Gündem
  • 19.7.2002 14:58

BİR SÜPER YORUMDA HABERTÜRK'TEN.... ' İPEKÇİ ' SOYADINDAN KORKAN ADAM : İSMAİL CEM

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Yeni oluşumun analizini yapan Habertürk, 'Kemal Derviş, İsmail Cem'in ipiyle kuyuya inilmeyeceğini gördü' diyerek,Cem'in başarısız olacağını 12 ayrı maddeyle ispatladı.Yorumda,"Bu yoldaki en büyük taşı, soyadını kaldırarak atladı. Bunu hukuken mi yoksa, fiilen mi yaptığı bilinmiyor, ama Meclis zabıtlarında artık soyadı kullanılmıyor. İsmail Cem İpekçi, bilindiği gibi Selanik kökenlidir ve müslümanlığı usulen kabul etmiş bir aileye mensuptur. Bunda da hiç bir sorun yoktur. Türkiye binbir renkli bir ülkedir ve Cem de bu ülkenin, gurur duyduğumuz bir rengine aittir. Ama biz onunla nasıl gurur duyuyuyorsak o da kendi soyuyla sopuyla gurur duymalıdır. ''Başbakanlığa giden yolda ilerde başıma bela olur'' diye soyadını kullanmaktan vazgeçmek, bu ülkeyi yönetmeye aday olan insana yakışmaz " denildi.İşte bu ilginç yorum... KEMAL DERVİŞ, İSMAİL CEM'İN İPİYLE KUYUYA İNİLEMEYECEĞİNİ GÖRDÜ.. BİR HABERTÜRK ANALİZİ.. HABER-ANALİZ Tüm kamuoyu merak içinde:Acaba Kemal Derviş, yeni oluşuma katılacak mı, katılmayacak mı? Habertürk'ün bu konuda yaptığı araştırma, Kemal Derviş'in giderek yeni oluşumdan uzaklaştığını gösteriyor. İşte nedenleri: 1)Her ne kadar Ankara'ya bağımlı konvansiyonel medya saklamaya çalışsa da İsmail Cem, tıpkı Ecevit gibi mesleği olmayan, soyadından utanan, eşini halktan saklayan, şişirilmiş yeşil gözlü bir balondur. 2)1974'de getirildiği TRT Genel Müdürlüğü, neredeyse bir bakanlık kadar önemliydi. Çünkü o zamanlar özel radyo ve TV olmadığı için TRT olağanüstü bir etkiye sahipti. Cem, Kemal Tahir'ci olduğu için koalisyon ortağı MSP bu tayine sesini çıkarmadı. Cem, bu görevden ayrılırken, Milliyetçi Cephe ile Büyükelçilik pazarlığı yaptı. Cem'in fazla emek sarfetmeden , konjonktürden yararlanıp tepeye oynamak eğilimi ilk kez o günlerde Türk siyasi eliti tarafından farkedildi. 3)''Le Monde'' yapacağım diye Politika gazetesini çıkardı. Ama bunu kendi parasıyla değil, sendikaların parasıyla çıkardı ve parayı batırdı... Bir çok nedeni olabilirdi bu fiyaskonun, ama en temel nedeni, hayatta tek bir gün gazetecilik yapmamasına rağmen (Köşe yazarı olmak, gazeteci olmak demek değildir. Ecevit de köşe yazarıdır ama gazeteci değildir) gazete çıkarmaya heveslenmesiydi. 3)Bu işte de başarısız olunca Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel başkanı oldu. Ama gazeteci olmayan birisinin gazete çıkarması ne kadar mümkün değilse, gazeteci olmayan birisinin gazeteci sendikası başkanı olması da o kadar imkansızdı. Zaten Cem de, bu görevi, iyi sendikacılık yapmak için istemiyordu. Amaç, ''CV'sini zenginleştirmek, yeni bir item eklemekti''.. Amacı sendikayı yönetmek değil, Türkiye'yi yönetmek üzere bir taş daha atlamaktı. 4)Bu yoldaki en büyük taşı, soyadını kaldırarak atladı. Bunu hukuken mi yoksa, fiilen mi yaptığı bilinmiyor, ama Meclis zabıtlarında artık soyadı kullanılmıyor. İsmail Cem İpekçi, bilindiği gibi Selanik kökenlidir ve müslümanlığı usulen kabul etmiş bir aileye mensuptur. Bunda da hiç bir sorun yoktur. Türkiye binbir renkli bir ülkedir ve Cem de bu ülkenin, gurur duyduğumuz bir rengine aittir. Ama biz onunla nasıl gurur duyuyuyorsak o da kendi soyuyla sopuyla gurur duymalıdır. ''Başbakanlığa giden yolda ilerde başıma bela olur'' diye soyadını kullanmaktan vazgeçmek, bu ülkeyi yönetmeye aday olan insana yakışmaz. 