
"BİR GENERALİN BOŞANMASI VE BİR KADINLA BERABERLİĞİ GENERALLİĞİNE ENGEL MİDİR?"
İsm
İSMET BERKAN/ GENERALİ KİM DİNLEDİ?
<ı>Tümgeneral Taşkesen'in istifasına yol açan 'telekulak' skandalı derinleşiyor. Gerekli donanıma sahip tüm kurumlar 'Biz yapmadık' diyor. Yasadışı dinleme kayıtlarına TSK'nın niçin itibar ettiği de meçhulı>
İnsan gazetecilik yapınca, Ankara'da uzun süre bulununca ve Türkiye'nin sorunlu bölgelerinde zaman zaman turlar atınca ister istemez çok sayıda orta ve üst rütbeli subayla da tanışıyor.
Eğer meslekte yeterince uzun süre kalırsanız, albayken tanıdığınız birinin orgeneralliğe kadar yükseldiğine, hatta önemli komuta mevkilerinden birine geldiğine bile tanık olabilirsiniz.
Son günlerde silahlı kuvvetlerden istifa ederek erken emekliye ayrılmasıyla adı gazetelerde çok geçen emekli Tümgeneral Reha Taşkesen'le o albay olarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e başyaver olduğunda tanıştım.
Birlikte çok ama çok enteresan dönemlerine tanık olduk Türkiye'nin. Reha Taşkesen, Köşk'e Güneydoğu'dan, terörle mücadelenin en ön saflarından gelmişti. Bölgeyi karış karış, köy köy tanıyordu.
Savaşın göbeğinden Çankaya Köşkü'nün huzurlu bahçesindeki Başyaver lojmanına gelmişti ama bölgeyle ilgisini hiç kesmemişti.
O bölgede görev yapmış bazı askerler, kendi imkânlarıyla yardımlar topluyor ve Hakkâri'nin kırsalında, Çukurca'da Şemdinli'nin dağlarında köylere okul yaptırıyor veya onartıyor veya okulların ihtiyaçlarını gideriyorlardı.
Çok parlak bir asker olduğu, aynı anda hem savaşçı hem de diplomat olabilmesinden belliydi. İngilizcesi gayet iyiydi, çünkü geçmişte NATO'da da görev yapmıştı, daha sonra NATO'nun Afganistan'daki
gücünde de görev yaptı.
Her neyse amacım Reha Taşkesen'in biyografisini vermek değil, söylemek istediğim onun gibi askerlerin kolay kolay yetişmediği.
Nitekim Reha Taşkesen parlak bir asker olduğu, kariyerini hep çok önemli yerlerde çok önemli görevler üstlenerek sürdürdüğü için olsa gerek, son olarak Kara Harp Okulu Komutanlığı görevini yapıyordu.
Ve bu görevi sırasında, hakkında başlatılan bir inceleme nedeniyle silahlı kuvvetlerden istifa etti. Bunca yılın emeğiyle, kelle koltukta geçen yıllarla oluşturulmuş bir kariyer sona erdi.
Erdi, ama Reha Taşkesen'in öneminden ötürü, bu sefer ordu içinde olan bir konu içeride kalmadı, basının diline de düştü. Gazeteler konuyu dört bir yandan araştırıyorlar. Bu haberler durmayınca nihayet Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaptı. Son olarak dün iki büyük gazetemizde Reha Taşkesen'in Genelkurmay'ın açıklamasının ardından söyledikleri yer alıyordu.
Bütün bu olayda en önemli, en can alıcı konu, Reha Taşkesen'in telefonlarının dinlenip dinlenmediği, dinlendiyse de kim tarafından dinlendiği.
Bence bu olay bu kadar kamuoyuna mal olduktan sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı veya Genelkurmay Başkanlığı'nca daha doyurucu açıklamaların yapılması gerek.
Bazı sorularım var:
1. Reha Taşkesen hakkında sadece ihbarlar mı vardır, bu ihbarlara dayanılarak açılmış bir soruşturma da var mıdır?
2. Soruşturmayı askeri yargı mı yürütmektedir, yoksa idari bir soruşturma mıdır bu?
3. Telefonları Genelkurmay veya Jandarma mı dinlemiştir? Bu dinleme mahkeme kararıyla mı yapılmıştır?
4. Telefonları Genelkurmay dinlemediyse, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı'nın eline Reha Taşkesen'in özel telefon konuşmalarının transkriptleri nasıl geçmiştir?
5. Bu telefon konuşması dökümleri ihbarcılar tarafından gönderildiyse, Kara Kuvvetleri yasadışı yollarla edinildiği aşikâr olan delillere dayalı imzasız ihbar mektuplarına neden itibar etmiştir?
6. Askeri disiplin kuralları general seviyesine gelmiş bir subayın özel hayatının her saniyesini de kapsamakta mıdır?
7. Bir generalin eşinden ayrı yaşaması, boşanması veya eşini aldatıyor olması onun generalliğine engel midir?
Umarım Türk Silahlı Kuvvetleri sessizliğe bürünmez ve bu soruların hiç değilse bazılarının cevaplarını bulabiliriz.