Gündem
  • 29.4.2005 04:05

"BİR 'KUTSAL GERÇEK!' OLARAK BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI"

Tamer Korkmaz'ın Zaman'daki yazısı:

Bir "Kutsal Gerçek!" Olarak Başörtüsü Yasağı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin bundan dört yıl önce de türban yasağını savunan bir konuşma yapmıştı.

Ne var ki, son çıkışı o konuşmasıyla karşılaştırılamayacak seviyede bir anlam taşıyor. Bumin, türban yasağını mutlak bir karar-bir dogma halinde ele alan son söylevi ile (bugüne kadar devletin tepesinden türbana karşı yapılan en uç açıklamaydı) TBMM’nin iradesini kıymetsiz ve de geçersiz sayan bir tavır sergiliyor ki, demokrasimiz adına yeterince dehşetengiz bir durum, bu...

Bumin, hükümete “Anayasayı değiştirseniz dahi türban yasağını kaldıramazsınız” diye sesleniyor. Milli iradenin son tahlilde hiçbir hükmü olamayacağını söylemeye çalışıyor...

Bizler egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu bilirdik; demek ki yanlış biliyormuşuz!

Hükümet, türban sorunu ile ilgili olarak bir anayasa değişikliği hazırlığı içinde değildi. Bumin, buna rağmen parlayıverdi!

Anlaşılan o ki, Kurulu Düzen temsilcileri milletin tek başına iktidara getirdiği bir siyasi heyetin ‘anayasa değişikliği yapma ihtimalini bile’ sevmiyor. Hal böyle iken, devletimiz başörtüsü meselesi için referanduma gidilme ihtimalinin zikredilmesini dahi hoş karşılamayacaktır. Sebebi de gayet açık. Son yıllarda yapılan kamuoyu yoklamalarının tamamında halkın -en az- yüzde 70 oranında türban yasağına karşı olduğu ortaya çıkmıştı...

Yeri gelmişken, bu anketlerin (birini de Milliyet yaptırmıştı) “Türban konusunda toplumsal mutabakat oluşmadı” diyenlerin ellerinden öptüklerini de hatırlatalım...

***

Bumin’in “Anayasa değişse de türban yasağı sürer, uluslararası kararlar yasağı destekliyor” şeklindeki ifadelerine AİHM’nin Türk yargıcı Rıza Türmen destek vermiş. Türmen “Anayasa’da türbanı serbest bırakan bir değişiklik yapılsa bile somut bir dava açıldığında AİHM bu düzenlemeyi denetler” diyor. Bu açıklamada şaşılacak bir taraf yok. Söz konusu destek neyi gösteriyor? AİHM’nin kararının siyasi ve Türkiye’ye özgü bir karar olduğunu ispatlamaya yarıyor!

AİHM’nin yargıçları Avrupa’daki üniversitelerin hiçbirinde türban yasağı olmadığını bilmiyorlar mı? Gayet iyi biliyorlar!

Rıza Bey, AİHM’nin Türkiye’deki türban yasağına koltuk çıkan kararının Avrupa’daki üniversiteler için neden emsal teşkil etmediğini -bir zahmet- izah edebilirse çok mutlu oluruz...

AİHM Avrupa üniversitelerindeki türban serbestisini denetlemeyi neden düşünmüyor, acaba? Sadece bu soru bile, AİHM kararı üzerinden Türkiye’deki yasağı meşru kılma numarasını deşifre etmeye yeter!

AİHM, türban hakkındaki kararında devletin yasakçı tercihini onaylamıştı; yoksa, tutup ‘başörtüsünü prensipte yasaklayan’ bir karara imza atmamıştı. Zaten, atması da mümkün görünmüyor...

Üniversite öğrencileri kamu hizmetinden faydalananlar kategorisinde olduğu için asla bir kıyafet yasağı söz konusu olmaz, oralarda. Avrupa üniversiteleri bundan dolayı AİHM kararını hiçbir zaman emsal kabul etmeyecekler, ya...

Bumin, Tüzmen, veya Teziç, böyle bir AİHM kararını alıp evrensel ve mutlak bir kural gibi sunuyorlar. Şayet bir gün anayasal düzenlemeler yapılırsa, bu değişiklikler AİHS’ne aykırı olmaz. Avrupa’daki hangi ülke yönetimi üniversitelerinin türbana özgürlük tanımasından dolayı AİHS’ne aykırı davrandığı yolunda bir suçlama ile-sorunla karşı karşıya kaldı? Cevap: E) Hiçbiri!

YÖK Başkanı Teziç, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın sözlerini savunurken “Bumin, başörtüsü konusunda kutsal gerçeği dile getirdi!” diyor: Sonunda bu da oldu ve türban yasağı devletimizin temsilcileri tarafından kutsallaştırıldı!

Gezegenimizde takvimler 2005’i gösterirken, yasakların dogma haline getirilerek korunduğu bir ülkede yaşıyoruz: Çağdaş Türkiye’m benim!

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:59

İLGİLİ HABERLER