını Dünden Bugüne Tercüman'da Nazlı Ilıcak şiddetle eleştiriyor ve bunu da Sabah'ta yayımlanan belgeye dayandırıyor, yanılttığımı iddia ettiği meslektaşlarım ve okurlarımızdan özür dileyip dilemeyeceğimi soruyor. Dilemiyorum Nazlı Hanım! Çünkü, star'ın yazdığı gerçekler, bazıları gibi sizi de rahatsız ediyor. Özür dilemesi gerekenin siz olduğunu belirtiyorum. Bu belgeleri niçin görmediniz? Hükümet Komiseri, Emniyet'e, 'yasalara aykırı herhangi bir husus saptanmamıştır' diyor. Emniyet Müdürü, Güvenlik Şubesi'nin bağlı olduğu Müdür Yardımcısı da kendilerine gelen evrakın görüldüğünü belirtmek amacıyla imzalıyor. Ama ne Nazlı Ilıcak, ne de bu konuyu gündeme getiren Sabah muhabiri Ersan Atar, polis memurları Ali Opak ve Hasan Avcı'nın Siirt Cumhuriyet Başsavcısı'na gönderdiği bant çözümünden söz etmiyor. Dahası, Hükümet Komiseri'nin 'yasalara aykırı herhangi bir husus saptanmamıştır' diye yazdığı 9 Aralık 1997 tarihli yazıya karşın, Siirt Cumhuriyet Başsavcısı Siyami Başok tarafından hazırlanan 9 Aralık 1997 tarih ve 42 sayılı fezleke ve bu fezlekeye dayanak olan bant çözümünün, Emniyet Müdürü'nün bilgisi dışında mı gönderildiğini sanıyorlar?.. Ilıcak, toz kondurmak istemediği hükümete, başkalarının haberlerine dayanarak gazetecileri eleştireceğine, zahmet edip benzeri belgelere kendisi ulaşmalıydı. Masa başında oturup ahkam kesmek, Nazlı Hanım'a yakışmıyor. Bana güvenen ve yazdıklarıma göre yorum yapan meslektaşlarımın yüzünü hiç kızartmadım. Geçmişte benden aldığı bilgileri köşesine taşıyan Nazlı Ilıcak'ın yüzünü kızartmadığım gibi... Bingöl Emniyet Müdürü'nün niçin alındığını Nazlı Ilıcak kamuoyuna açıklamalı. İl İdaresi Yasası'na göre ilin asayiş ve emniyetinden kimin sorumlu olduğuna bakması gereken Ilıcak'ın, hakkı yenilmiş, haksızlığa uğramış bir kamu görevlisine de sahip çıkması gerekmez miydi? Nazlı Hanım, belgeleri inceledikten sonra kimin kimden özür dilemesi gerektiğine de karar versin. Bu belgelerden Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan da bilgi sahibi olursa sevinirim. İyi ki star var. Nazlı Ilıcak da gerçekleri buradan öğrenmeye devam edecek... (Saygı Öztürk/ Star) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:56

İLGİLİ HABERLER