Ekonomi
  • 23.2.2002 14:31

BİR BORSACIDAN BOMBA İTİRAFLAR!..

KAYNAK : Haber Vitrini İSTANBUL/ Hiçbir bilgisi olmadığı borsada 13. broker olarak başlayan Reha Çevikel, aracı kurum genel müdürlüğüne kadar yükseldi. Yaşadıklarını borsacı gözüyle bir kitap haline getirdi. Çevikel’in anıları Borsa Yatırımcıları Derneği’nin sponsorluğunda yakında basılacak. Derneğin amacı geçmişte yaşanan hataların tekrarlanmaması... Borsada her broker’ın, her hisse senedinin, her yatırımcının günlerce anlatılacak kadar uzun hikayeleri vardır. Zaman zaman dost sohbetlerinde anlatılan bu hikayeler dilden dile dolaşır ancak çoğu yazılmaz. Borsa kurulduğundan bu yana içinde olan Reha Çevikel ise yaşadıklarını kitaplaştırmayı tercih edenlerden... Borsa Yatırımcıları Derneği’nin sponsorluğunda yakında satışa sunulacak "Bir Borsacının İtirafları" birbirinden ilginç anılarla dolu. Hiç bilgisi olmadığı halde başladığı borsada 13’üncü broker olarak tarihe geçen Çevikel, yakın zamana kadar birçok banka ve aracı kurumun hisse senetleri bölümünde çalışmış. Mafyanın nasıl çuvalla para götürdüğünden, patronlarının vurulmasına, mini etek giyen brokerların başına gelenlerden borsanın ilk büyük tokadına kadar birçok anısını derlediği kitap ilgi çekecek gibi görünüyor. Çevikel’le borsayı ve kendi hikayesini konuştuk: Nasıl başladı borsa serüveni? 1980’lerde vatandaşa Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin tahvilerini satardık. 1986 yılında borsaya gideceksin dendi çalıştığım bankadan. O zaman çaycı dahil 13 kişilik bir sınıf gibiydi borsa. Ben oraya 13. broker olarak gittim. Acıdır biz ilkler borsaya gittiğimizde brokerlığın ne olduğunu bilmiyorduk. Malesef biz borsa başlar başlamaz müşterinin aleyhine çalıştık. ‘Devletin hisselerini el altından sattık’ 1987’de borsa büyük bir çıkış yaptı. Endeks 100 puandan 1300’lere geldi. Devlet dahil herkes halka arza başladı. Özelleştirme İdaresi o zamanki adı Kamu Ortaklığı İdaresi’ydi. Başında da Cengiz İsrafil vardı. Bize sessiz sedasız kamunun elindeki şirket hisse senetlerini satmamız söylendi. Satışları piyasaya sızdırmamamız için yemin ettirdiler. Çocuklarımız üzerine yemin ettiğimiz için kimseye söylemedik. Borsa hızla çıktığı için biz de devletin elindeki pek çok sürü hisse senedini satıyorduk. Biz sattığımız için piyasadaki arkadaşlar da kim satıyor diye soruyordu. Biz de Ankaralı bir müşteri elindeki hisse senetlerini çıkarıyor diyerek geçiştiriyorduk. Satışa başladığımızda patronlara ağustostan önce açıklamayacağım diye söz veren İsrafil temmuzda "Biz bir aydır devletin elindeki hisse senetlerini aracı kurumlar vasıtasıyla borsada satıyoruz" diye açıklayınca borsa tepetaklak oldu. Endeks 300 puan seviyelerine düştü. O dönemde çok can yakıldı. Biz brokerlar olarak kuruluştan bu yana kötü bir imtihan verdik. ‘Mafya tabancalarla gelip senetleri aldı’ En sıkıntılı dönem sizin için ne zamandı? En sıkıntılı dönem 1994’tü. Krizde benim çalıştığım aracı kurum da battı. O zaman adı Nema Menkul Değerler’di; sonra Everest oldu. Sahipleri Pasifik Grubu’ydu. Kriz çıktı. Üç banka batınca müşteriler aracı kuruma hücum etti. O hengamede bizim çalıştığımız aracı kurum da battı. Şirket sıkıntıya girince İMKB, yatırımcının hisselerini borsada sattı. Sonra mafya geldi. Tabanca çektiler. Ben ilk defa o zaman mafyayla tanıştım. Hiç unutmam o zaman şirkette ortaklardan Pasifik Grubu’nun alacak senetleri vardı. Bir gün mafya üyeleri ellerinde silahla şirkete gelip alacak senetleri çuvala koyup götürdü. Ertesi gün gelip "Bir çuval fazla almışım" diyerek bir kısmını iade etti. O zaman bizim patronlar kendilerini korumak için yine mafyadan yardım isteyip adam tuttular ancak battıkları için korumaların maaşlarını ödeyemediler. Bu nedenle korumalar patronlardan birini vurdu. Borsada mini etek giymek sakıncalıdır Borsa binası, Tophane’deki binadayken tahta sisteminde çalışıyorduk. Bazı bayan broker arkadaşlar borsaya mini etek giyip geliyordu. O zamanlar lot altı işlemler tahtaların en altına yazılıyordu. Mini etek giyen arkadaşlar tahtanın altına eğilmek zorunda kalınca gözler oraya dönüyordu. Bu nedenle lotaltı işlemlerin olduğu tahtalarda erkek brokerların daima bir ilgisi olmuştur. ‘Ereğli’de üç çeşit akıl hastası var’ Ereğli Demir Çelik, çalışanlarının bir kısmına emekli olduğunda hisse senedi verdi. 