5)Rahmetli Uğur Mumcu İsmail Cem'in bu plastikliğini yıllarca önce ilk tespit edenler arasındaydı, ona çok kızardı. Çıtkırıldım, sentetik ve ''wishy washy'' bulurdu. Hayatta kimseye ''s... git'' dememiş olmasının eksi bir puan olduğunu düşünürdü. Mumcu'ya göre İsmail cem ''yakışıklı bir şişirilmiş balondu''. Hayatını hep ''baş olmak'' üzerine mühendislediğini, ama bunu hak etmek için hiç bir şey yapmadığını, hep mesleksiz, yeşil gözlü bir sinsi hazıra konucu olduğunu söylerdi. 6)Uğur Mumcu'yu teyid eden bir çok ''flop'' yaşadı İsmail Cem siyasi kariyerinde. 1989'da SHP milletvekiliyken kurultayda Erdal İnönü'ye karşı aday oldu. Adaylığı, yine örgütle değil, bugün yaptığı gibi İstanbul basını ile planladığından, Erdal İnönü gibi bir ''hint horozu'' bile İsmail Cem'i yere serdi. 7)Ardından Cumhurbaşkanlığına aday oldu. Mail Büyükerman da olmuştu. 8)Baykal, Cem'i Kültür Bakanı yaptı. Cem istifasını verdi, DSP'ye gitti. Çünkü tek tapulu arazi orada kalmıştı. Yani SHP'nin lideri olmak üzere yola çıkmıştı beceremedi, CHP'yi ele geçirmek için teşebbüs etti, onu da beceremedi, DSP'yi ele geçirmek için hareket başlattı, onu da beceremedi. Zamanlama ustası olup ''uygulama ustası'' olmadığı için bütün siyasi ataklarında başarısız oldu.. 9)Mesleksiz olduğu için bakanlığında da başarısız oldu. Cem, tam 5 sene Dışişleri Bakanlığı yaptı. Bu süre, ne Osmanlı ne de tek Parti yıllarının hiç bir bakanına nasip olmadı. Genscher bile bu kadar uzun süre bakanlık yapmadı. Ve bu kadar uzun bir icraattan hatırlanan tek şey, Yorgo ile sirtaki yapması ve Saddam'a gidip döndüğünde uçaktan sarhoş inmesi oldu. Merdi hariciye vekili, başarısını anlatırken, kuşkusuz sirtaki oynuyordu. 10)Milletvekili olduğu Kayseri ile, pastırma dışında hiç bir ilişkisi olmadı. Ecevit, belki de Cem'i Kayseri'den milletvekili yaparak liderlik kumaşı olup olmadığını test etmek istemişti. Ama Cem 95'den beri Kayseri Milletvekili ve ancak bir kaç kere Kayseri'ye gitti. Son gidişinde karşılayanların sayısı 100 kişiye bile yaklaşmıyordu. Buna karşılık İsmail Cem, Kayseri yerine Gaziantep'e gitti. Bundan üç ay önce Dışişleri Bakanı sıfatıyla Antep Ticaret odasında konferans verdi. Buna bütün Antep Milletvekilleri şaşırdı. Kayseri Milletvekili neden Antep'e gidiyordu. Çok basit Kemal Derviş oraya gitmişti ve Cem, liderliğe giden yolun Antep'den geçtiğini zannediyordu. 11)Af kanunu, bankalara hoyratça el konulması gibi, ekonomik çöküntü gibi DSP'nin kötü siciline geçmiş hiç bir madde hakkında hiç bir yerde konuşmadı. Bunlara itiraz etmedi. Bunlara itiraz etmeyerek Ecevit'in bütün hatalarını benimsemiş oldu. Oysa şimdi tüm bu kötü siyasi geçmişini, kendi soyadına yaptığı gibi unutturmak istiyor. Ama insanlar onun ''İpekçi'' soyadını da, son 5 yıldır iktidarda olduğunu da unutmayacak. 12)Derviş bile İsmail Cem'e tam güvenemediği için mevcut hükümete devam etti. Baykal ile konuştu, Amerika'ya gitmeye karar verdi. Amacı zaman kazanarak İsmail Cem'den uzaklaşmak. Kemal Derviş'e bile güven telkin etmeyen İsmail Cem'in Türk halkına güven vermesini beklemek abesle iştigaldir. SONSÖZ İSMAİL CEM, PARTİYİ KURMADAN ÖNCE ŞU SORUYA CEVAP VERMELİDİR: SOYADINIZ MAHKEMEDE Mİ MATBUATTA MI DÜŞTÜ? YAŞASIN ÖZGÜR BASIN, YAŞASIN SERBEST PİYASA... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:28

İLGİLİ HABERLER