900 liradan verilen hisse senetleri kısa sürede bedelli, bedelsiz artırımlarda dikkate alındığında fiyatı 160 bin liraya tırmandı. Paraya ihtiyacı olanlar hisseyi hemen satarken, ihtiyacı olmayanlar 160 bin liraya kadar elinde tuttu. O zamanki genel müdürümüzün Ereğli’deki hastanenin başhekiminin anlattıklarından bize naklettiğine göre bu inanılmaz kar Ereğli’de üç çeşit akıl hastası ortaya çıkardı: Birincisi, 900 liradan alıp bin liradan satanlar; ikincisi, 160 bin liradan satıp para içinde aklını yitirenler; üçüncüsü de ‘biz niye bu işe girmedik’ deyip kaçıranlar. Eczacıbaşı’nın arsasını üç kez sattım Eczacıbaşı Grubu’nun borsa kurulduğundan beri Levent’teki arsası satılacak diye dedikodu yapılır. Hisseyi yükseltmek isteyenler bu söylentiyi yayarlar. Birgün "ben dürüstüm" diye arsanın satıldığı haberini yayma görevini bana verdiler. Kâğıt öyle bir değer kazandı ki ben bile inandım arsanın satılacağına... Şunu söylemek gerekirse ben üç kez sattım arsayı ancak Eczacıbaşı hâlâ o arazisini satmadı. Sekreterler sıfır araba aldı 1987’de borsa patladı gidiyor. Piyasada alacak hisse senedi yok. Yaşar Grubu, Pınar Et hisselerini halka arzetmek istediğini söyleyerek çalıştığım bankaya geldi. Grup bize hisseleri bin liradan verdi. Ben de "Zaten hisse senedi kıtlığı var. Bin liradan hisse nereden bulacaksınız" diyerek kurumda çalışan arkadaşlara 1050 - 1075 liradan sattım. Personel de boşta kalan paralarını bana verdi. Bir hafta içinde hisseye büyük talep geldi. O zaman üç gün içinde talep arzı karşılamazsa fiyatlar serbest bırakılıyordu. Öyle oldu fiyat bin liradan 7 bin liraya çıktı. Bizim personel ayaklı borsada 10 bin liradan hisseleri sattı. 1 milyon lirası olanın 10 milyonu oldu. O zaman bir sıfır Doğan arabanın fiyatı 4 milyon liraydı. Sekreterlerin birkaçı sıfır Doğan aldı. Bizim genel müdür Renault 9 kullanırken sekreterler sıfır arabaya biniyordu. Ben kızlara arabalarınızı müdürünkinin yanına parketmeyin dememe karşın kimse bana aldırmadı. Çalışanlar maaşı bırakıp borsayı takip etmeye başladı. Astrologlara sorup öyle oynuyorduk Zaman zaman astrologlara gidip borsanın durumunu soruyorduk. Borsanın doğum tarihini 26 Aralık 1986, Turgut Özal’ın gongu çaldığı saati doğum saati olarak kabul edip astrologlara baktırıyorduk. Son baktırdığım astrolog yaşadığımız krizleri bildi. Hatta ilginçtir, 11 Eylül’ü 15 Eylül olarak tahmin etse de bu tarihe dünyayı sarsacak bir olay olacağını söyledi. Biz de bunları yatırımcıya, "Ne bize ne siyasetçiye güveniyorsunuz biz de astrologlara sorduk böyle dediler" diyerek anlattık. Onlar da bu söylenenlere göre pozisyon aldı. Bandırma’ya kârlı vapur seferleri 1990’da Bağfaş hisseleri farklı kupürler halinde satılırdı. 100’lük kupürler küçük, 200, 500 ve binlik kupürler büyük kabul edilirdi. Piyasanın yüzde 30 - 35 altında satılan ayaklı borsadan büyük kupürlüleri topluyorduk. Cuma sabah vapura binip Bandırma’ya gidiyorduk. Orada İstanbul’dan geldiğimizi söylemeyip, Bandırma çarşısındaki esnaflara Bagfaş hisse senetlerini küçük fiyat kırarak satıyorduk. O zamanlar esnaf bu hissenin ticaretini yapardı. Böylece yıllık faizlerin yüzde 30 - 40 olduğu bir ortamda birçok kişi bir iki haftada Bandırma seferiyle kazanıyordu. Vicdan azabı çekiyorum Kitabı daha çok yatırımcıları uyarmak için yazdım. Bizim iş al - sat üzerine kurulu. Çünkü aracı kurumlar al - satlardan elde ettikleri komisyonla ayakta durur. Halen pişmanlık duyduğum konulardan biridir bu. Şirket kazansın diye endeks 7 binden 15 bin puana gittiğinde bile yatırımcıya "almayın" demedik; "20 - 30 bin olacak" dedik. Biz broker olarak her çalıştığımız yerde kullanıldık. Bunları hatırladıkça halen vicdan azabı çekiyorum. Bugün bile borsamızda meslekdaşlarımız oynuyor. Kendi aldığı hisse senetlerini müşteriye tavsiye ediyor. Bunu yapmamak gerek. Teknik ve temel analizi iyi yapıp ucuz fiyattan almak yatırımcı için en iyisi. (Milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:31

İLGİLİ HABERLER